Bölüm 4: You Have To Kill Me

869 68 5
                                    

Natasha: Ben gittikten sonra ne oldu?
Aslında burda Red Room'un Ana'yı yakaladıktan sonra olanları merak ediyordu ama bu şekilde sormak daha fazla işine geliyordu. Ana ise onun sorusunu anlamış bir şekilde gözlerini yumdu. Ama daha önemli konuları vardı.
Ana: Daha önemli şeyler var .
Steve duruşunu dikleştirmişti ve sarışın kadının ağzında çıkacak kelimeleri bekliyordu.
Ana: Beni öldürmeniz gerek.
Natasha bu konuşmaya girdiğinden beri ilk defa aşırı bir tepki gösterdi ve elinde tuttuğu tükenemez kalemi tek hamlede ortadan ikiye ayırdı. Kaşları çatılmıştı. Ana'nın ciddi olduğunu biliyordu bu yüzden şaşırmış değildi aksine, sinirliydi. Diğerleri böyle değildi. Hepsi şaşakındı. En az şaşırımış görünen kişi Bucky gibi görünüyordu.
Natasha: Bunu duymamış gibi davranacağım Valeria.
Ana: O zaman tekrar söylerim Alianovna, buna mecbursunuz.
Natasha: Saçmalıyorsun.
Ana: Red Room beni bir şekilde yeniden ele geçirmek isteyecek. O yüzden bu bedenden kurtulmanız lazım. Tercihim ilaçla öldürülmek. Bedenimden de kurtulmalısınız, asla bulunamayacak bir şekilde. Parçalanmış olarak mesela.
Bucky: Anastasia, daha kolay yolları da var.
Buz mavsi gözler ona sert bir bakış atmıştı ama Bucky bu defa ciddiydi.
Ana: Bunu bana borçlusun Winter Soilder. Zihnimle oynanmasını istemiyorum, bedenimin bir robota çevirilmesini istemiyorum.
Bucky: Seni anlıyorum-
Ana: O zaman beni öldür.
Natasha: Yapmayacak!
Kızıl kadın net sesiyle araya girmişti. Tabii eş zamanlı olarak elini sertçe masaya da indirmişti.
Natasha: Ölmene izin vereceğimi sanıyorsan, fazlasıyla yanılıyorsun.
Ama Ana bu konuda kararlıydı. Yüzünda samimi bir ifadeyle Natasha'ya bakmaya başlamıştı. Bu konuşma onu zorlayacaktı ama yapmak zorundaydı.
Ana: Я очень устала Алиановна. Я хочу покоя, хочу отдохнуть. Я не хочу больше миссий, заданий, войн, боев, драк Моя война, моя борьба и мой сын здесь закончатся. Человек, которого я больше всего ценю в этой жизни, в безопасности. Я тоже это видел собственными глазами. Теперь я могу умереть. Поверьте, все будет лучше. (Çok yoruldum Alianovna. Huzur istiyorum, dinlenmek istiyorum. Daha fazla görev, iş, savaş, kavga, dövüş istemiyorum. Benim savaşım da, dövüşüm de, oyunum da burda bitsin. Bu hayatta en çok değer verdiğim kişi güvende. Ben de bunu kendi gözlerimle gördüm. Artık ölebilirim. İnan bana her şey daha iyi olacak böyle.)
Natasha: Чтобы сделать это, ты должна жевать мое тело, Валерия. (Bunu yapmam için cesedimi çiğnemen lazım Valeria.)
Ana ise yeniden ona gözlerini devirmişti. Bunu yapmak istemiyorsa kendisi de yapabilirdi sonuçta. Derin bir nefes alarak kendi kalbine odaklanmaya çalıştı. Kendisi ile konuşan Natasha'nın sesi bile kalp atışlarının yanında arka plan sesi gibi kalıyordu artık. Sonrasında güçlerini kullanmaya başladı. Kolayla başlamaya karar vermişti. Parmak uçlarındaki damarlardan başladı. Hızlı olmuştu bu ve kollarına hızla ilerledi.

Natasha bir nevi kendi kendine konuşurken Ana'nın gözlerini yumduğunu fark etti. Hızlı bir hamle ile onun bağlı olan kollarından birine dokunduğunda hissettiği soğuklukla elini hızlıca geri çekti.
Natasha: Siktir! Kalbini donduracak!
Bruce hızlıca harekete geçmişti ve elindeki sakinleştiriciyi donmamış bir damara yapmaya çalışıyordu. Tek seçeneği var dı o da direk şah damardan uygulamaktı. Hızlıca da yapmıştı bunu. Hazırladığı yüksek doz sakinleitiricinin etkisiyle bir süre sonra Ana'nın bilinci kapatmıştı. Bucky ise onu metal olan koluyla kucaklamış ve Bruce'un kontrol etmesi için sedyeye yatırmıştı. Sonuçta Ana'nın beden hala buz gibiydi ve normal brinin dokunması için fazlasıyla soğumuştu.

