Noel Sabahı •9

85 8 15
                                    

''Loki! LOKİ hadi kalk'' diye bağırırken bir yandan da tanrının iyice sarınmış olduğu yorganı çekiştiriyordu Tobey

''niye?'' diyebildi en sonunda Loki uykulu bir sesle

''bugün noel''

''yani?''

''yani işte yıl başı''

''Gezegeninizin yıldızınızın etrafında bir tur atmasını kutluyor musunuz gerçekten?'' dedi Tobey'nin elinde tuttuğu yorganını sertçe çekip daha da sarınarak ''Zeki yaratıklar olmadığınızı söylemiştim''

''iyi sen bilirsin ama hediyelerini ben alırı- '' dedi en son vazgeçerek fakat sesi içeriden gelen bir bağırışla kesildi

''TOBEY! KANKA GELİYO MUSUN''

''Geliyorum Vayne'' dedi ve kasten kapıyı açık bırakarak yatakhaneden çıktı

Bu bağrışmaların arasında Loki tekrar uykuya dalamadı. Yatağında doğruldu ve birkaç gerinmenin ardından üstünü değiştirmeye bile tenezzül etmeden pijamalarıyla dışarıya çıktı.

Ortak salonun zemini yırtılmış bantlar, hediye paketleri ve kutularla dolmuştu. Onların arasından sıyrılıp şöminenin yanındaki boş tekli koltuğa yerleşti. Çoğu kişi tatil için ailelerinin yanına gittiğinden çok az kişi kalmışlardı. Bu gidenlere Clint ve Natasha da dahildi maalesef. Thor ile Loki ise sadece iki gün için taa Asgard'a gitmek istememişlerdi. Ayrıca orada zaman farklı işliyordu yani bir gün duracağız diye yanlışlıkla bir ay okula gelememe ihtimalleri vardı.

Loki etrafı incelerken ağacın altında birkaç hediye daha kalmış olduğunu fark etti. Herkes hediyelerini oradan almıştı doğal olarak Loki de son uyanan olarak hediyelerin ona ait olabileceğini düşündü. Haklıydı da orada kalmış bir paket dışında kalan onun adınaydı. O bir paketi orada bıraktı ve kalanını alarak tekrar yerine oturdu. Kedisi de uzun tüylerini savurarak burnu havada şekilde Loki'nin kucağına atladı.

''merhaba küçük dostum'' dedi Loki kedinin gıdısını hafifçe okşayarak. Sonra kedi patileriyle oturduğu kucağını yumuşatmaya çalışırken hediyelere döndü

Hediyeler, Stephen'ın Loki anlasın diye içine küçük notlar çiziktirdiği bir temel büyüler kitabı. Wanda'dan el yapımı bir bileklik ve Clint'den kutu dolusu şekerden ibaretti. Birinin onu düşünmesi bile çok değerliydi Loki için bu yüzden ağzında ufak bir tebessüm ile baktı hediyelere. Sonra da bileziği koluna taktı, kitabı yatakhaneye girip baş ucundaki komidine koydu ve şekeri de sonra yemek üzere yatağının altına kaldırdı ve abisini bulmak için ortak salondan çıkarak büyük salona ilerledi

^*^*^*^*^*^

''MİLLET! ANTHEA EVLENME TEKLİFİ ALMIŞ'' diye bağırdı Ravenclawlı Marcus Clane diye bir çocuk ve bu cümle bütün Ravenclaw ortak salonundaki çocukları oraya toplamaya yetti. Sadece Stephen kanepede yayılmış kitap okuyan halini bakmak için bile bozmadı.

''Abartmayın'' dedi Anthea kırmızı küçük bir kutuyu eline alırken. Ne içinde ne kutunun üstünde kimden geldiğine dair hiçbir not yoktu fakat içeriği Anthea'nın kimin gönderdiğini anlaması için yeter de artardı bile

Küçük bir top vardı içinde. Kırılan ile tıpatıp aynı bir top. Kalabalık hayal kırıklığına uğrayıp dağılmıştı kızın gözleri ise sadece bir kişiyi arıyordu ve o şanslı kişide kanepede iyice yayılmış kitap okuyordu

''teşekkür ederim güzel hediye'' dedi kanepenin yanına çömelip

''Ben almadım'' dedi Stephen kitap ile yüzünü saklamaya çalışarak

İç ısıtan bir şekilde güldü Anthea sonra ise ''Büyük Salona gidiyorum gelmek ister misin?'' diye ekledi konudan alakasız bir şekilde.

