on bir

2.8K 368 242
                                    

under my skin

"JEON!!" üstü seslendi. Arazi aracının üstündekiler de binmesi için adını bağırıyorlardı. Bomba sesleri, ölümün kıyısında yaralanmış silah arkadaşları da dahil insan çığlıkları çok yüksek sesliydi. "JEON! ŞİMDİ. ARTIK ÇOK GEÇ! ATLA, HEMEN. BU BİR EMİRDİR."

Jungkook panikledi. Dostu, silah arkadaşı, kardeşine baktı. Her yeri kanla kaplanmıştı ve Yüzbaşı Jeon içten içe biliyordu ki ölümüne yalnızca birkaç dakika kalmıştı. Çok fazla kan kaybetmişti. Ardından ekibin geri kalanına baktı, bir an önce binmesi, silah arkadaşlarını-dostlarını burda ölüme terk etmesi için, adını bağırıp duruyorlardı. Fakat başka bir dostunu daha burda ölüme terk etmeyecekti. Yardım edebilirdi.

Bölgeye daha fazla bomba atılacağına dair ihbar almışlardı ve Jungkook'un üsse dönüp yaşama şansı daha yüksek olan insanlara yardım etmesi gerekti.

"JEON! HEMEN ŞİMDİ. BU BİR EMİRDİR. GİTMEMİZ GEREK!"

Jungkook eğilip silah arkadaşı Kim Woosung'u kaldırmaya çalıştı fakat tek başına dahi zar zor ayakta duruyor, tökezliyordu.

"JEON, BİR KEZ DAHA TEKRARLAMAYACAĞIM, HEMEN ŞİMDİ ARACA ATLA. GİTMEMİZ GEREK. KIM İÇİN ARTIK ÇOK GEÇ BURDAN AYRILMALIYIZ."

Jungkook tökezleyip düşünce 'siktir' diye mırıldandı. Toz içinde kalmıştı ve gözleri yanıyor, karşısını bile zar zor görüyordu. Yere düşünce Kim acıdan ağladı. Ağladı çünkü patlama ardından yaralanmıştı ve acısını dindirmeleri için yardıma ihtiyacı vardı.

"HEMEN. BURAYA GEL. JEON. GİTMEMİZ GEREK. BU SON EMRİM. AKSİ HALDE EMİRLERİME UYMAMANIN SONUÇLARINA KATLANIRSIN." üstü bağırdı. Askeriyede emir, emirdi. Kasten, üstünüzün size verdiği emre uymamak ordudan atılmaya, bütün maaş istihkaklarının kaybına ve hatta 5 yıl hapis kararına bile sebebiyet verebilirdi.

"SİKEYİM! EFENDİM LÜTFEN ONU TAŞIMAMA İZİN VERİN, ONU DA ARACA ALABİLİR-"

"JEON! ARTIK ÇOK GEÇ. YA 5'TEN GERİYE SAYARIM VE ARACA ATLARSIN, YA DA EMİRE İTAATSİZLİKTEN KENDİNİ MAHKEMEDE YARGILANIRKEN BULURSUN!"

"SİKTİR SİKTİR SİKTİR" Jungkook silah arkadaşı Woosung'a baktı ve konuşmaya gücü olmasa da bakışlarından anladı. 'Lütfen Jeon. Yardım et.' Jungkook biliyordu ki üstü haklıydı, bir doktor olarak o da biliyordu ki Woosung için artık çok geçti. Jungkook, Binbaşı Yoo'nun 5'ten geriye saymaya başladığını duydu ve önünü görebilmek için kirli elleriyle gözlerini silip ayağa kalktı. Woosung'ın boynundaki künyeyi çekip aldı ve araca doğru koşmaya başladı.

"Beni ölüme terk ettin, Jeon. Beni kurtarabilirdin. Eğer tıbbi müdahale görseydim şu an yaşıyor olurdum. Ama sen beni orda ölüme terk ettin. Kardeş olduğumuzu sanıyordum."

Jungkook zorlukla nefes alıp gözlerini açtı. Aniden oturur pozisyona gelip etrafa baktı. Odadayım. Kendi odamdayım. Loguay'da değilim. Bu sadece bir rüyaydı. Başka bir kabustu.

2.56

Gözlerini ovuşturdu Jungkook. Terden sırılsıklam olmuştu. Yataktan kalkıp mutfağa gitti ve büyük bir bardak soğuk su içti. Soğuk suyla bir de yüzünü yıkadıktan sonra yatağına geri döndü ama uykuya dalamadı. Bu yüzden yatağından kalkıp antidepresan ve uyku hapı aldı. İkisi de uyku bozukluğu ve TSSB için Yoongi tarafından yazılmış reçeteli ilaçlardı.

a Dose of SaltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin