Binlerce kalp, binlerce teşekkür...

337 47 302
                                    

"Bu dünyada sevmem gereken kişi benim."
-Kim Seokjin, BTS

***

Bendim, yüreğini kara bulutlara boğup gözyaşlarını aralarından akıtan kişiydim. Karanlık hapsolmuştu ruhuma, acı imza atmıştı yüreğime ve ben ise sadece gözlerimdeki yaşlarla yapayalnız kalmaktan başka bir şey yapamıyordum. Nefesim batıyordu ciğerlerime, yaşamayı benden çok hak eden insanlardan çaldığım oksijen zoruma gidiyordu. Yalnızdım, etrafımdaki binlerce insana bakıyordum; yapayalnızdım. Ruhumun yıllarca karanlığı dostu bildiği günleri anımsadım, şimdi o karanlığı yutmuş ve içimde barındırıyordum tüm siyahlıkları. Siyahın tüm renkleri içinde barındırdığını söyleyen yanım içimi görmemişti, hiçbir zaman fark etmemişti zira o siyah, içimdeki tüm renkleri hapsetmişti kendine. Tüm benliğimi, hayallerimi,umutlarımı alıp kendi karanlığına boğmuş ve onları kendi rengine boyamıştı. Siyah... Ruhumun bildiği ve sahip olduğu tek renkti.

Yazardım ben; hayallerimi, hislerimi, karanlığımı, aydınlığımı kelimelere dönüştürüp karakterlerimin dünyasında yaşayan ve onlara kalbini bağlayan kişiydim. Kendi acılarım yetmiyormuş gibi yarattığım dünyaların acılarını da bedeninde, ruhunda, benliğinde taşıyandım. Her karakterimin ruhu bendim aslında, hepsi benden parçalar barındırıyordu ve bense onları saklıyordum yüreğimde. Veda ederken de, gözlerime yaşlar hakim olduğunda da... Sonsuza kadar karakterlerimle yaşayacak ve yaşadığım her olayda onları anımsayacaktım. Yazdığım kelimeler, yazdığım dünyalar aslında benim dünyamdı ve siyahlığımın içindeki tek aydınlık yerdi. Hiç var olmamış kişilerle konuştum ben, hiç var olmamış kişilerin hayatına oturup ağladım, onların hayatını düzeltmek için çabaladım. Yıllar geçtikten sonra fark ettim ben, kendi hayatımı onların hayatı kadar bile düşünmediğimi. Kendi karanlığımı onlara yansıtmamak için, hiç var olmamış bedenleri üzmemek için kendimden vazgeçtiğimi, kendimi fark etmediğimi... Çok sonradan fark ettim ben.

3 yıl... 3 yıldır hissettiğim her his sarmalamıştı benliğimi, karanlık değildim artık ben. Zifiri karanlık, ruhumda baş gösterdiğinde korkmuştum, hayatım dahi ağırlık yapmaya başlamıştı omuzlarımda. Aldığım nefesler karnıma ağrı yapıyor, ellerim titriyordu lakin bekliyordum. 3 yıldır geldiğim cezaevinin önünde beklediğim onca gün gibi, şimdi de sönmüş güneşimle burada duruyordum zira biliyordum ki, beni tekrar alevlendirecek olan yine bir çift göz olacaktı. Avuç içlerim terledi, sırt çantamın iplerine daha sıkı tutundum. Bekledim onu; ayın parlaklığını almak için güneşini beklediği gibi, ciğerlerin oksijeni beklediği gibi... Bekledim ve bekledikçe delirdim. Kendimi kaybedip yapayalnız ağladığım onca gece, sokaklarda yürürken kaybolup gittiğim onca sokak şahit oldu delirdiğime lakin şimdi buradaydım. 3 yıllık bekleyişim sona erecek ve çıkacaktım bu zifiri karanlıktan. Apaydınlık olacaktı ruhum, güneş olacaktım tekrardan, ayımı aydınlatacaktım.

"Alpaka!"

Denizlerin, okyanusların ağlayabilmek için rüzgara ihtiyaçlarının olduğunu biliyordum. Dalgalarını kıyıya vura vura çığlık atarlardı onlar, bağıra bağıra ağlarlardı zira rüzgara sahiptiler. Yapayalnız olduklarında sesleri çıkmazdı lakin rüzgara aşıktı deniz, o geldiğinde onsuz geçirdiği günleri anımsar ve acıları çıkardı dalgaların üzerinde. "Neredeydin?" der gibi sertlerdi rüzgara karşı. "Sensiz yalnızlıktan kurudu ruhum, aldanma suyuma. Tuzlu benim suyum zira sen yokken ağladım için için, gözyaşlarım hapsetti beni kendine. Yaraları en çok tuz acıtır bilir misin, tuzla kaplı her yanım acıyor sevgilim. Yaralarım yanıyor ve ben bunu bile bile özleminden ağlamaya devam ediyorum."

SON MEKTUP -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin