|14|. ''Bana umutsuz bir romantikmişim gibi hissettiriyorsun''

33.4K 998 94
                                    

Okul çıkışını dört gözle beklemiştim ve sonunda zil çalmıştı. Çantalarımızı toplarken bir yandan da Cansu ve Dağhan'ı düşünüyordum. Neredeyse çoğu teneffüste yan yanalardı. Benim yanıma hiç gelmemişti. Onu suçlamıyordum, sonuçta aramızda bir şey yoktu ama düşünmekten de kendimi alıkoyamıyordum. Bir yanım bana inat yaptığını düşünse de diğer bir yanım onunla gerçekten isteyerek zaman geçirdiğini düşünmeden edemiyordu.

''Hadi gidelim. Takip başlasın!''

Göz devirip, ''Bu takip değil. Hem orası bar yani halka açık bir yer?'' dediğimde Bilge ve Çağan'da dalga geçer gibi başını sallamıştı. Beraber okuldan çıkıp Çağan'ın arabasına bindiğimizde gergin hissediyordum. Yol boyunca espri yapıp gülmüştük ama bu bile gerginliğimi geçirmemişti. Sonunda gayet normal görünen bir mekânın önünde durduğumuzda arabadan inip yürümeye başlamıştık. Girişte neredeyse bir doksanlık, siyah takım elbise giyen 20'li yaşlarındaki çocuğa baktığımda o da ifadesiz suratını değiştirmeden bana bakmıştı. Bakışları kısa süre içinde benden, Çağan'a kaydığında gülümsemiş ve ''Merhaba Çağan Bey. Sizi görmedim kusura bakmayın.'' demişti.

''Merhaba Ahmet. Nasılsın?''

Omuz silkip, ''İdare ediyorum, siz?'' dediğinde Çağan'da idare eder gibi omuz silkip Ahmet denen çocuğun omzuna yavaşça vurmuş ve ''Kolay gelsin.''' deyip içeri girmişti. Peşinden biz de girdiğimizde ortama gerçekten hayran kalmıştım. Hayalimdeki bar düşüncesinden daha değişikti. Evet, insanlar bu saatte bile içki içip dans ediyordu ama ortam garip bir şekilde kaliteliydi.

''Ben hemen bir iş halledip geliyorum. Barmene beni tanıdığınızı söyleyip alkolsüz bir şeyler isteyin. Ben de halledip geleyim.''

Başımızı salladığımızda gülümseyip, ''Bir durum olursa hemen arayın.'' demiş ve kalabalığa karışmıştı. Bilge ile Çağan'ın dediği gibi yapmış ve barmenin yanına gidip alkolsüz bir şeyler istemiştik.

''Ben hemen tuvalete gidip gelsem sorun olur mu kuzum?''

Başımı olumsuz anlamda sallayıp, ''Bir şey olursa ara.'' demiştim. Başını sallayıp hızlıca kalabalığa karıştığında yapayalnız kalmıştım. Bunun tek iyi yanı herkesi gözlemleyebilmemdi. Arkada çalan şarkı gerçekten güzel bir şarkıydı. Bir Cigarettes After Sex etkisi vermiyordu ama söyleyen kişi insanın içini gıdıklıyordu.

Gözlerim etrafı tararken bir anda en köşede oturup önündeki dosyalara bakan Dağhan Dumaner'e kaydığında yutkunmuştum. Elindeki viski bardağının içindeki kehribar sıvıyı yudumlarken, bir yandan da konsantre bir şekilde önündeki şeyi okuyordu. Onu her gördüğümde daha ne kadar kusursuz olabilirdi ki diye düşünmeden edemiyordum. Elini, dağınık kahverengi saçlarının arasından geçirdikten sonra başını geriye atıp gözlerini kapatmış ve gülümsemişti. Neden gülümsemişti ki? O ne dosyasıydı?

''Dağhan Dumaner ha?''

İrkilip, konuşan barmene baktığımda bir yandan bardakları silerken bir yandan da gülümsediğini görmüştüm. Bir bardağı koyup, yenisini aldıktan sonra ''Yanlış kişiyi kesiyorsun, kızım.'' dediğinde hiç düşünmeden ''Neden? Ayrıca bu biraz klişe değil mi'' diye sormuştum.

''Değil. Senin gibi bir sürü kız buraya gelip onu izliyor. Daha bir kere birisiyle takıldığını görmedim. İki ihtimal var. Ya fazla umursamaz ya da eşcinsel. Ki ikinci ihtimalin olduğunu düşünmüyorum. Kızlardan daha önemli işleri var gibi.''

Başımı Dağhan'a çevirip ona bakarak ''Hiç mi birisiyle takılmadı?'' diye sormuştum.

''Hiç. Belki de bardaki kızlar ilgisini çekmiyordur bilemem. Tek diyeceğim senin kadar güzel bir kız da olsa, kimseyle ilgilenmediği.''

BURSLU #Wattys2020 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin