Accio Odinson's

Alışma Faslı •5

Loki, kıyafetlerle dolu çantasını sertçe yere koydu. Yanındaki kedisi bu hareketten tırsmış olsa da bozuntuya vermeden etrafı keşfe çıktığında Loki de aynısını yaptı. Yosun yeşili perdelerle süslenmiş karanlık yatakhanede taş çatlasın beş yatak vardı. Yataklar dört direkli ve normal yataklara göre biraz daha büyük karyolalardı ve her birinin yanındaki yeşil meşaleler ortama kasvetli bir o kadar da ferah bir hava katıyordu. ‘’evet’’ diye iç çekti ve kendi kendine mırıldandı ‘’yeşil renk pek de büyük bir değişiklik olmayacak’’

Bütün eşyalarını yerleştirdikten, kalan şeyleri de zevkine göre düzenledikten sonra kendini seçmiş olduğu yatağa attı. İlk önce oda arkadaşlarına bakmayı düşündü fakat sonra bunun kaba olacağına karar verdi. Zaten kime bakabilirdi ki aşina olduğu tek kişi onu hayalete saldırmasın diye tutan çocuktu.

Yanına gelip tırnakları ile karnını yumuşaklaştırmaya çalıştıktan sonra aynı yere yığılıp kalan kedisine döndü. Ona isim bulması gerekiyordu. ‘’Helin olsun senin adın’’ dedi bir süre sonra ve kafasını okşadı. Uyuyan kedininse umurunda bile değildi.

Bir anda olan bu değişiklik ona biraz fazla gelmişti. Fiziksel olarak değil ama ruhsal olarak gerçekten yorulmuştu ve tek isteği biraz… durmaktı.

Fakat dersler bomba gibi başladı hemen derslere geçmişlerdi. Derslerden zaten hiçbir şey anlamıyorken bir de sınıfın yerini bulmak vardı. Bu kadar karmaşık merdivenlerin arasında ise bu hiç kolay olmuyordu. O kadar garip ve farklı farklı merdivenler vardı ki. Doğru fıkrayı anlatıp onu güldürmediğin sürece açılmayanlar, tamamen rastgele yerlere açıldığından hiçbir zaman istediğiniz yere varamamanızı sağlayanlar -bir keresinde Loki kendini çatıda bulmuştu- Yani yeri bilseniz bile gidemiyordunuz. Etrafında da yolu bilen kimse yoktu. Ortak derslerde Thor ve Clint’le, kalan zamanda da kendi başına kayboluyordu.

Neyse işte büyük uğraşlar sonucu şansa da olsa sınıfları buluyor. Başta gecikmeden dolayı küçük azarlar yese de derse aktif bir şekilde katılıyordu. Burası, dersler, öğretmenler kısacası her şey ilgisini çekmişti bu yüzden de hepsine küçük bir çocuğun neşeli ilgisiyle yaklaşıyordu.

İlk karanlık sanatlara karşı savunma dersleri diğerlerine göre biraz daha değişik geçmişti. Diğer bütün derslerde anında konuya başlarken bu derste daha eğlenceli bir etkinlik yapmışlardı.

Takip ede ede sınıfı bulmuştu. Standart bir sınıf gibiydi sadece tavanı çok daha yüksekti. Ders Hufflepufflar‘la ortaktı bu yüzden Barton’un yanına oturdu zaten kısa süre sonra öğretmenleri de geldi. Sarıya çalan kahverengi saçlarıyla gerçekten yakışıklı bir öğretmendi. Kızların ağzından sular akarken onları görmemeye çalışarak kendini tanıtmaya geçti.

‘’Merhaba Hufflepuff ve Slytherin öğrencileri ben Eliot Elton ve karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeninizim’’ dedi sevecen bir bakışla öğrencileri süzerken ‘’bu sizinle ilk dersimiz olduğundan ne sizi fazla zorlamak istiyorum ne de hemen derse geçmek o yüzden birbirimizi tanımak için küçük bir etkinlik yapalım ne dersiniz?’’

Ders olmayacağına sevinen çoğu öğrencinin onayından sonra Profesör Elton devam etti ‘’pekâlâ o zaman ben listeden isimleri okuyacağım ve sırası gelen tahtanın önüne gelip duracak sonra sınıftan rastgele biri onu özetleyen bir kelime söyleyecek’’

O sırada ise Clint, Loki’yi koluyla dürtüp fısıldadı ‘’senin işin kolay o bana gösterdiğin insanüstü kas gücünü falan gösterirsen tanrıdan başka bir şey diyemezler’’

‘’niye bu kadar gevezesin’’ diye karşılık verdi Loki gülerek sonra ise açıklama yapmayı bitirmiş öğretmenlerine döndüler

‘’pekâlâ o zaman ilk kişiyle başlıyorum… Vayne B-’’