30. Bölüm: Lunapark (Final)

366 15 0
                                    

Sabah telefonumun çalma sesiyle gözlerimi açtığımda ofadım. Kim bu sabah sabah beni cağnım uykumdan uyandırıyor?

Kimin aradığına bakmadan çağrıyı cevapladım.

"Efendim?" Sesim oldukça uykulu çıkmıştı. Acaba neden?

"Günaydın sevgilim!" Arayan Eser'di ve sesi oldukça neşeli geliyordu. Fazla neşeli.

"Allah mutluluğunu bozmasın ama sabah sabah bu neşe nereden geliyor acaba sorabilir miyim?" Uyanır uyanmaz bu kadar uzun cümle kuran ilk insan olarak tarihe ismimi yazabilirsiniz. Okyanus Kozcuoğlu.

Telefondan gülme sesi duyuldu. "Sevgilimle lunaparka gideceğim. Ondan kaynaklanıyor olabilir."

"Sevgilin mi? Kim senin sevgilin? Benden başa sevgilin mi var senin Eser! Seni gebertirim, sen beni aldatıyor musun?"

"Oha kızım bir yavaş. Ne başka sevgilisi, ne aldatması? Seninle lunaparka gideceğiz."

"Benimle mi? E benim bundan haberim yok."

"Çok normal çünkü sürpriz yaptım." dediğinde "haa." diye saçma bir tepki verdim. 

"Hazırlan hadi, ben seni aşağıda bekliyorum." 

"Tamam hazırlanıp ineceğim."  dedikten sonra bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapattım.

Yataktan zor da olsa kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama geri geldim. Kıyafet dolabımın önüne geçip kıyafetlerimle bakışmaya başladım. Uzun bakışmalar sonucunda rahat olması bakımından altıma mavi bir kot şort, üzerine de beyaz, askılı bir crop giydim. Bir de kendisi olmadan hiçbir şey yapamadığım siyah kemerimi taktım. Elime geçen herhangi bir kolyeyi de taktıktan sonra saçlarıma hiçbir şey yapmayıp salık bırakmaya karar verdim. Bunda üşengeçliğimin de payı oldukça büyüktü. Hava çok sıcak olduğundan makyaj yapmadım. Sadece yüzüme renk gelmesi açısından kirazlı lip balmımı sürdüm ve annemle minik bir 'nereye gidiyorsun?' 'kendine dikkat et.' seansından sonra sonunda evden çıktım.

Binadan çıktığımda Eser arabanın önünde beni bekliyordu. Beni görünce yanıma gelip yanağıma minik bir öpücük kondurdu. "Sonunda çıkabildin." 

Gözlerimi devirdim. "İnsanlar genellikle bu öpücükten sonra birbirlerine iltifat ediyorlar Eser."

Kahkaha attı. "Onu söylememe gerek var mıydı ki? Zaten her zaman fazla güzelsin." dediğinde gülerek arabaya bindim.

Yola çıktığımızda "ee söyle bakalım, nereden çıktı bu lunapark sevdası?" diye sordum. 

Gözlerini yoldan çekmeden cevap verdi. "Bilmem. 'Sevgilimle bu güzel havada baş başa, eğleneli ne yapabiliriz?' diye düşündüm. Sonra içimden bir ses 'lunapark' diye fısıldadı. Ben de bu fikri mükemmel bulup hemen yanına geldim. Kötü mü etmişim?" dediğinde kahkaha attım. 

"Yok canım, olur mu hiç öyle şey? Çok güzel bir fikir. Hem ben lunaparka bayılırım!" 

. . . 

Devasa bir lunaparkın önünde durduğumuzda küçük çocuklar gibi heyecandan yerimde duramıyordum. Eser bu halime gülerek elimden tuttu ve içeri girdik. 

Girişten biletlerimizi aldıkta sonra Eser bana döndü. "İlk olarak neye binmek istersin?" diye sorduğunda "hız trenine!" diye bağırdım. Kıkırdayarak başıyla onayladı. Hız treninin önüne geldiğimizde bana 'emin misin?' der gibi bakıyordu. Onun bu bakışını anlamazdan gelerek trene bindim. Eser de arkamdan gelip yanıma oturdu. 

OKYANUS ESİNTİSİ |YARI TEXTİNG|  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin