3.1

393 35 3
                                    

***
iyi okumalar.

Hastaneye geldiğimizde Deniz'i ameliyata almışlardı.
Ege ve ben koltukta sessizce oturuyorduk.
Aklıma bizimkiler geldiği gibi hemen Bulut'u aradım.
"Alo! " Bulut'un neşesini seviyordum.

"Deniz'i buldum. Denizin üvey babası benim üvey amcam çıktı. Ha bir de ben katil oldum, amcam bana saldıracakken yüzüne demir boru geçirdim. Olduğumuz yerde yıkık dökük bir binaydı. Bizi binadan çılardıklarında bina çöktü. Ege ve ben şuan hastanedeyiz çünkü onu vurmuş. Sağ bacapını vurmuş ama sıyırmıştı. Neyse ki sıyırmıştı.
Bulut... Ben onu çok özlemişim. "

Sonda söylediğin şey kısıktı ve duygu yüklüydü.

"Oha! Oha! Diyecek bir şey bulamıyorum şuan! İnsan alıştırarak söyler."

"Noldu ya?" bu Can'ın sesiydi.

Bulut hızlıca her şeyi söylediğinde Can bağırdı.
"Oha! Hassiktir! Cidden mi!
Harbi mi lan! "

Güldüm.
"Harbi."

Kısa kesip telefonu kapatıp Ege'ye sarıldım.
"Sen şimdi İstanbul'a dönersin. " dedi sırtımı ovalarken.
"Ege sende gel. " dedim kafamı kadlırıp gözlerine bakarak.

"Belki başka zaman ponçiğim. " dedi gülerek ve kafamı öptü.
Ameliyathanenin kapısı açıldığında Ege ve ben ayapı kalktık. Doktor yanımıza gelip gülümsedi.
"Geçmiş olsun. Durumu gayet iyi. Normal odaya alacağız ama çok yormayalım hastamızı. " dediğinde Ege ve ben sıkıca birbirimize sarılıp doktora teşekkür ettik. Doktorun ardından sedyede yatan Deniz'i gördüm.
Onları odaya kadar takip ettik.
Odaya girdiğmizde onlar Deniz'i yatağa yatırdı.
"Geçmiş olsun. " deyip gittiklerinde Ege'nin çalan telefonu ile ona döndüm.

"Hassiktir annem arıyor. "
"Anlat onlara ya ne olacak? " Ege kafasını sallayıp açtığında direk Melek teyzenin bağırışlarını duydum. Kadın maşallah öyle bir bağırıyordu ki Mahalle ayağa kalkıyordu.

"Sen ver bana. " dedim ve telefonu alıp naif sesimle konuştum.
"Melek teyze attığım adrese gelin, geldiğinizde anlatırım. " dedim ve gülümseyerek kapatıp whatsapp'a girdim.
Konumu atıp uygulamadan çıktığım sırada Ege'ye telefonu geri verdim. Yaklaşık bir saat sonra Ege'nin telefonu çalmıştı.

"Efendim Baba. "
"... "

"İkinci kat, oda sekiz. "
"... "

"Tamam. Hadi görüşürüz. " telefonu yan tarafına koyup koltukta yayıldı. Kapı açıldığında görmüş olduğum Melek teyze ve Burak eniştemi gördüğümde ayağı kalktım.

"Sen çok iyi birisin. " diye bana sarıldıklarında karşılık verdim.

Olayları baştan sona anlattığımda Şok olmuşlardır.
Deniz'in sesini duymamış aniden oraya döndüm. Sadece birbirimize bakıyorduk. Gözlerimi ondan ayırıp yavaşça ayapı kalktım ve odadan çıktım. Onunla eskisi gibi nasıl olacaktım? O dört ay içinde benim tek düşündüğüm o olmuştu, fakat o beni hiç aramamıştı. Sebebi ne olursa olsun.

Bencil değildim. Beni yanlış anlarsınız belki ama... Empati yapın lütfen. Sevdiğiniz adam bir anda gidiyor. Size bir sürü kırıcı söz söyleyip gidiyor ama giderken sizi sevdiğini söylüyor. Ve sizin tek düşündüğünüz o. Yatarken o. Uyurken o var aklınızda.
Ve böyle bir dört ay geçiriyorsunuz. Bir gün bile görmeden duramadığınız birini dört ay boyunca görmüyorsunuz. Görmeyi bırakın; sesini, kokusunu duyamıyorsunuz.

Kapı açıldığında üçü de çıktı.
"İçeri gir hadi. " kafamı sallayıp içeri girdim ve kapıyı arkamdan kapattım.

"Y-yanıma g-gelir misin? " kafamı sağa sola salladım. İstedim. Yanına gidip doya doya sarılmak istedim ama kolay değildi.

"Kahrolası dört ay geçirdim. Ve bir anda beni aradın sonra her şey aniden gelişti. Sana zarar veren adam amcamdı Deniz ya. Amcamdı. "
Deniz'in akan göz yaşları sessizdi.

"Beni bir kere bile aramadın Deniz. Bir kere ya. Lanet bir tuşa basamadın!" sonda sesim yüksek çıktığında ne yaptığımın farkına vardım. Ellerimi yüzüme götürüp göz yaşlarımı sildim ve ona mahçup mahçup baktım.
"Özür dilerim. "

"Özür dileme. Bence de git Deren. Ben eşşeklik ettim. " yavaşça ona yaklaşıp yanına oturdum.

"Bana o gün dediğin şeyler gerçek miydi Deniz? " sesim çatallaşmış bir şekilde çıkmıştı. Deniz gözlerini benden kaçırdığında cevabımı almıştım.

"Özür dilerim ben seni sıktım. Özür dilerim ben seni sevdim. Özür dilerim. Her şey için özür dilerim. Aşık oldum özür dilerim. "
Dedim ayağı kalkarak.

"Deren lütfen-"

"Sus. Lütfen sus. Artık yokuz biz Deniz. "

Hızlıca çantamı alıp odadan çıktım.
"Deren nereye?" yanıma gelen Ege'yi ittin ve pijamalarımın olmasını umursamadan hastaneden çıktım.
Hastanenin bahçesinde oturmuştum. Yıldızlsr yoktu çünkü şehrin ışığı onları karartıyordu.

Gözlerimi yukarı çevirdim.

"Gözlerin çok güzel."
"Sıradan bir kahverengi abartılacak bir yanı yok. "
"Hayır var. Çünkü onlar dünyada förüğüm en güzel kahverengi. "

Burukça gülümsedim. Hani artık ağlamak yoktu? Hani artık ağlamak yerine bir şeyler yapacaktım. Bir erkek için ağlıyordum. O kadar çok aşık olmuştum ki.

Üst KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin