Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ama unutma, taş duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok."
❄️
"Jimin başbaşa olalım diye gelmedik mi? Neden geliyor ki onlar?" Jungkook huysuz bir sesle çıplak göğsünü okşayan sevgilisine söyledi. Jimin hâlâ cilveli halini bozmamış, büzdüğü dudaklarıyla ısrar etmişti.
Jungkook seslice oflarken eğilip kısa bir öpücük kondurdu büyük dudaklara. "Neyse bir soralım bari, işleri yoksa gelsinler."
Jimin dizleri üstüne çıkıp yatakta zıplarken kollarını sevgilisinin boynuna dolayıp neşeyle kıkırdadı. "Sen en iyi eşsin kookiem!"
Jungkook ciddi tutmaya çalıştığı yüz ifadesiyle kollarını önünde bağlamıştı fakat sevgilisinin şirin tavrına tepkisiz kalamadı.
"Ben mesaj atayım o zaman." Komidinin üstündeki telefona uzanacağı sırada jungkook belinden kavrayıp üstüne çıktı bir anda.
"Önce buraya gel sen. Seninle ufak bir işim var." Jimini altına alırken jimin şaşkın ve koca gözleriyle ona bakmış jungkook üstüne eğilip dudaklarına saldırırken bacaklarını kavrayıp beline sarmasını sağlamıştı.
Jimin şaşkınca karşılık verirken kolları ait olduğu yeri bulmuştu bile.
-
Taehyung elindeki valizleri otel odasına sokarken Jin kucağındaki etrafa şaşkınca bakarak görmek istediği kişiyi arayan kızına sahip çıkmaya çalışıyordu. Minki jimin'in onları davet ettiğini görünce elini çenesine yaslayıp hülyalı bakışlarıyla sevinmişti. Şimdi jimin'i görmek adına babasının kucağından inmeye çalışıyordu ama babası bırakmamakta kararlıydı. İnmeden jimini göremezdi ki?
Odalarına girdiği sırada koridorun sonundaki odadan çıkan ikiliyi fark edip çığlık atarak kollarını ileri uzattı minki. Babasının kucağında çırpınırken jin jimin'i fark ettiği için mecburen indirdi.
Minki paytak adımlarıyla yukarı çıkmış eteğini çekistirirken zorlukla kollarını iki yana açıp özlediği bedene koştu.
Jimin koşmaya çalışan küçük kızı kucağına alıp yanağına sulu öpücüklerini koyarken ufaklık neşeyle kahkaha atarak kollarını boynuna sarmıştı.
"Minie! Çok özledim seni." Kelimeler ağzında yuvarlanırken düzgün cümle kuramamıştı.
"Bende bebeğimi çok özledim, bu yüzden hemen buraya gelmeni sağladım!" Minki aldığı iltifatlarla utanıp başını öne eğerken jimin hâlâ öpücüklere boğuyordu onu.
