Bölüm 3: She Was In Love With You

1K 78 18
                                    

İlk bölümde Ana'nın görev kıyafetini koymayı unuttuğumu fark ettimbende o yüzden medyaya ekledim

Ana: Yine de, senden bana yaptıkların yüzünden nefret etmezdim. Sonuçta kontrolüne sahip değildin. Ama ona yaptıkların... Öyle biriydi ki o, onun için her şeyimi verirdi. Kalbimi sökerdim gerekirse. Sahip olduğum, olmadığım her şeyi istediği anda ona verirdim. Nefesimi bile.
Bu konuşma herkesin dikkatini çekmişti. Ama bölmüyorlardı, Ana'nın her şeyi anlatması için bir fırsattı bu. Natasha bile bu kişiyi merak ediyordu. Tahmini vardı ama emin olamıyordu kızıl kadın.
Ana: Yine de, ona yaptıklarından en kötüsü bu değildi...
Sarışın kadın derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu. Natasha onun kirpiklerine bulaşan göz yaşı damlalarını fark etmişti ama sesini çıkarmadı.
Ana: O sana aşık olmuştu... Onun kalbini aldın Barnes. İşte o zaman kesin bir karar vemiştim ya ölecektin ya da gidecektin. Çünkü sahip olduğum tek şeyi benden çaldın! Tüm dünyamı aldın benden Barnes! Bu siktiğimin dünyasında da evreninde de hayatında da uğruna öleceğim tek kişiyi benden çaldın!
Bucky hatırladığı anılardan bu kişinin kim olduğunu alamıştı. Tony ve Shuri onu iyileştirmişti sonuçta. Ama gözlerini yine de yerden ayırmak istemiyordu.
Ana: Seni öldüremezdim. Red Room'un içinde imkansızdı. Ben de uzaklaştırılmanı sağladım. Gelediğin günkü gibi, bir buz paketi içinde teslim edilmen için her bir salisesi mükemmel planlamaya dayanan bir plan yaptım. Her alternatifi düşündüm, her çıkmaza bir sonuç ekledim. O plan mükemmeldi. Ve işe yaradı. Gittin...
Bucky'le konuşmaya başladıktan sonra ilk defa sesi sakin çıkmıştı. Ama Bucky'nin bu hikayedeki rolü bitse de Ana buz mavsi gözlerini dikmekten çekinmiyordu şu an.
Ana: Senden bir süre sonra kaçtık. Mükemmel bir plandı yine. Her detayını düünmüştüm. Bildiğim iki şey vardı; bir birlikte olursak yakalanırdık ve iki ayrılırsak sadece birimiz yakalanırdı. Ayrılacağımız zaman elimde iki plan vardı. Ona benim için olan plani söylemedim. Sadece kendisi için olanı biliyordu. Red Room'un, KGB'nin ve Rusya'nım bile onu asla bulamamsını sağlayacak planı biliyordu. Ben de diğer planı aldım. İkinci planın amacı ilk plana destek olmaktı. Yani plan KGB'nin ve Red Room'un tüm dikkatini kendi üstüme çekmekti. Bu sayede biri kaçarken diğeri yakalanacaktı. Başardım da, o kaçtı. Güvende.
Herkes kimden bahsettiğini merak ediyordu. Tek meak etmeyen Bucky ve Natasha'ydı. Konuşmanın başında şüphelensede şu an emindi. Ana'nın bahsettiği o, Natalia Alianovna Romanova'ydı...
Uzun bir sessizlik çöktüğünde Steve odada Red Room'da bulunmayan biri olarak sessizliği yeniden bozmak istedi.
Steve: Biri için bunu yapmak... Çok fedakârca.
Ana bu defa gözlerini Seve Rogers'a çevirdi. Steve bu ani göz göze gelmeden rahatsız görünmüyodu ama temkinliydi de.
Ana: Rogers. Kocan ve çocukların içim ölür müsün?
Steve tereddüt etmeden başını salladı.
Ana: Peki kocan için öldürür müsün, kim olduğunu bilmediğini birini dahil?
Steve bir askerdi, ama ondan öncesinde ise merhametli biriydi. Birini öldürmesi için onun kötü olduğunu bilmesi gerekiyordu. İkinci Dünya Savaşı'nda bile böyle yapmıştı...
Sarışın kadın onun tereddüt ettiğini görünce gülümsedi. Sinsi bir gülümsemeydi bu. Bu soruda tereddüt etmeden edeceğini biliyordu. Bu merkezde yaşayan herkesi iyi tanıyordu, araştırmıştı. Bu araştırmalar sayesinde biliyordu ki; Steve Rogers bir askerdi, katil değil.
Ana: Aramızdaki fark da bu Yüzbaşı. Ben uğruna ölürüm, öldürürüm. Cehenneme giderim. Hatta boş ver cehennemi, uğruna bu lanet dünyada sonsuza kadar sıkışıp kalabilirim! Aramızdaki diğer bir fark da, o benim uğruna öleceğim, öldüreceğim tek kişi. Onun yaşaması, güvende olması için bütün bir ülkeyi bile katledebilirim.
Natasha bu defa yutkunma ihtiyacı hissetmişti. Sonrasına ellerini birbirine doladı. Parmaklarıyla oynuyordu. Az önce ilk ve en yakın arkadaşının ona aşık olduğunu öğrenmişti. "Aşk çocuklar içindir." denmişti hep onlara. Ama yıllardır süren bu duygu çok yoğundu kızıl kadın için. Aşkdan da fazlaydı belki. Sırf o kurtulsun diye kendinin yakalanmasına göz yummuştu. O kaçsın, güvende olsun diye cehenneme dönmeyi kabul etmişti. Kim yapardı bunu?
Sonunda pes ederek gözlerini yumdu ve gözlerinin dolduğunu saklamaya çalıştı.
Natasha: Sana ne yaptılar?
Sesinde hüzün ve pişmanlık vardı. Verdiği söze lanet etti o an.

"Ana: Alianovna, söz verelim. Ne olursa olsun birbirimizle iletişme geçmeyeceğiz.
Natasha: Saçmalama Valeria.
Ana: Alianovna, eğer iletişime geçersek yakalanırız. Söz ver bana beni asla aramayacaksın!"

Kızıl kadın o gün ağlayarak vermişti o sözü. Ertesi sabah yolları ayrılmıştı. Bir daha Valeria'yı göremeyeceğini bilerek eski hayatını kalbinin en derinlerine gömmüştü.
Ana: Deneyler, işkenceler, görevler... Hangisini anlatayım Alianovna?
Natasha yutkunmuştu. Kendisine kızıyordu şu anda. Kim en yakın arkadaşını aramazdı ki? Valeria sayesinde kaçmıştı ordan. Onu bulmalıydı en azındam. Sarışın kadın ise kendisinden daha yi tanıdığı kzıl kadına baktı ve onu sakinleştirmek istedi.
Ana: Я заставил тебя дать это обещание, я просил тебя не звонить мне. Это было для тебя, чтобы быть в безопасности (Sana o sözü zorla verdirdim, beni aramamanı ben istedim. Güvende olman içindi)
Natasha başını olumsuz anlamda salladı. Sarışın kadın biliyordu ki Natasha bunun öğrenilmesini istemezid. Bu yüzden Rusça konuşmuştu. Sonuçta anlayanlar sadece Natasha, Bucky ve kendisiydi. Ama bildiği diğer bir şey ise şu an Natasha'nın dikkatini başka bir şeye çekmesi gerektiği gerçeğiydi.
Ana: Yaptıkları deneylerden biri işe yaramıştı. Kontrol etmesi baya zaman ve çaba aldı diyebilirim. O günden sonra bana Black Widow diye de seslenmeyi bıraktılar.
Kızıl ajan Ana'nın onun dikkatini dağıtmaya çalıştığını biliyordu, bunda her zaman başarılı da olmuştu. Ama şu anda ona ayak uydurmaya devam etti. Arkadaşlarının onu böyle göremesni istemezdi.
Natasha. Neden?
Bunu gerçekten merak ediyordu. Red Room'da hepsi Black Widow olarak çağırılırdı. Başka bir lakap düşünmelerine bile izin yoktu. Erkekler ise her ne kadar kızlar kadar sayıya sahip olmasalar da onlar Wolf Spider olarak yetişirdi. Sadece bazıları Red Guardina olabilirdi onlarda. Bu durum 10-15 yılda bir olurdu.
Ana: White Widow demeye başladılar. Bu beyaz kıyafeti de öyle aldım. Ama serumları bir tek bende işe yaramıştı. Başka yapamadıklar için de sinirlilerdi.
Tony bunları Friday'e not ettiriyordu. Kadı onlrla dövüşürken bir güç kullanmamıştı. Bu yüzden sadece Natasha gibi olduğunu düşünmüşlerdi. Demek ki daha fazlası da vardı.
Natasha: Sana ne sağladı?
Ana: Buz, dokunduğum şeyleri buza çevirebiliyorum ya da buzla kaplayabiliyordum. Karı, buzu kontrol edebiliyorum. Soğuk rüzgarlar estirebiliyorum. Havadaki su buharını soğutarak dondurabiliyorum, hatta insanların bedenlerindeki kanı bile dondurabiliyorum.
Saydıkları inanılmaz güçlü şeylerdi Hele de son söylediği. Korkutucuydu da, kan dondurmak. Gerçek anlamda bu tehlikeliydi. Hem de her açıdan. Avengers bu kadının kendilerin neden öldürmediğini düşünüyordu. Birkaç saniyesini bile almazdı muhtemelen. Ama sarışın kadın bunu ypmak yerine sadece etkisinz hale getirmeyi tercih etmişti. Onlara zarar vermek istememişti. Aslında kendilerini şanslı saymaları gereiyordu. Natasah burda ve güvende diye hayattalardı. Tuhaf bir durumdu da bu.

White WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin