hepsi size emanet.

303 42 113
                                    

"Soğuk rüzgarlar var yüzünde,
bana son kez bak uzaklara savrulalım."
-Perdenin Ardındakiler
-Mark Eliyahu

***

"Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?" demişti Orhan Veli, hislerime tercüman olduğunu bilmeden yazdığı bu satırlarla.

"Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce." diyerek devam etmişti güzel mısralarına, her kelimesini benim yüreğimdeki hisler için yazmış gibi. Benim derdim ise güzel bir adamın yıllar önce kaybettiği gülüştü zira o gülüşü bulmayı kendime görev edinmiştim. Öyle bir görevdi ki bu, kalbimin derinliklerini yırtıyor, acıtıyordu benliğimi lakin umurumda değildi. Kendim gibi olmaktan vazgeçecek kadar, onu delicesine sevecek kadardı derdim, öylesine büyüktü. Onun, gülüşünü geri kazandığını görebilmek için o derde hapsolacağımı biliyordum lakin umurumda olmamıştı, hala da değildi.

"Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum." diyerek de bitirmişti kalbimin anahtarını. Gülümsedim, Orhan Veli'nin bahsettiği o yer ile benim aklıma gelen yer aynı mıydı bilmiyordum. Biri çift, diğeri tek göz kapakları zihnime otoritesini kurmuştu zira, onlardan ileri gidemiyordum. Tek çıkış yolumdu onlar, tek yolumdu. Anlatamıyordum onun gibi lakin hissediyordum derinlerde bir yerde, en içimde.

Dizlerimin üstünde yatan bu güzel adama baktım; uyumamıştı zira her ne kadar sessiz olsa da, gözlerinden akan yaşın bacaklarıma damlamasından anlıyordum ağladığını. Kendini suçluyor olmalıydı, biliyordum. Benim güzel yaratığım, benim yüzümden mutsuz hissediyor olmalıydı.

"İnsanların kendini tanıma evresi vardır, biliyor musun çilek kokulum?" diye fısıldadım, saçlarını okşarken. "Benim de kendimi tanıdığım bir geceydi bu gece zira kendimi tanımıyormuşum ben, tanıyamamışım."

Taehyung burnunu çekip elinin tersiyle gözlerindeki yaşı sildikten sonra "Nasıl yani?" dediğinde hafifçe gülümsemeden edemedim. Çilek kokulu yaratığımın sesi öylesine çocuksu çıkmıştı ki, burnunu ısırmamak için kendimi tutmak zorunda kalmıştım.

"Şöyle ki," derken onu dizimden kaldırdım ve kendime çevirdim. "Sevdiklerim için neler yapabileceğimi bilmiyordum mesela, ne kadar ileri gidebileceğimi bilmiyordum yaratığım." diye fısıldadım, ellerimi yanaklarına koyup gözlerindeki yaşları silerken. "Kendimi kaybettim ve bu senin yüzünden değildi, sevgilim. Bu, benim yüzümdendi. İçimde böyle bir manyak olduğunu bilmiyordum lakin bunu keşfetmem de senin sayende oldu."

Gözlerimin içine bakan bir çift göz, darma duman etti ruhumu. Biri çift, diğeri tek göz kapakları kapanıp açıldılar ve dolu dolu oldular hemen ardından. Eşsiz gözler gözlerime bakarken yutkundum, nefesim kesildi ve kalakaldım öylece. O gözler pişmanlıkla bakıyordu gözlerime şimdi, kendinden nefret ediyor olmalıydı. Gözlerine yazdığı şiirlerin hepsini teker teker okudum lakin hepsi beni hak etmediğini anlatıyordu ruhuma. Tuhaftı zira benim gözlerim de onun gözlerine bakarken onu hak etmediğimi fısıldıyordu aslında.

"Eğer ben olmasaydım," diye fısıldadı çilek kokulu yaratığım. "Ben olmasaydım böyle bir manyak olmayacaktın."

Gözlerimi gözlerinden cektim birkaç saniyeliğine ve etrafta gezdirdim. Amcasını vurmak üzere olduğum yerdeydik hala; Taehyung'un bana sarıldığı yerde öylece oturup kalmış, birbirimize sarılmak dışında bir şey yapamamıştık. Amcası kaçıp gitmişti lakin bizim kaçacak yerimiz yoktu birbirimizden başka, hareket edememiştik ileriye. Issızdı sokak lakin benim bakışlarım kalabalık görüyordu, sokağın sonunda karanlık alana bakmaya devam ettim zira biriyle göz göze geldiğime inanıyordum.

SON MEKTUP -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin