Yaz Tatilleri •14

65 8 20
                                    

Frigga gerginlikle önündeki geçide bakarken bir yandan da yüzüğüyle oynuyordu -ki bunu çok yapardı- Aylardır oğullarından ayrıydı ve onları ne kadar özlemiş olduğunu ancak bir anne anlayabilirdi. Onlarsız saray çok sessiz kalmıştı ve bu her geçen saniye onların yokluğunu Frigga'nın yüzüne daha da çarpıyordu. Orada ne yapmışlardı acaba bu geçen zamanda, mutlular mıydı? iyiler miydi? Odin ile kraliyet işleri ile ilgilenmesi gerektiğinden Heimdall'ın yanına da fazla gidememişti.

En sonunda Heimdall onları duymuş olduğunu belli etmek adına kafasını salladı kraliçeye ve devasa kılıcı kaldırarak ortadaki anahtara soktu. Kılıç dönerken gelen metalik ses odadaki sessizliğin içinde kendini ortaya çıkardı. Ardından önlerindeki geçitte her renkten ışıklar görünmeye başladı arkasından da iki siluet.

''Ballarım!'' deyip onları kollarıyla sarıp sarmaladı Frigga. Bir yandan oğullarının yanaklarına buseler kondururken kâhyalara bavulları yerleştirmelerini el etti. Kâhyaların kafesini pek de nazik olmayan bir şekilde kaldırması üzerine Helin korkuyla miyavlayıp tısladı ve patisini parmaklığın arasından geçirerek başarısızca onu taşıyan adamın elini çizmeye uğraştı.

''Anne! Yapma'' diye kafasını annesinin sulu öpücüklerinden kaçırmaya çalıştı Thor. Annesi ikisinin de omzundan tutarak onları gökkuşağı köprüsüne yönlendirdi ve önlerindeki cıvıl cıvıl şehre yürümeye başladılar

''İlk seneniz nasıl geçti yavrularım? Orayı sevebildiniz mi?'' bir yandan bakışlarını kardeşler üzerinde gezdirirken sorularına bu şekilde başladı.

Thor heyecanla ellerini iki yana açtı ''Evet anne kocaman bir şato vardı hatta bizim saraydan bile büyüktü''

Frigga oğlunun bu heyecanına içten bir gülümseme bahşetti ''çok sevindim canlarım. Hiç arkadaş edinebildiniz mi?''

Bu gibi konuşmalar ikisini de bayıyordu ama Frigga'yı da incitmek istemiyorlardı. Bu yüzden gelirken Clint'in öğrettiği bir yöntem ile -yazı tura- birini seçmişlerdi ve bütün sorulara o seçilen kişi cevap verecekti. Bu kişi de kardeşinin illüzyon gücü olduğunu unutan Thor'dan başkası değildi elbette. Küçük bir göz yanılması yaratması yeterli olmuştu.

''Evet, birkaç kişi çok eğlenceliler'' Thor ağzında salak bir gülümseme ile onları yâd etti.

Loki araya girme ihtiyacı duydu, bir şeye açıklık getirmeliydi. Bu küçük önemsiz Midgardlılar onun arkadaşı değillerdi olmaları teklif dahi edilemezdi. ''kendi adına konuş abicim'' diye karşı çıktı ''onlar benim arkadaşım değil''

Thor kardeşine soran gözlerle bakarken Frigga oğlunun omzunu pat patlayarak ''eminim sen de kendine uygun birini bulursun bir tanem'' dedi ve Loki'nin "o kadar zeki birinin olduğunu sanmıyorum" diye homurdanmasını duymazdan gelip sorularına devam etti ama kardeşlerin onu duyduğunu pek sanmıyordu zira ikisi de kapısının önünde durdukları devasa saraydan gözlerini ayıramıyordu. Tepeden vuran gün ışığıyla daha da parlayan altın saray gözlerini alıyordu ama ikisinin de umurunda bile değildi. Düşündükleri tek bir şey vardı;

'Evdeyim'

Görevliler büyük kapıları açınca hole girdiler. İçinde sürekli bir hizmetçi telaşı olan, yüksek tavanlı hol onlara o kadar tanıdık bir o kadar da yabancı geliyordu ki içlerinin ürpermesine engel olamadılar.

''Çocuklar ben babanızın yanına, taht odasına gitmeliyim. Siz de biraz özleminizi giderin sonra gelirsiniz olur mu?'' dedikten sonra ikisine de son bir öpücük verip, arkasından gelen onunla sorumlu kâhya eşliğinde uzun koridorda gözden kayboldu.

Thor kardeşine döndü ''ne demek arkadaşım değiller'' Loki ise çoktan programlanmış gibi silah odasına geçiş yapmıştı dolayısıyla abisi de. Thor peşini öylece bırakmayacaktı. Kardeşi bıçak bölümünde elini onlarca bıçak ile kılıcın keskin bölgesinde gezdirirken abisinin sorusuna karşı sessiz kaldı ''Loki sana diyorum ne demek arkadaşım değiller. Neredeyse bir seneyi onlar ile beraber geçirdik''

Accio Odinson'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin