"Daha iyi misin şimdi?"
"Evet."
Killua akan burnunu çekerken, nasıl her zaman günü mahvedebildiğini düşünüyordu. Evren ona 'al mutlu ol gerizekalı' dediğinde o da 'mutluluk mu?' der gibi üzülmeye başlıyordu. Ama Gon sorun olmadığını gösterir gibi günlük konuşmalarına devam ediyor, ileride ki tarihi heykeli heyecanla gösteriyordu. Killua, az da olsa vicdanını rahatlatabildi.
"Ne oldu?"
Killua gökyüzüne uzun süredir bakan esmer çocuğa kafası karışmış bir şekilde izledi. Gon havayı bir köpek edasıyla koklayarak derin bir nefes alırken, yanlarından geçen birkaç kişi garipçe yeşil çocuğa bakıyordu.
"Gon, sana diyorum."
"Yağmur yağacak."
"Bu havada mı?"
Gon elindeki kamerayı sarı çantasına koyarken, Killua hâlâ şaşkın bir şekilde olanları anlamaya çalışıyordu. Gökyüzü masmavi ve açıktı. Yani yağmurun yağması imkansızdı.
"Büyük bir yağmur hem de."
"Ama hava çok güzel. Bir tane bulut bile yok. Büyük ihtimalle yine yanılıyorsun."
Gon sanki hakaret yemiş gibi kaşlarını kaldırırken, gözlerini büyütmüştü.
"Tamam bazen yanılabiliyorum ama-
"Bazen?"
Alayla sırıtan Killua'ya bakan Gon derin bir nefes aldı. Omuzlarını büyük bir yenilgiyle düşürdü.
"Tamam çoğu zaman yanılırım ama bundan eminim Killua. Burnum asla yanılmaz. Ona kendimden daha çok güveniyorum."
"Bak Gon. Burnuna güvenmen çok iyi bir şey elbette -ki bu oldukça garip- Ama şu güneşe baksana. İmkansız."
"Sen hiç fırtına öncesi sessizliği duymadın mı?"
"Sağol ama almayayım."
"İyi tamam! Hadi bahse girelim o zaman! Kazanan kaybedene istediğini yaptırır!"
Gon rekabetli bir ses tonuyla bağırırken, Killua'da onu taklit ederek güldü ve başını salladı. Kesinlikle bu bahsi o kazanacaktı.
"İyi kabul! Eğer kazanırsam bana bir sürü özel sürüm robot çikolata alacaksın."
"Anlaştık! Ve ben kazanırsam sen de şey yapacaksın-şey...mmh?
Gon elini çenesine koyarak düşünürken Killua bu haline sadece gülerek gözlerini devirdi.
"Şimdi aklıma gelmedi ama gelince söylerim. Her halükarda ben kazanıyorum zaten."
"Göreceğiz."
Killua kollarını birleştirirken kazanacağından oldukça emindi. Hava durumu bile güneşli gösteriyorken, koskoca meteorolojinin yanılması imkansızdı değil mi?
°•°•°•°•°•°•
Meteorolojiyi sikeyim.
"Tüh yazık oldu çikolatalara."
"Kapa çeneni."
Gon gülmeyi keserken, kazanmanın verdiği mutluluk yüzünden gezilerinin yarım kalmış olmasına bile üzülemiyordu. Yağmur durmak bilmeden yağarken, herkes şimdilik tapınakların altına girerek otobüsleri bekliyordu. Okulun servisleri kayan toprak yüzünden yukarıya çıkamıyordu. Kısaca beklemeleri lazımdı işte. En azından Gon böyle anlamıştı. Killua ise hâlâ nasıl kaybettiğini anlamaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKA/[killugon]«
Hayran KurguGon, biliyor musun bilmiyorum ama aptalsın. Killua, biliyor musun bilmiyorum ama bu aptalı seviyorsun. Kahretsin! [Killugon] [HunterxHunter] [Bölümler yavaş ilerliyor]