0.1

1.1K 107 188
                                    

Okumaya başladığınız tarih?

Playist:

EXO-CBX:For You...

Keyifli okumalar...

Hayat mıydı farklı ve kötü olan? Yoksa insan mıydı hayatı farklı ve kötü kılan?.. Bazı soruların hiçbir zaman cevabı olmazdı. Aslında olurdu fakat bu net bir cevap olmazdı. Az önce sorduğum iki sorunun cevabı en basitinden 'evet.' Veya 'hayır'dı. İşlerin karıştığı kısım ise bu cevapların insandan insana değişmesiydi.

Mesela insanların iki gözü vardır, denildiğinde herkes kabul eder. Çünkü bu doğrudur ve yorulmanacak bir şey değildir fakat bir elmayı gösterip onun hakkında betimleme yapılması istense her insan farklı bir şey söyler. Okuduğumuz her satırı, her kelimeyi farklı hayal ederiz kafamızda.

Bence insanların en güzel ve nadir özelliklerinden biri buydu. Farklı düşünceler... Hani her şeyin iyi yönü olduğu gibi kötü yönü de olur ya bununda bir kötü yanı vardı. Belirsizlik...

İşte belirsizlik beni mahveden yegane şeylerden biriydi. Belirsizlik beni tedirgin ederdi. Yapabileceğim bir şeyi bile yaparken zorlanırdım. Hatta yapamazdım. Bu yüzden sürekli soru sorardım. İnsanların sorularımdan bıktığını gördüğümdeyse susmak zorunda kalırdım fakat bu düşünceler ve sorular kafamda dönmeye devam ederdi.

Hayatta buydu işte. Belirsizliklerin bulunduğu koca bir boşluk. Aynı zamanda her şeyin bilindiği kocaman bir topluluk. İnsanlar iyi ile kötüyü ayırt edebiliyordu. Hem de hepsi! Peki o zaman neden kötüler vardı? Madem kötü nedir biliyorlar, neden kötülük yapıyorlar? Çünkü kötü olduğunu bildiği halde kabullenmez insanlar. Kendilerini kandırırlar. Bu yüzden bence önemli olan iyi ile kötü arasındaki farkı anlatmaktansa iyilik yapmayı öğretmekti. Çünkü her insan kendi kendine iyi ile kötüyü ayırt etmeyi öğrenirdi.

"Hadi ama Soobin, bir şey olmayacak. Söz!" Adel unnie,  yalvararak konuştuğunda tüm hayır deme kotam dolmuştu. Neden bu kadar ısrar etmişti ki? Onun  mızmızlanmalarını daha fazla dinlememek adına başım ile onayladım.

Sinsice gülümsedi ve tekrar konuşmaya başladı. "Tamam o zaman. Birkaç saat sonra burada buluşalım."

"Tamam."

Adel unnie, bana el sallayıp çadırına ilerlemeye başladığında ben de arkama dönüp kendi çadırıma girdim. Tulumumun içine girdiğim zaman Adel unnienin isteğini kabul ettiğim için pişman olmuştum bile. Kalbimde heyecan ve korkudan bir çırpınma vardı. Tüm bedenimi bir titreme sarmıştı. İlk defa bir disiplin suçu işliyecektim ve başımıza kötü bir şey gelme olasılığı yüksekti. Eğer başımıza bir şey gelirse ise yakalanmış oluyorduk. Yakalanınca ise...

Başımı iki yana salladım. Cidden çok fazla düşünüyordum. Gözlerimi kapattım ve hiçbir şey olmayacak diye kendimi teselli etmeye çalıştım. Bir kere... Bir kereden bir şey olmazdı. Yani... Galiba?..

Ellerim zangır zangır titriyor, soğuk terler döküyordum. Hayatımda hatırladığım en büyük adrenalin tek kalmakken bu normal olarak çok heyecanlandırıyor ve korkutuyordu beni.

Küçük, tek kişilik çadırda bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. Düşüncelerim beni esiri altına almıştı. Düşünmekten kafayı sığıracak noktaya gelmiştim her zamanki gibi.

Sonunda dayanamayıp çadırımdan çıktım ve Adel unnie ile konuştuğumuz yere gittim. Etrafıma bakıp duruyordum. Güneşin batmasına az kalmıştı. Buna rağmen tüm öğrencilerin hepsi Ay tutulması için bir şeyler yapıyordu. Ben ise sıyrılmıştım işte o görevden.

Retrouvailles|Lee Min HoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin