''Ah, Romeo, Romeo!
Neden Romeo'sun sen?
İnkâr et babanı, adını yadsı!
Yapamazsan, yemin et sevdiğine,
Vazgeçeyim Capulet olmaktan ben.''
Derin bir nefes alıp Bilge'ye döndükten sonra, ''Çok mu abartılı oldu sence?'' dediğimde, göz devirip ''Saçmalama gayet iyisin.'' demiş ve gömleğimin yakasını düzeltmişti. Prova yapıyorduk ama yine de çok gergindim. Oyunu sergilememize üç gün kalmıştı. Ayrıca bir diğer soruda da provamı tek başıma yapmamdı çünkü Dağhan ortalıkta yoktu. Onu merak etmeme rağmen dün yaşanan şeylerden dolayı aramamıştım.
''Miray, Dağhan nerede?''
Fazıl hocanın sesini duymamla arkamı dönmüş ve omuz silkip ''Bilmiyorum hocam, hastadır.'' demiştim.
''Ne yapacağız şimdi. Prova almamız gerek ama Romeo'muz yok.''
''Artık var.''
Kapıdan gelen sesle herkes kapıya bakmıştı. Kapıdaki kişi Poyraz'dı. Göz devirdiğimde sahneye çıkıp Fazıl hocaya bakmış ''Geçici Romeo olabilirim, hocam. Prova için.'' demiş ve bana bakıp göz kırptıktan sonra ''Eminim ki Miray için de sorun olmaz.'' demişti.
''Hocam bugün prova yapmasak?''
Hoca birkaç dakika düşündükten sonra ''Oyuna üç gün kaldı Miray. Yapıyoruz. Poyraz sen de bunu dediğine göre biliyorsundur replikleri o yüzden hadi bir an önce başlayalım.'' demiş ve koltuğa oturup ''Miray son kısmı tekrarla.'' diye eklemişti.
Derin bir nefes alıp tekrar son kısmı tekrar etmiştim. Poyraz bana doğru yaklaşıp, repliğine başlamıştı.
''Alıyorum öyleyse sözünü dinleyerek.
'Sevgilim' de ki, vaftiz olayım yeniden;
Romeo değilim bundan böyle ben.''
Bana bir adım yaklaştığında, ben de hızlıca ondan uzaklaşıp devam etmiştim.
''Kimsin sen? Böyle geceye gizlenerek,
Sırrımı öğrenmeye gelen kim?''
Poyraz tam ağzını açıp devam edecekken, ''Hocam?'' sesiyle hepimiz duraksamıştık. Dağhan, içeri doğru yavaş yavaş yürürken tüm kanın yanaklarıma hücum ettiğini hissetmiştim. O kadar kusursuz görünüyordu ki. Siyah kot pantolonu, beyaz salaş gömleği dağınık saçları ve deri ceketi... Yutkunduğumda sinirle hocaya baktığını görmüş ve sahneden inmiştim.
''Hocam Romeo'nun ben olduğumu sanıyordum?''
Sesi sakin değil, aksine fazla sinirli çıkıyordu. Fazıl hoca tek kaşını kaldırıp Dağhan'a doğru yürümüş ve ''Provalara yarım saat geç kalırken de Romeo olduğun aklına geliyordu muydu Dumaner?'' demişti. Poyraz kıkırdadığında, sinirin tüm vücuduma yayıldığını hissediyordum.
Dağhan sinirle ellerini saçlarından geçirip, ''Bak...'' dediğinde ben de hızlıca Dağhan'ın önüne geçip ''Hocam, Dağhan bu aralar biraz dengesiz. Ben onun adına sizden özür dileyip bunun bir daha olmayacağına söz veriyorum. Değil mi Dağhan?'' demiş ve Dağhan'a bakmıştım. Dağhan cevap vermemişti. Kaşlarımı çatıp onu dürttükten sonra ''Değil mi?'' diye bastırdığımda, başını sallamış ve ''Evet hocam. Üzgünüm.'' diye eklemişti.
''Tamam. Bugünlük bu kadar prova yeter. Dumaner, sen de bir daha geç kalırsan, Romeo Poyraz olur.''
Poyraz göz kırpıp kolunu omzuma atmış ve ''Seve seve hocam. Miray ile çok yakınızdır, hiç sıkıntı olmaz.'' dediğinde, ben de hızlıca kolunun altından çekilip ''Çıkabilir miyiz hocam?'' demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BURSLU #Wattys2020 (DÜZENLENİYOR)
Roman pour AdolescentsKİTAP ESKİ ARKADAŞLAR DÜZENLENİYOR. DÜZENLENDİĞİ ZAMAN SEVECEĞİNİZE EMİNİM BU KİTABI 13 YAŞINDA FALAN YAZDIM ÇOK DAHA İYİSİNİ YAPIYORUM ŞU AN. YANİ AYH BU NE DİYECEĞİNİZE KÜTÜPHANENİZE EKLEYİN VE DÜZENLENDİĞİNDE ARKANIZA YASLANIP KEYFİNİ ÇIKARTIN. İ...