Playist:
Sweater Weather-The Neighbourhood...
Choi Chae Hee...
Gözlerimden akmasına mani olamadığım yaşlar ile prense bakarken çok çaresiz bir durumdaydım ve ben bu durumdan ölesiye nefret etmiştim. Gözlerimi gözlerinden çekip yüzümü kapatarak kaçmak ve daha fazla aciz görünmek istemiyordum fakat saçma bir şekilde gözlerimi onun gözlerinden çekemiyordum da. Bakışları hiç de bana acır gibi değildi. Aksine ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir ifadeye bürünmüş endişe ile kalakalmıştı. Onu ilk kez böyle görüyordum. Az önce omuzlarıma dokunduğunda acı ile geri çekilip ağlamaya başladığım için ellerini nereye koyacağını şaşırmış bir şekilde ellleri havada kalmıştı.
Sonunda girdiği şok ve çıkmazdan çıkabilmeyi benden önce başararak göz temasımız bozdu ve hâlâ atları hazırlayan adamlara döndü. "Bizim için at arabası hazırlayın," dedi. Şaşkınlıkla ona alttan alttan bakarken görevlilerin neden böyle bir şey yaptığını sorgulayarak kalakaldığını tahmin edebiliyordum. Hâlâ yaşlı gözler ile durmuş ona şaşkınca bakarken bu sefer dikkatli ve beni incitmekten korkar bir şekilde beni kendine hafifçe çekti ve yüzümü göğsüne gömdü.
Afallamış bir şekilde kalakalırken ondan ayrılıp neden böyle bir şey yaptığını sormak adına ellerimle onu ittirmeye yeltenmiştim ki ellerimden birini tutup okşadı. Kalbim, bunu yaptığı için sıtma geçiren biri gibi titremeye ve hızlı atışından dolayı kaburgalarımı acıtmaya başladı. Bir an için bunu fark etmesinden korkarak fark etmemesini diledim.
Zar zor dikkatimi toplayabildiğimde kendi kendime içimde bir sorgulama yapmaya başladım. Neler oluyordu? Bana acıyor muydu cidden? Ama az önce hiç acıyormuş gibi değildi. Derken tüm soru işaretlerimi sonlandıran bir şey oldu.
"Ah prensim, gitmeden önce majesteleri buna bakmanızı istediği için gelmiştim. Çok önemli bir şeymiş fakat görüyorum ki siz çifte kumruları bölüyorum. Kusura bakmayın, siz devam edin." Mutlu bir şekilde güldü. "Sen dönünce bakarsın buna. Birde at arabası mı hazırlatıyorsun? Chae'nin durumu iyi mi?" Kraliçe sonlara doğru merakla ve endişeyle konuşsada belli ki bizi böyle sarmaş dolaş görmenin mutluluğunu atamıyordu, bu yüzden sesinde hâlâ biraz neşe vardı.
"Hayır kraliçem, sadece biraz halsizmiş. Ben de araba hazırlanana kadar bana dayanması gerektiğini söyledim. Fakat siz bizi böyle görünce utandı sanırım. " Aslında söylediği yalandı. İkimizde bunu biliyorduk fakat ses çıkarmadım çünkü bu yalanın sebebi bendim. Kraliçenin beni ağlarken görmemesi için uğraşıyordu. Dişlerimi dudağıma geçirdim. Bu kadar kibar biri olabileceğini bilmiyordum ve lanet olsun ki bu beni sebepsiz yere çok fazla mutlu etmiş ve kalbimi daha da hzılandırarak pır pır ettirmişti.
Kraliçeyi göremesemde bu sözlerden hemen sonra gittiğini hissedebilmiştim fakat prens hâlâ bana sarılı bir haldeydi. Böyle kalmak kalp sağlığım için iyi değildi. Bu zamandaki ben ona deliler gibi aşıktı kesin yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Şimdi prensi kötüleyerek nasıl bu oduna aşık olabilmiş olabileceğini sorgulamak istiyorum ama bir yandan da bu içimden gelmiyor çünkü az önceki hareketi çok kibardı. Tanıdığım velihat prensten oldukça farklı biriydi. Gerçi buraya geleli daha çok olmadığı için onu tam anlamıyla tanıyamam zaten ama ne bileyim, onun hiç böyle kibar olabileceğine olanak vermemiştim kendi içimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Retrouvailles|Lee Min Ho
FanfictionGözyaşlarım daha fazla yerinde durmayıp, yanaklarımdan aşağı sağanak bir yağmur misali damlarken hiç onları silmeye yeltenmedim ve onun güzel yüzüne utanarak baktım. "Özür dilerim, prensim..." BXG 2021©️Choi_ChaeHee Başlangıç: 05.06.2021 *Tüm hakla...