At arabasında kendime yakın tuttuğum Krista'ya güven vermek için saçlarını okşuyordum.
Bu çocuklar ne benim ne de diğer kaptanlar için askerden ibaret değildi.
Onları kimi zaman kardeş kimi zaman çocuk kimi zaman da gerçek bir asker gibi görüyorduk.
Eğer normal bir dünyada normal bir askeriye olsaydık belki de bu dediklerim size anlamsız gelirdi.
Ancak biz duvarlardan öncekiler gibi insanlara karşı silah tutmuyorduk.Bizim silahımız insanlığın baş düşmanı titanlara karşıydı.
Bu nedenle gördüğüm herkesi kolayca benimserdim.İnsanların sevilesi yanlarını kendime kabullendirir eğer cidden pislik birine denk gelirsem kontrolden çıkardım.
Şu duvarlar içerisinde zaten birbirimizden başka kimsemiz yokken ne diye dışarıdaki cehennemi içeriye taşırlardı ki?
Tam da bahsettiğim cehennemi sunan biri de karşımda düğünümüzden bahsediyordu.
"Aileme çoktan bir mektup yollamalıydım.Şimdi gelinlik,mekan ve davetliler derken daha da uzayacak bu iş."
Ölecek bir adam için fazla düşünceli.
"Nikolai bizim neden evleneceğimizi biliyorsun değil mi?"
Krista da elbette olanları yola çıktığımızda öğrenmişti.Kendini suçladığı bariz bir şekilde ortadaydı ama onu telkin edecek vakit yoktu.
"Ah elbette biliyorum ancak seni çoğu kişiden iyi tanıyorum o yüzden bana aşık olmanı sağlayacağım."
Göz devirirken dışarı seyretmeye başladım.
Yemek salonundan çıkalı neredeyse bir gün olmuştu.Octavia oraya varmış hatta çoktan gelmiş olmalılardı.
İlahi Bakış Açısı
Octavia bir çöp gibi kapıdan atıldığında canını almadıkları için minnet duyması gerektiğini bu yüzden nereye gidecekse kendi başına yapmasını söylediler.
Zorla da olsa şehir meydanına indiğinde tuttuğu araçla karargaha ilerledi.
Özgürlüğün Kanatlarını sembolize eden amblemler etrafta dolaşırken kendini girişte dikilen Jean'in kollarına bıraktı.
"Hey Octavia iyi misin?"
Duyduğu isimle yüzünü giriş kapısına çeviren Levi yüzündeki ve teçhizatındaki kanları temizlemeyi bırakmış adımlarını oraya konumlamıştı.
Connie aracın ücretini ödeyerek genç kıza döndüğünde çökmüş yüzü ve hareket ettirmekte zorlandığı bedeni arkadaşının kolları arasında oyuncak bebek gibi duruyordu.
"Neredeler?"
Yüzbaşı bir an da yanlarında bittiğinde kızın yakasına yapışmıştı.
"Cevap ver neredeler?"
Hiçte nazik olmayan bu tavrı köşeden onları izleyen Komutan Pixis'in elbette gözüne çarpmıştı.
Kendisi Erwin ile beraber Sur Sina'dan gelen çağrı üzerine haftalar önce gitmişti ancak dönüş yolunda Levi'nin ekibi ve Mikasa onunla rutin kontrolü olan hastaneye gittiğinde karşılaşmış,olanları anlatmışlardı.
Ancak onlar geldiğinde ortalık kan gölünü götürüyordu.
Mimiksiz yüzü her zamankinden durağan olan Levi ağzına soktuğu bıçak yüzünden konuşamayan bir adama bağırıyordu.
Şimdi ise Octavia'nın konuşmasını bekliyorlardı.
"Nikolai bir plan yapmış ve (Y/n)'yi resmen avcunun içine almıştı.Bir teklif yaptı ve kabul etmesi dahilinde beni öldürmeyeceğini ve birliği rahat bırakacağını söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LevixReader |+18|
Fanfiction"Beni özledin mi suratsız?" Konuyu kavramak adına ilk bölümlere davetlisiniz.