14. Bölüm: Bakışma

584 26 0
                                    

"Biliyorum anne, kırk kere söyledin ya. Sanki çok zeki bir kızın olduğunun farkında değilsin."

Annem gözlerini devirip "Bilmez miyim?" dedikten sonra sonunda Nur'ların evinin anahtarını verdi. Bugün hep birlikte evlerini dip köşe temizleyip yerleştirecektik. Anneme gelmemesini, bizim halledebileceğimizi söylemiştik. Hangi zekayla olduğunu sorgulamayın.

O esnada telefonuma mesaj geldi. Saçmalamayın, tabi ki Esinti'den, Benim halimi hatırımı soracak başka kimse var mı?

Esinti: Ne yapıyorsun?

Okyanus: Arkadaşlarımı bekliyorum.

Esinti: Neden?

Esinti: Bir yere mi gideceksiniz?

Okyanus: Evet.

Esinti: Bugün okul yok muydu ya?

Okyanus:  Vardı, ama biz gitmeyeceğiz.

Okyanus: Ege ve Nur'un yeni evlerini temizleyip yerleştireceğiz.

Esinti: Meşgulsün yani.

Okyanus: Ne sandın oğlum?

Esinti: Oğlum?

Esinti: Sevdiğim kız bana oğlum dedi nerelere gidem ben?

Okyanus: SJSJSJSJS

Okyanus: Güldürme geri zekalı!

Okyanus: Annem başıma dikilmiş son model telefonunu camdan atmış arkasından da kendisini atmak üzere olan birine bakar gibi bakıyor.

Okyanus: İçinden 'Allah'ım ben ne günah işledim de bu beynine konum yollamayı unutmuş kızı verdin?' dediğine eminim.

Esinti: HAHAHAHAHA

Esinti: Sibel teyzeye selamlar.

Okyanus: Söyleyeyim istersen?

Okyanus: Bir dakika bir dakika!

Okyanus: Sen.

Okyanus: Sen benim annemin adını nereden biliyorsun?

Okyanus: Doğru ya sen anonimdin değil mi?

Okyanus: Benim hakkımdaki her şeyi bilirsin.

Esinti: Senin hakkındaki her şeyi senden bile daha çok bildiğim doğrudur.

Okyanus: Ben temizliğe gidiyorum. 

Okyanus: Hakkını helal et.

Esinti: Sjsjsjsjsj.

(Görüldü.)

Kapının çalmasıyla telefonu kapatıp ayağa kalktım. Annem benden önce davranıp kapıyı açmıştı. 

"Hoş geldiniz, hiç içeri girmeyin kaybedecek beş dakikamız bile yok." Konuşurken bir yandan da ayakkabılarımı giyiyordum. Çıkmadan annemin yanağına bir öpücük kondurdum.

Binadan çıktığımızda Nur "Çağan nerede?" diye sordu. Ah! Onu unuttum.

"Şey, unutulmuş olabilir." dediğimde Nur bana sinirle bakıyordu. Ama ben mi senin sevgiline sahip çıkacağım canım? Ne kadar ayıp. Cık cık cık.

Nur olduğu yerde durdu ve diğerlerine seslendi. "Çağan yok. Arayacağım." 

"Alo Çağan, neredesin sen? Ne demek ne oldu! Çabuk geliyorsun, bekliyoruz. Beş dakika içinde gelmezsen olacaklardan biz sorumlu değiliz!" Oha! Nur gibi minnoş bir kızın içinden ne çıktı öyle?

Çağan iki dakika sonra nefes nefese kalmış bir şekilde yanımıza ulaştığında Nur gülerek boynuna atladı. Bu kızın psikolojik problemleri mi var?

Hepimiz neler olduğunu anlamaya çalışarak Nur'a baktığımızda Nur hiçbirimizi umursamayarak "hadi gidelim!" dedi.

. . . 

Arabadayken Eser ile sürekli göz göze geliyorduk. Başımı son kez kaldırıp dikiz aynasına baktığımda son on dakikadır olan şey yine gerçekleşti. Yola baksana oğlum! Kaza yapacağız en sonunda.

İç sesimin söylediği saçma sapan şeyleri dinlememeye çalışarak kafamı çevirdim. Neymiş Eser beni seviyormuş! Hah, daha neler iç ses! Bir iki kere göz göze geldik diye söylediği şeylere bak. Hayır yani, insanlar da beni havalı tiplerden zannedecek. 

En sonunda binanın önüne geldiğimizde arabadan indim ve oksijenle buluştuğum için derin derin nefesler aldım. Malum, arabadayken Yaz öküzü üstüme çıkmıştı.

OKYANUS ESİNTİSİ |YARI TEXTİNG|  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin