Yıllar sonra Yelena Belova için bir ziyaretçi gelmişti. Hayatının beş yılını Raft'da geçirmişti. Hücrede kaldığı için diğer mahkumlarla hiçbir şekide konuşamıyordu. Her yıl Ana'nın mezarına gitmek için istekte bulunuyordu. Orda olup onunla konuşmak istiyordu. Ama hiçbir zaman bu istediği olmamıştı. Ana'nın ölüm yıldönümünde ya da doğum gününde fark etmeden herhangi bir şekilde çıkmasına ya da mezarına gitmesine izin verilmemişti. Ana'nın tek bir fotoğrafı bile yoktu. Sarışın kadın sadece anılarında yaşıyordu. Gerçi Yelena'nın Ana ile güzel anıları yoktu. Yine de en azından anıları vardı. Yüzünü unutmamak için bazen onu çiziyordu. Yelena Belova, Ana Rozanov'u unutmak istemiyordu.Unutmak istemediği başka biri de vardı. Natalia Romanova'yı da unutmak istemiyorum. Yelena kendisini suçluyordu. Ana'nın ölümünden kendisini sorumlu tutuyordu. Ama en az kendisi kadar suçlardığı biri daha vardı; Natalia Romanova. Ana'nın onu kurtarmak için kendisi ile dövüştüğünü biliyordu. Yelena'ya göre en az Natalia da kendisi kadar suçluydu Ana'nın ölümünde.
Ziyaretçisinin içeri girmesiyle Yelena bakışlarını ona çevirdi. Raft'a birinin gelmesi kolay değildi. Hem en tehlikeli suçluların olması hem de su altında olmasından dolayı ulaşılması zor bir yerdi. Gözlerini kapıdan içeri giren Avengers üyesine çevirmişti. Karşısındaki James Buchanan Barnes çelik mavisi gözlerindeki öfke ile ona bakıyordu. Yelena mavi gözleri severdi, kendisi de mavi gözlüydü. Ama sevdiği mavi gözler James Barnes'ın çelik mavileri değil, Anastasia Rozanov'un buz mavisi gözleriydi. Her baktığında içinde kaybolmak istediği buz mavilerini severdi.
Yelena: Sana kahve ikram edemediğim için kusura bakma Winter Soldier.
Bucky ona gözlerini devirmişti. Buraya gelmesinin nedeni aslında Raft güvenlik ekibinin Yelena'dan bıkmış olmasıydı. Çok iyi eğitimli onlarca kişiyi bıktırabilmişti.
Bucky: Neden bu kadar çok birini görmek istedin?
Sakin tutmaya çalışıyordu ses tonunu. Yelena'yı gördüğü her saniye onu öldürmemek için kendisini zor tutyordu. Bucky Barnes kindar biriydi. Yelena'ya baktığı her saniye beş yıl öncesine gidiyordu. Ana'nın kan içindeki bedeni gözleri önüne geliyordu. Daha bir gece önce ona ölemeyceğini söylemişti. Yelena gelip her şeyi mahvetmişti.
Yelena: Ana'nın mezarına gitmek istiyorum. Onunla konuşmak istiyorum!
Rus aksanını korumuştu. Sesindeki hüzün belli oluyordu.Bucky ise ona kaşlarını çatarak bakmıştı. Yenela nasıl bunu istiyordu? Neden geliyordu bu cesaret!? Yelena'nın gözlerine bir bakış attığında gözlerinde öfke ve kin artmaya başlamıştı.
Bucky: Sen nasıl bunu söyleyebeiliyorsun?
Ses tonu hala sakindi. Ama Bucky Barnes patalamaya hazırdı. Bu patlama Yelena'nın ona karşarını çatarak dik bakışlarını ona çevirdiğinde gerçekleşmişti.
Bucky: Ölmesine asla izin vermeyeceğim dair söz verdiğim kadını öldürdün! Şu an hapiste olmasaydın ölü olacaktın!
Kini belliydi, Yelena ise ona cevap vermekten çekinmeyecekti. Natalia'dan her ne kadar nefret ediyorsa James Barnes'dan da en az o kadar nefret ediyordu.
Yelena: Öldür beni! Yaşamak için sebebim yok zaten...
İlk cümlede kin ve öfkesi konuşurken ikinci cümlesinde hüzün vardı. Yelena Belova sadakatle bağlı olduğu Red Room için bile üzülmemişti, tüm duygularını Anastasia Rozanov üstünden yaşıyordu.
Bucky: Hayır, bu acıyla yaşamak zorundasın. Hayatının geri kalan her günü aşık olduğun kadını öldürdüğün gerçeği ile yaşayacaksın.
Bucky acımasızdı. Yelena'ya karşı Winter Soldier konuşuyordu, ona dair içinde merhamet kırıntısı yoktu. Yelena'nın cevabını beklemeden ziyaretçi bölünmünü terk etmişti. Onu acı içinde bıraktığını biliyordu. Bundan çekinmemişti. Bucky Barnes belki Yelena Belova'yı öldürmezdi. Ama onun canını yakabilirdi.Yelena beş dakika boyunca mavi gözlerini yere dikmişti. Bucky'nin sözleri kalbini parçalamıştı. Kendisine, James Barnes'a ve Natalia Romanova'ya öfkeliydi. Masanın üstünde durna her şeyi fırlatmaya başlamıştı. Eline geçirebildiği her şeyi fırlatıyor ve kırmaya çalışıyordu, kırıyordu da. Kırdığı her bir parçada içindeki öfke daha da artıyordu.
Bucky çıkmadan önce Yelena'nın sinir krizinden haberdar olmuştu. Görevlilerin onunla ilgileneceğini bilse de kameradan izlemek istemişti. Yelena bir süperaskerdi, görevlileri kolayca etkisiz hale gidebilecek kadar iyi de bir ajandı. Ama güvenlik görevlileri Yelena'yı zor olsa da halledebilmişti. Sakinleştiriciler etki etmişti. Yelena'nın bayıldığnı gördükten sonra içi rahatlamış bir şekide Raft'dan ayrıldı.
Yelena Belova'ya o günden sonra herhangi bir Avengers gelmemişti. Devlet görevlileri ondan bilgi öğrenmek için gelseler de Yelena'nın umrunda olmamıştı hiç biri. Yelena Belova hayatının geri kalanını acı içinde yaşayacaktı. Tıpkı James Barnes'ın dediği gibi; Bununla yaşamak zorundaydı. Aşık olduğu kadını öldürmenin acısı ile yaşarken onunla olan anıları tek tutanağı olacaktı. Yelena için her şey bu kadardı. Yüzünü unutmamak için çizdiği resimler onun dünyası olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Widow
ספרות חובביםNatasha beyaz tulumlu kadının belinde duran siyah kemere bakıyordu. Tam ortasında bulunan siyah ve kırmızı kum saati sembolünü tanımıştı. Belki kendisinden bile iyi tanıyordu bu sembolü... White Widow isimli ilk Türkçe hikayedir. marvelfanfiction #1...