Herkese selam!
Medya *Batuhan Kordel-Sıcak Şarap*
Ailemle birlikte iki haftalığına Aydın'a gitme kararı almıştık. Ahmet iş yerinden izin alamamıştı bu yüzden onlar gelemeyecekti. Bir yandan üzülsem de bir yandan mutluydum. Ahmet'i özleyecektim ama sonuçta o geleceğimiz için çalışıyordu. Gelemediği için tavır yapacak değildim. O gelemiyor diye de tatile gitmeyecek değildim. Yıl boyunca çok yoruluyorum, bir tatili hak ediyorum.
Şu an Ahmetle birlikte valizimi hazırlıyorduk. Daha doğrusu ben neyi alacağımı söylüyordum o da katlayıp valizime koyuyordu. Beyaz salaş elbiseyi gösterdim.
"Şunu da koysana. Plajda giyerim." Tabiiki de koymadı. Elbise askılı ve mini bir elbiseydi. Ahmet giyeceklerime karışmasa da o elbiseyi aldığımdan beri hiç giymeme izin vermemişti. Hatta bir keresinde üstümden zorla çıkarmıştı, pislik.
"Yaa, koysana şu elbiseyi. Kaldırma beni ayağa. Zaten yolda yorulacağım."
"O elbiseyi giymeyeceksin, Ecrin. Yemin ediyorum yırtarım elbiseyi." Ağzım açık ona baktım. İlk defa bu tarz bir kıskançlık yapıyordu. Normalde giydiklerimi hiç karışmazdı. Hatta alış verişimi hep onunla yapardım.
"Ya sen delirdin mi? Boşuna mı aldım ben o elbiseyi? Koy bavula işte." Yapmadı, dolaptan bir sürü kıyafet aldı ama o elbiseyi almadı. Ayağa kalkıp dolabımın önünde durdum. Elbiseyi alıp valize koyarken elbiseyi elimden aldı. "Ecrin, yemin ederi yırtarım. Sinirlendirme beni."
Anlamıyorum. Daha açık elbiselerim vardı, Ahmet elbiselerim boyuna karışmazdı. Öyleyse nedendi bu inatçılığı? "Neden? Neden yırtacaksın elbiseyi? Sen bu hareketinde bir mantık bulabiliyor musun?" Sinir ediyordu beni. En sinir olduğum hareketlerden biri olduğunu biliyordu. Saçma sapan kıskançlıklardan, birbirini kısıtlayan ilişkilerden nefret ederdim. O da sevmezdi, kıyafetlerine karışılmasını.
"İstemiyorum işte, giymeyeceksin." Omuzunu silkerek söyledikleriyle daha çok sinirlendim. Küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Yanına gidip ellerinden tuttum. Ilımlı olmalı, kavgayı başlatan taraf olmamalıydım.
"Neden sorun çıkartıyorsun şimdi? Sorun ne? Sinir etme beni, bir vururum bir de yer vurur. Valla döverim seni çocuk." Benim ılımlı, yumuşak tavrımda bu kadardı işte.
Ellerini elimden çekip belimden tuttu ve beni kendine çekti. Başım yine göğsüne yerleşti. "Beyaz bir elbisenin senin esmer vücuduna ne kadar yakıştığını biliyor musun? Orada yanında ben yokken o kadar güzel olmana izin veremem. Zaten gidişine kırgınım." Cidden buna mı kırılmıştı? Tamam, on iki yıldır hep dip dibeydik ama kendi hayatlarımızda vardı. O gelemediği için ailemle birlikte tatile gitmeyecek değildim.
"Yıl boyunca çok yoruluyorum, biliyorsun. Bu tatil benim hakkım. Evet, sen de yoruldun ve sen de tatile gitmek istiyorsun. Ama başarılı olmak için, hedeflerimize varmak için bir takım fedakârlıklar yapmalıyız. Ayrıca beyaz'ı bana yakıştırıp güzel bulduğun için teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİN
عاطفيةZeytin; Ahmet ve Ecrin, Yeşil gözlü bir adam ve siyah gözlü bir kız, Yaşama ait anlar, Hayata dair gerçekler. "Kısa, tatlı bir hikaye"