ama bu sefer öbür bekleyişlerden daha mutlu edeceğine inandığım bir bekleyişti. Hastalığımı unutup kitabı kafamda canlandırıyordum. Ertesi gün olmuştu. Aynı saatlerde yağmur yağıyordu pencereye geçipdün yapmak istediğim ama yapamadığım şeyi yapacaktım yani pencere karşısında en sevdiğim kitabı okuyacaktım. Pencerenin camı buğuluydu. Ellerimle sildim, hoş bir görüntüydü. Kitabı okumaya başladım. Birkaç yaprak okudum ve boğazım ağrıdı. Gözlerimin ağrısı da çoğaldığı için ara verdim okumaya.Halbuki o merak ettiğim kitap olsaydı son nefesimi onunla vermeye bile razıydım. Hiç bilmediğim o kitabı şu hasta halimle bağırarak okumaya da razıydım. Doktora aslında reçeteye gerek yok o kitabı istiyorum, diyemedim. Çok şükür Pazar sabahına uyandım. Okula gitmeme bir gün kalmıştı. Çok sağ olsun sınıfın hepsi arayıp halimi sordular. Aslında hiç iyi olmamıştım ama iyi görünmek zorundaydım. Okula gitmem gerekiyordu pazartesi. O kitabı o kızdan almam gerekiyordu. Saat öğlen bir gibiydi, yağmur yağıyordu yine, yazma isteği geldi. Artık hocalara vermem gereken bir yazı vardı ve bu hasta halimle nasıl yazacağım hiç bilmiyorum. Annem yataktan kalkmama izin vermiyordu.Kapı çaldı birkaç kere, kimse açmadı. Tam kalkacaktım, açmışlardı kapıyı. Biraz yağmur sesini duymak için pencereyi açacaktım ki odamın kapısı açıldı birden. "Hasta değil misin? Neden ayağa kalkıyorsun"dedi Yusuf'la Muhammet. O kadar mutlu oldum ki onları görünce anlatmam mümkün değil. Kalkmama.
izin vermediler ama kalkıp sarıldım onlara. Buna ihtiyacım vardı, sıkı sıkı sarıldım. Öyle konuştuk havadan sudan sonra "Sana anlatmamız gereken bir şeyler var, anlatamıyoruz." dediler ve merak ettim.Anlatmaları için zorladım. Muhammet sustu, Yusuf konuşmaya başladı. O sabah gelmeyecektin ya hani,biz seni zorladık. Aslında olay tam da öyle değil,dedi. Nasıl diye sordum? "Futbol oynamamız, hocanın olmaması, bunlar hepsi tesadüf olabilir mi?" diye sordu. Artık yeter dedim anlatın. O ders biz hocadan rica ettik, bizi dışarı çıkardı, kendisi öğretmenler odasına gitti ve seni zorladık okula gel diye. Senin de bizi kıramayacağını biliyorduk. O maçta kaleye geçeceğini de biliyorduk ayakkabın kaygan çünkü.Muhammet olaya dahil oldu. Aslında her şey onun yanıma gelip seni sormasıyla başladı.O, dedim?