Herkese selam! Zeytin'in 4. bölümüne hoş geldiniz!
Medya *İkiye On Kala-Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim Var* ( Bu şarkı Zeytin için çok önemli. Ecrin ve Ahmet küçükken bakkala diye çıkıp çok kez birbirlerine gittiler, o zamanları ilerleyen bölümlerde okuyacaksınız.)
Hamağa uzanmış Ahmetle görüntülü konuşuyordum. O ise telefonu masaya koymuş çalışıyordu, işteydi. Üzerindeki takım elbiseyle çok hoştu. Sürekli birileri odaya giriyor bir şeyler istiyordu. Ahmet ise hepsine yetişmeye çalışıyordu.
"Önünde Ahmet. Kâğıtların üstünde. Ben buradan görüyorum Ahmet, sen nasıl göremiyorsun?" Önündeki kalemi öremiyordu, salak. Artık kafası neredeyse?
"Ben neden göremiyorum? Off, Ecrin kapat telefonu. Hep aklımı karıştırdın." Suçu bana attı. Benim ne suçum varsa? Kör olan o.
"Kalem hemen önünde, canım. Sen körsen benim suçum ne?!" Telefonu kapattım ve hamak keyfime devam ettim. O çalışadursun ben de uyuyayım. Tatilimin keyfini çıkarayım.
Bahçe kapısının tıklanmasıyla gözlerimi açtım. Annemle babam yüzmeye gitmişti. Bu saatte asla gelmezlerdi. Gelseler bile kapıyı çalmazlardı. Oflayarak hamaktan kalktım. Kim gelmiş diye baktığımda sarışın bir genç bana bakıyordu. Kapının oraya gittim. Burada tanıdığımız kimse yoktu ve genci de tanımıyordum.
"Buyurun?"
"Merhaba, ben Tunç. Yan villada arkadaşlarımla birlikte tatil yapıyoruz." Eee, bana ne bundan. Sadede gel kardeşim.
"Bu akşam sahilde bir parti vereceğiz. Sen de kaç gündür yalnız takılınca... Şey, akşam partiye sen de gelir misin?" Partilerden nefret ederim. Partilerde çılgınca dans edenlerden de nefret ederim. Sırf bu yüzden lisede mezuniyet partime katılmamıştım ben. Üstelik ilk defa gördüğüm birinin davet ettiği partiye neden gideyim?
"Davetin için teşekkürler ama hayır, gelmeyeceğim." Arkamı dönüp hamağa doğru yürümeye başladım. Yatmak istiyorum. Tatildeyim ve yatmak istiyorum, partiye gitmeyi değil.
"Ne o? Yoksa sevgilin mi kızar?" Kaşlarımı çattım ve arkama döndüm. Ne diyorsun oğlum sen?
"Sana ne?" Dik dik baktım. İnsanlar, kendi üstüne vazife olmayan şeylere karışmayı çok seviyorlardı. Sırf bu yüzden etrafımda çok az insan vardı. Ben insanların benim hakkımda konuşmasını, benim hakkımda konuşacak kadar bilgi sahibi olmasını sevmiyorum.
Dünyaya bir kere geliyoruz, istediğimizi yapacak kadar özgür olmalıydık. Başkaları ne diyor diye hareketlerimizi sınırlandırmamalıydık.
"Peki, bir şey demiyorum, ısrar da etmeyeceğim. Sonra sevgiline söylersin falan." Gözlerimi devirip hamağa doğru gittim. Ona cevap verip bu diyaloğu uzatmayacağım. Uzandığım sırada tekrar konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİN
RomanceZeytin; Ahmet ve Ecrin, Yeşil gözlü bir adam ve siyah gözlü bir kız, Yaşama ait anlar, Hayata dair gerçekler. "Kısa, tatlı bir hikaye"