Bruce onu konrol ederken Natasha bir saniye bile medikalin kapısından ayrılmamıştı. Herkes bu iki kadın arasındaki bağın önemini anlıyordu. Clint ise arkadaşının yanına gidip elini onun omzuna koymuştu.
Clint: İyi olacaktır.
Natasha: O bendim.
Clint kaşlarını çatarak Natasha'ya bakıyordu. Neden bahsettiğini tahmin edebiliyordu ama daha fazla detaya ihtiyacı vardı. Natasha sadece ona konuşmuyordu şu an. Diğerlerine de konuşmuyrdu aslında. Sanki kendi kendi konuşuyordu.
Natasha: Bendim, Valeria'nın en sevdiği bendim... Winter Soilder'ı göndermesinin sebebi bendim... Uğruna Red Room'un onu yakalamasına müsade ettiği kişi bendim... Valeria benim için kendi hayatını kenara ittirdi. Bense onu araştırmadım bile.
Gözleri dolmuştu. Ağlamak üzereydi kızıl ajan. Ama kimsenin onu böyle göremsine izin veremezdi. Hızlı bir hamleyle ortak banyolardan birine girdi. Sonuçra burda kamera yoktu. Gözlerinden akan yaşları bu defa durdrumadı. Aksine daha çok akmalarına müsade etti. Hayatında her zaman yanında olan, ona her daim değer veren bu kadını asla unutmamıştı aslında.

Natasha Romanoff için Valeria her zaman olmadığını idda ettiği kalbinde yer alıyordu. Kimsenin onu edemeyeceği bir yerde duruyordu. Ama Natalia Romanova, Natasha Romanoff olmak için her şeyi silmek zorunda kalmıştı. Birçok şeyi söküp atabilse de atamadığı iki şey olmuştu; Kalbindeki yaraları, Valeria...
Bucky'yi bile silip atabilmişti bir süre sonra. Her ne kadar karşısına yeniden çıksa da bu adam, Natasha onu silebilmişti. Ama Valeria hep ordaydı. Sarışın kadını kendisini bildi bileli tanıyordu ve kendisini bildi bileli yanındaydı bu kadın.

Duygusallığı geçtiğinde hafif kızarmış gözlerini saklamk için musluğun soğuk tarafını çevirdi. Tek kızaran gözleri değil, yanakları da olduğu için yüzünde buz gibi suyu çarpmak iyi hissettirmişti. Yanaklarındaki kızarıklık azalmıştı. Tabii gözleri o kadar da kolay değildi. Yine de bu banyoya kendisini soktuğundan daha iyi durumda göründüğüne emindi. Bu duygusal patlamasının ekip arkadaşlarının önünde olmasından dolayı kızgındı kendisine ve Rusça bir küfür mırıldanmıştı.

Banyodan çıktığında kapıdaki Clint ve Bucky'ye sert bir bakış attı. Diğerleri etrafta görünmüyordu.
Clint: Bruce açıklama yapmak için seni beliyor.
Bu kelimeleri kızıl kadının belki de Pietro'ya rakip olacak bir hızla medikale girmesini sağlamıştı. Sedyede Ana yatıyordu, üstünde fazlasıyla kalın bir battaniye vardı ve olduğu kapalı alanda ısıtıcılar çalışıyordu. Bruce her an ateşini kontrol ediyordu. Tabii Natasha'nın geldiğini görünce beklemeden önündeki hologramı herkesin görebileceği bir konuma ayarlamıştı.
Bruce: Biraz daha geç kalsaydık tüm kanını dondurabilirmiş. Durumu şu an iyi görünüyor ama yarına kadar sorgulamayı erteleyelim diyorum. Vücudunu ikinci bir kere daha taradım. Bir chat takmadıklarından eminiz artık.
Natasha önündeki değerleri incelerken Bruce'u da dinlemişti. Soru sormak için konuşacakken Bruce hızlı davranıp onun sorusunu tahmin etmişti.
Bruce: Birkaç saate uyanır.
Natasha onu başıyla onayladıktan sonra kapalı olan can kısmın karşısına geçti. Diğerleri onu hem yanlız bırakmak istemiyordu hem de tek başına kalıp kendisini suçlamasını istemiyorlardı. O yüzden tek tek bir süreliğine yanında kalmaya karar vermişerdi ki Bucky onları beklemeden Natasha'nın yanına gitmişti. Ana'yı en iyi tanıyan iki kişiydiler onlar. İkisi de bu durumda kendilerini suçluyorlardı. Belki bir şeyler farklı olsa durum değişirdi evet. Ama Ana'nın kendisini öldürmeye çalışmasına da kendilerini suçluyorlardı. Sonuçta bu Ana'nın özgür kararıydı. Doğru olduğunu düşündüğü bir hamle yapmıştı. Kimseyi suçlamıyordu o. Tabii camın dışında bekleyen ikili bunu bilselerde içten içe kendilerini yemekten vaz geçmiyorlardı.

White WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin