"Anladın mı Aminecim?"
Elif ablanın sorusuyla telefonu kulağımda düzeltip konuştum.
"Evet, Elif abla. Yani her insan özeldir. Oluşabilecek her türlü probleme karşı önlem için dinimiz sınırlar koymuş. Onun için zina yapmayın demiyor, zinaya yaklaşmayın diyor. Helal diye anlatmak istediğim sana."
Beklentiyle konuşmasını beklerken gözlerim önümdeki not defterime kaydı. Öğrendiklerimi not alıyordum. Aklımda hiçbir şüphenin kalmasını istemiyorum. Arif'in dediği gibi Allah, biz kulları için gönderdi dinimizi. Dinimize sımsıkı sarılmalıyım. Hem Arif iyi bir insan. Hayatını dinimize göre yaşıyor. Belki ben de onun gibi olurum.
"Amine... Orda mısın, canım?"
Elif ablanın sesiyle duraksadım.
"B-burdayım. Kusura bakma Elif abla, dalmışım."
Sesindeki tatlı tınıyla konuştu. Gülümsedim.
"Estağfurullah canım. Anladığını söylemiştim. Başka zaman müsait olduğumuz vakitlerde bir araya geliriz inşallah. Telefonla tam verimli olmuyor. Yani daha iyi olacağını düşünüyorum. Sen ne düşünürsün?"
İçimdeki heyecan ve mutlulukla konuştum.
"Olur olur yani daha iyi olur Elif abla."
Heyecanım sesime yansımıştı. Yanaklarım hafiften yanarken dudağımı ısırdım.
"O zaman sen kendi programına bakarsın, ben de kendi programıma bakarım. Evimde ağırlamak isterim seni. Merkezde oturuyorum. Sen de merkezde oturuyordun de mi?"
Unutmamış. Memnun hâlde konuştum.
"Evet Elif abla. Tamam ben sana mesaj atarım. Ya da sen atarsın. Haberleşir-iz."
Sözlerimi kafamda tartarken Elif ablanın sesiyle düşünmeyi bıraktım.
"Çok iyi olur canım. Tamamdır. Görüşürüz. Allah'a emanet ol."
"Görüşürüz abla. Sen de."
Telefonu kapatıp yatağımın üzerine koydum. Gözlerim not defterime giderken kalemi alıp anladığım konunun üzerine yıldız attım. Meal okudukça anlamadığım kısımları not alıyordum. Kitap önerilerini de yazıyorum. Bizim evde bazıları var ama hepsi yok. Yarın okul çıkışı alabilirim.
Gözlerim büyük harflerle yazdığım tesettür yazısına gittiğinde ağzımı hava ile doldurdum. Neden bu kadar zor geliyor bana. Elif ablaya sormalıyım.
...
Zil sesiyle başımı kaldırdım. Hocamız sınıftan çıkmıştı. Gözlerimi sınıfta gezdirdim. Sınıfta üç kişinin başı kapalıydı. Gözlerim Zeynep'te takılı kalmıştı. Mor şalını omuzları kapanacak şekilde bağlıyordu. Berfin onun kadar olmasa da o da saçını örtmüştü. Onlara nasıl kapandıklarını sormak istesem de vazgeçiyordum. Onları sevmiyorum.
Yanımda hissettiğim hareketlilikle başımı çevirdim. Can yanıma oturmuştu. Önündeki poğaçaları gördüğümde gülümseyerek konuştum.
"Hande teyzenin poğaçaları."
"Doğru bildin. Öğle arasına girdik. Hadi yiyelim."
Peynirli poğaçadan bir tane alıp yemeğe başladım. Poğaçamı yerken Can'ın kolumu tutmasıyla duraksadım. Saatime bakıyordu. Çatılmış kaşlarıyla daha dikkatli bakarak elini gevşetip kavradıktan sonra tekrar baktığında aklıma gelenle yutkundum. Bu uygun değildi. Helal değil Can bana. Kırmızı alarm!
Elini çekmesiyle rahatlarken önüme dönmüştüm.
"Cuma namazına az kalmış."
Sözleri üzerine başımı salladım. Okulumuzun biraz ilerisinde cami vardı. Bazı erkekler cuma günleri namaza gidiyordu. Can da öyle.
"Allah kabul etsin." dedim içime kaçmış sesimle.
"Amin, sağ ol."
Elindeki poğaçayı bitirdikten sonra sıramdan kalkmıştı. Üzerini çırptıktan sonra görüşürüz anlamında elini kaldırıp yanımdan ayrıldı. İçimdeki sıkıntıyla bir poğaça aldım. Gözlerim dokunduğu koluma gidiyordu. Off ben ne yapacağım?
Demek ki Arif ondan dolayı uzak duruyordu benden. Kağıdı ona uzatırken elime değmemeye dikkat ederek almıştı. Sırasına otururken kayması... Zinaya yaklaşmayın...
...
Sınıfta sıkılıp bahçeye çıkmıştım. Güneş tenimi yakmıyordu. Serindi dışarısı. Elimdeki pembe tükenmez kalemle okuduğum ayetin altını çizdim.
{Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.}*
Namaz...
"Kaçışın yok abi. Hafta sonu bizimlesin."
Başımı kaldırdığımda Arif ve Alper'i gördüm. Elif abla namazın farz bir ibadet olduğunu söylemişti. Allah'tan sabır ve namazla yardım dileyebilirmişiz bu ayete göre. Tesettür...
Önümden geçerlerken aldığım ani kararla ayağa kalkıp dudağımı araladım.
"Arif..."
Adımları yavaşlamıştı. Elimdeki meali daha çok kavrayıp bana dönmesini bekledim. Alper yanından gitmişti. Başını eğip bana doğru döndüğünde aramızda mesafe kalacak şekilde yanına gittim. İçimdeki heyecanla konuştum. Bu benim için bir çözüm yoluydu. Hem Allah söylüyor.
"Arif... Ben kapanamıyorum yani olmuyor. Elif ablayla bu meseleyi konuşmadım ama..."
"Daha yeni yeni okuma yapıyorsun. Hemen olacak diye bir şey yok. Üzülme..."
İçten konuşması ile anlamadığım bir şekilde gözlerim dolmuştu. Ortamda oluşan sessizlikle burnumu çekip hızla gözlerimi sildim. Dudağımı aralayacağım vakit başını yavaşça kaldırmıştı. İçimden geçeni söyledim. İstiyorum...
"Ben namaz kılsam Allah bana yardım eder de mi?"
*Bakara Suresi 153. Ayet
🕊️
Bölüm nasıldı?
Amine Cennet?
Elif?
Can?
Arif?
Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 🕊️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet
Espiritual"Neden bana soğuk davranıyorsun? Bilmiyorum, aklında ne var ama kırıcı oluyor. Benimle yan yana olmaktan hoşlanmıyor gibisin. Ben sadece güzelce şiiri okumak için arkadaşça anlaşmak istiyorum seninle. Kimseyi ayrıştırmam. Nuri hocanın şiir okumamızı...