"evet kesinlikle bu ortam beni bunaltmaya başladı"

Yol boyunca pek konuşmadılar. Aslında konuşmak sohbet etmek garip şekilde istiyorlardı hatta sohbet açma denemeleri de olmuştu fakat hepsi başarısızlık ile sonuçlanınca denemekten vaz geçmiş kaçamak bakışlar eşliğinde yürümeye devam etmişlerdi.

Büyük salondaki kişi sayısı yok denecek kadar azdı tanıdıkları kişiler ise sonlarda oturup atışan iki kardeş ile sınırlıydı.

''Merhaba ailesi tarafından istenmeyenler kulübü'' diye bir giriş yaptı Anthea yanlarına otururken

''Aslında beni doğduktan hemen sonra istemedikleri için hepinize fark atarım'' dedi Stephen sevecen bir gülümseme ile kıza bakarken

''özür dilerim ben o anlamda demek istememiştim yani ş-''

''sorun değil merak etme''

''Aslında bizim de durum tam öyle değil'' diye atıldı Thor

''güzel'' dedi Anthea yalandan bir bıkkınlıkla ''tek kaldım yani''

"Yüzünü gören cennetlik Antheacım Lilith olunca yüzümüze bile bakmıyorsun" diye girdi araya Loki

"Öyle mi? Tamamdır o zaman bundan sonra bütün gün dibinizdeyim"

Bir süre daha böyle sohbet ettiler sonra ise Anthea ve Stephen kardeşlere patlamalı pişti öğretmeye çalıştı ama en son Thor kağıtları istediği kart çıkmadığı için kılıçtan geçirmek ve kellesini uçurmak ile tehdit edince öğretmeyi boş verip kendi aralarında oynamaya başladılar.

Birkaç elden ve tatlı bir rekabetle geçen dakikalardan sonra kapıda Pietro belirdi ve kodlanmış gibi bizimkilerin yanına geldi.

''Strange bi gelsene'' dedi ve Salondan dışarı çıktı onun peşinden gelmesini bekleyerek. Stephen ise bakışları ile kızı süzüyordu ne söyleyecek diye.

Anthea'da anlamadığını belli etmek için dudağını kıvırınca ''ben gidip öğreneyim bari şunun sıkıntısı neymiş'' dedi Stephen ve ayağa kalkarak elindeki kartları ters şekilde masaya koydu ''elime bakma ha'' diye ekledikten sonra da göz kırpıp Pietro'ya yetişmeye çalıştı.

Pietro onu dışarıda, kapının yanında bekliyordu çıktığı anda konuşmaya başladı.

''Bana bak!-'' dedi Pietro işaret parmağını Stephen'a sallayarak

''off yine başlıyoruz''

''Wanda'ya eğer bir şey yaparsan-''

''ne yaparsın etrafımda mı koşarsın hızlı çocuk''

Ve bu sözün ardından Pietro, Stephen'ı yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırdı

''Noel hediyen bu mu yani Piet? Bir tehdit. Keşke biraz yaratıcı olsaydın" dedi ve bir iç çekmeden sonra daha ciddi bir ton ile devam etti "Bak kıskançlığının nedenini anlıyorum kardeşin sen olmadan bir grupta güvenmediği kişiler ile çalışıyor ki bu kişiler daha önceden terörist bir gruptu gerçekten anlıyorum'' dedi Stephen onu sakinleştirmek adına

''harbi ben neden yokum o grupta''

''Çünkü sana sadece motor taktılar! Bak Piet son kez açıklıyorum seninki büyü değil sadece metabolizma hızlandırması. Wanda ise bir sonsuzluk taşına maruz bırakıldı. Evrenin var oluşundan beri olan bir taşa''

Pietro onu bırakmıştı fakat hala önünde duruyordu ve Stephen hırsını alamamıştı o yüzden devam etti

''Kamar-taj'a ilk geldiğiniz günü hatırlıyor musun? Dumbledore'un sizi kutardığı günü? Sen gayet iyi durumdaydın, güçlüydün ama Wanda'yı çok fena hırpalamışlardı. Kaç kere ağlarken sakinleştirdiğimi ya da kaç kere kabuslardan çekip çıkardığımı hatırlamıyorum bile. Ve bütün bunlardan sonra tehlike teşkil eden ben mi oluyorum yani? Bir de bu açıdan bak''

Bunları dedikten sonra Stephen aradan sıyrılıp Pietro'yu arkada bırakarak Büyük Salon'a girdi. Pietro kendisine söylenenlerin doğruluğunu sorguluyordu Stephen'ın aklında ise sadece bir düşünce vardı

'ne karizma bi çıkış yaptım be!'

DBB

Accio Odinson'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin