Bozulmuş topuzuyla koşarak yanıma gelen Octavia'ya gülerek baktım.Elindeki defterin sayfalarını hızla çevirip bir yandan yanmaya başlayan deve bakıyordu.
"Bu listede yo-ah bu yakışıklı olan."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayal kırıklığı ile yere atladığımda düşünmeden edemedim.Bu titan tüm şansını tipinde kullansa da tek amacı bizleri yemekti değil mi?Hah normal erkeklerden bir farkı yok gibi geldi niyeyse.
Kafamı bize bakan topluluğa döndürdüğümde elimdeki kılıçla duvarı gösterdim.
"Dönüyor muydunuz?"
Herkes şok içerisinde yüzüme bakarken göz devirdim.Elbette ben de heyecanlıydım aylar sonra herkes karşımdaydı ancak şimdi burada kalmak istemiyordum.Haddinden fazla kalmıştım.
Şoku atlatalı çok olmuş olanlar yanıma geldiler.
"Ymir Octavia'yı sen al bana da tüplerini verir misin."
"Hai!"
Ymir ile tüplerimizi değiştirdiğimizde ilk kez sesini çıkaran Hange'ye döndüm.
"Herkes duvarlara."
Gözü bendeyken dediği sözlerle herkes duvarlara ilerlemeye başladı.
Kesinlikle ne onunla ne de Levi ile yüzleşmek istemiyordum.Daha çok Levi ile...
Uzunca bir süre düşünmüştüm.O kodu derken ciddiye almamış mıydı acaba beni?Bundan mı 3 ay sonra şans eseri gelmişti?Bakışları fazla tepkisizdi mutlu olmamış mıydı?
Manevra teçhizatını çok özlemiştim.Özgürce havada süzülürken resmen dans ediyordum.
Duvara saplanan kancalarla tepeye kadar tırmandım.Arkamdan çıkan herkes arkadaşlarıyla sarılıyordu.
Gözü şehirde olan Erwin'e çapraz açıdan bakıyordum.
