"VAYNE" diye bağırdı çocuk bir yandan Clint ve Vayne'in gülüştüğü süs havuzuna ilerlerken. Gözünü öfke bürümüşken Clint'i orada görmemişti bile. Bakışları tek kişiye odaklıydı ve o kişi de ayağa fırlayıp kendisine doğru ilerlemeye başlamıştı adını duyduğunda.
Stephen büyük bir kin ve hınçla devam etti. Kendini Vayne'e saldırmamak için zor tutuyordu "Onu en azından biraz önemsiyorsun sanıyordum! Zevk aldın değil mi? Seni psikopat, onun yaralanışını izlerken eğlendin değil mi!"
Vayne bu suçlamaların neye dayandığına bir saniye bile anlam veremedi "sen neden bahsediyorsun?"
"Salağa mı yatacaksın gerçekten? Ne kadar iğrenç bir insan olduğunu itiraf bile edemiyorsun öyle mi!" Dedi ve siniri bozulmuş bir şekilde güldü Stephen. Zorlama bir gülüştü bu, biraz korkutucuydu da "Onurmuş ailenin önemiymiş hikaye! bir canavardan başka bir şey değilsin O. SENİN. KUZENİN"
"N-ne?" Dedi Vayne bir anlığına sonra ise onun dediklerini sindirmeye çalıştı. "Anthea... Anthea'ya ne oldu?" Dedi titrek bir ses ile
"Numarayı kes"
"Haddini aşma Strange!" Diyerek bir sinir patlamasıyla eski haline hızlı bir dönüş yaptı "sana bir soru sordum. Anthea'ya ne oldu? Eğer onun saçının teline dokunduysan se-"
''Tabii bir de onu koruyormuş gibi davran.'' diye bir adım ilerledi Stephen ve çocuğun önüne geldi. Boğazlı koyu yeşil bir kazak giymişti Vayne ve Stephen da o kazağın üstünden, meydan okurcasına göğsünden ittirdi onu. ''Şerefsizliğinin bile bir sınırı olduğunu sanırdım, yanılmışım''
''Bana istediğini söyleyebilirsin ama ne olduğunu anlat!''
''Seve seve anlatırım. Noelde, eve gittiğinizde sen öylece bir kenara oturdun ve patlamış mısırla onun yaralanışını izledin. Sonra Vayneciğim umurunda bile olmadan tıpış tıpış Hogwarts'a döndün ve geldikten sonra-''
''EVE GİTMEDİM'' diye parladı Vayne bir anlığına tehditkarca Stephen'a daha çok yaklaşarak. sesinin bu yükselişi yakınlardaki birkaç kişinin başının oraya dönmesine sebep oldu. Çocuk kendini toplamaya çalıştı ve nefeslendi. Hızlı hızlı nefes alıp verirken göz teması kurmadı ve yere baktı. Yere baktı ve dudaklarını birbirine bastırdı, düşüncelerini toplamaya çalışıyordu.
''Eve gitmedim. O... Tek başına gitti.'' diye devam etti sonrasında daha yumuşak bir sesle ve kafasını kaldırmadan.
Dudaklarını ıslattı ve diğer çocuğun gözlerine bakarak devam etti ''Noelde Hogwarts'daydım''
''Seni hiç görmedim''
''çünkü senden başka yapacak işlerim vardı ve devasa bir kaledeyiz dahi çocuk'' dedi Vayne ve Stephen'ı hafifçe kenara iterek Ravenclaw kulesine doğru ilerledi "Şimdi izin verirsen"
Hâlâ sinirli Stephen'ı ve endişeli gözlerle bakan Clint'i arkasında bırakarak bahçedeki Ravenclaw kulesine açılan kapıya doğru ilerledi. Kuleye çıkan bir kısa yoldu bu, kapının ardındaki sarmal merdivenler doğrudan ortak odanın girişine çıkıyordu.
Kapıdan girdi ve merdivenleri hızla ikişer üçer çıkmaya başladı. Daha yolu yarılamamıştı ki aşağı inen başka biriyle çarpıştı.
Bu aşağı inen kişi ise Antheadan başkası değildi. İki kuzen de bir diğerini bulmaya çalışıyordu. Bir an şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Anthea'ya anlamaya çalışır gibi gözlerini kırpıştırarak baktı biraz, kız çökmüş duruyordu. Omuzları sönüktü ve gözkapakları gözünün yarısında duruyordu neredeyse. Vayne ise müthiş bir panik içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Accio Odinson's
FanficLoki ve Thor Odinson bir gün odalarına gelen baykuş ile Hogwarts cadılık ve büyücülük okuluna davet edilirler... ne olursa da ondan olur zaten Garip bağlantılar, değişik hikayeler daha da değişik öğrenciler arasında süzülüp gideceğiz Orijinal her şe...