buradaki anılarımı saklayacağım yüreğimde.

337 56 174
                                    

"Tüm çiçeklerden güzeldir papatyalar."
-Çağan Şengül

***

Yağmur sesi kulaklarıma dolduğunda yatağımdan kalktım yavaşça, pencereye doğru ilerledim. Sandalyemi pencerenin önüne koydum. Ardından sandalyeye yerleşip ayak tabanlarımı oturacağım yere koyduktan sonra kollarımı dizlerime sardım. Pencerem hafif açıktı; rüzgar ise bundan fırsat bilmiş, girmişti odama izinsiz. Toprak kokusu doldu burnuma, tavandan akan damlalar penreme çarptı. Öyle güzel bir andı ki bu an, gülümsemeden edemedim. Hemen yanımda Taehyung'u hayal ettim istemsizce, beraber onunla bu toprak kokusunu çekmeyi ve ufak ufak şarkı mırıldanmayı... Mutluluğumun her zaman bir köşesinde onu görmek istiyor, huzuru onunla her hücremde hissetmek istiyordum.

Yağmuru severdim, hatta o kadar severdim ki ne zaman yağmur yağmaya başlasa aynı böyle dinlerdim gökten düşen damlaların yeryüzüne çarpış sesini. Her pıt pıt sesi beni soyutlardı bu dünyadan, zira Taehyung'u yağmura benzetirdim her zaman. Damlalar kadar öfkeliydi yeryüzüne, sertçe çarpıyordu. Yağmurdan zevk alan bir insan için, onlara huzur verirdi; nefret eden insanlar için ise zulüm olurdu lakin yanılmıştım. İnsanlar her zaman yağmura dikkat etmiş, yağmuru hissetmişti her zaman. Bense yağmuru çok sevdiğim için onu Taehyung ile bağdaştırmıştım istemeden de olsa lakin yeni yeni fark ediyordum, asıl sevdiğim şey buluttu. Bütün yaz içinde biriktirdiğini dayanamayıp kışın boşaltandı aslında bulutlar, sandığımdan ziyade Taehyung ile benzeyen onlardı. İnsanlar yağmura yazardı şiirlerini, şarkılarını lakin acı içinde bekleyen bulutları kimse görmezdi zira görünmezlerdi onlar, Taehyung gibi...

Telefonumdan bir bildirim sesi geldiğinde görünmeyen bulutlara bakmayı kesti gözlerim, gökyüzünden telefonuma çevirdim onları. Mesaj geldiğini fark edip tuş kilidinu açtığımda ekranda yazan isim beni heyecandan titretmiş, yağmurun sesine dahi sağır etmişti.

"Tüm şairler şu an yağmura şiir yazıyordur, değil mi?"

Dudaklarımdaki gülümseme öyle yerleşti ki oraya, bir daha silinmeyeceğine emin oldum. Teknoloji çağına uyuyordum zira Taehyung oradaydı. O neredeyse oraya uyacağıma emindim, yeryüzündeki tüm mektupları yırtıp atmaya hazırdım.

"Bilmem fakat yazmasalar iyi olurdu zira bulutların acıları yeryüzüne düşen her damla... Bulutlar ağlıyor Taehyung lakin kimse görmüyor onları."

Yazıp gönderdiğim cümleden sonra bir sessizlik oldu, Taehyung birkaç dakika mesaj atmadığında uyuyakaldığını düşündüm fakat sonra geldi mesaj. Yavaşça bir nefes verip açarken sebepsizce heyecanlanmıştım.

"Sen görüyorsun, Jin...
Bulutların acıları koca dünyayı ıslatıyor ve sen bir havlu almış siliyorsun onların gözyaşlarını. Koca dünyayı bir havluyla silmenin işe yaramayacağını bilsen de çabalıyorsun, Jin. Onlara yalnız olmadıklarını gösteriyorsun adeta."

Mesajı okuduğumda yutkundum zira biliyordum her kelimenin onun ruhundaki anlamını. Artık yağmurdan, bulutlardan konuşmuyorduk zira onlar bizim temsilcimiz olmuştu. Bizim hislerimizin tercümanıydı onlar, ruhumuzun yansımasıydı ve ikimiz de isimlerimiz yerine onları kullanıverir olmuştuk.

"İşe yarayacak Taehyung... Güneş çıkacak ve kurutacak sokaklardaki her bir damlayı. Bulutlar yitirecek siyahlıklarını, bembeyaz olacaklar. Yeter ki içindekileri bugün akıtmaya devam etsinler... İçlerine atıp biriktirmek yerine dünyayla paylaşmaya devam etsinler yeter, Taehyung. Sonra rahatlayacaklar ve geçecek her şey."

SON MEKTUP -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin