Kitap yüz kırk dört sayfaydı. Çok ilgimi çekmişti.İlk sayfalarını bitirmiştim daha ama sırf bitmesin diye dua ediyordum. Ortalarına gelince ağlıyordum ve tüm dertlerimin kaleme alındığını görüyordum sanki. Benim için yazılmıştı kitap. Sonlarına gelince ise sesli bir şekildi ağlıyordum. Kitabın son cümlesi aynı şöyleydi:"Ihlamur çiçeği açacağı zaman geleceğini söylemişti ve şimdi öğrendim ki Ihlamur çiçek açmayan bitkilerdenmiş. "Gece geç saatlerdi. Muhammet ve Yusuf'un olduğu gruba "Çok kötüyüm"diye yazdım. Muhammet aradı ve nedenini sordu. O kızın verdiği kitabı anlattım ve benim bu kitabın yazarı ile tanışmam gerekiyor dedim. Tamam, buluruz,dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra Yusuf, ben yarın işe gitmeyeceğim istediğin yere gidelim, dedi. İçim az da olsa rahatladı. Başta çok merak ettiğim, daha sonra sırf ismi yüzünden beğenmediğim, sonra da ağlayarak bitirdiğim kitap. Özür dilerim senden.
1982 yılında yazılmış bir kitaptı. Daha fazla bir şey bilmiyordum kitap hakkında. Sabah yedi gibi kalktım. Cumartesiyi iyi değerlendirmem gerekiyordu. Böyle güzel bir kitabın hiç tanımadığım ama güzel kalpli yazarını bulmak istiyordum. Yedi buçuk civarında Yusuf'la Muhammet kapıyı çaldı. İlk işimiz İzmir'deki yayın evlerine gitmek ve kitabı sormak olacaktı. Gittiğimiz her yayın evinde aldığımız cevap "Üzerinden otuz sekiz sene geçmiş, bilmemiz mümkün değil ve o kitabın basıldığı yayın evi taşındı." oluyordu. En son bir yayın evine girdik içeride kimseler yoktu bende seslendim. "Merhaba" Ne aramıştınız, diye sordu elli beş yaşlarında saçları beyazlaşmış, sesi gür adam. Kitabı gösterdim,ben bunun yazarını arıyorum, dedim. Tabii hala yaşıyorsa Kitap otuz sekiz sene önce basılmış ve basıldığı yayın evi burası eski yerinizden taşınmışsınız sizi bulmak zor oldu. Neden arıyorsun, diye sordu.Başımdan geçen olayları anlattım. Kitabın uzun zamandır baskısı olmadığını ve nereden bulduğumu sordu. Bir kız arkadaşım hediye ettiğini söyledim.Benim yaşadıklarıma benzer olaylar yaşayan bu yazarı bulmam için ısrar ettim. Adam, maalesef yardımcı olamayacağım size deyip arka tarafa gitti. İyi günler, kolay gelsin diyecektim; donup kaldım, konuşamadım, gözlerim doldu. Hemen Muhammet lafa atlayıp iyi günler deyince mecburen arkamızı dönüp gidiyorduk ki arkadan bir ses geldi.