Bölüm 17✡️

437 37 29
                                    



Bölüm 17🔗





Oturduğum yerden sanki titreşim moduna geçmiş gibi bacaklarımı sallayıp duruyordum. Bu durum, Buğra'nın canını sıkmaya başlamıştı fakat ona inat daha çok sallamıştım.

Dün gece, birden bire Mustafa Hoca tarafından bir mesaj atılmıştı sınıf grubuna. Karayel Koleji ile birlikte, bir münazara düzenlemişler. Bundan yeni haberimiz oluyordu. İkili kişiler belirlemişlerdi ve William Shakespeare'in bir dizesini konu olarak vermişlerdi.

Şimdi ise, Arel Koleji olarak oturmuş Karayel Koleji'ndeki öğrencilerin hepsinin buraya gelmesini bekliyorduk. Buğra önceden gelmiş, hatta ona yer ayırmam için beni sıkıca tembihlemişti.

Yağız ve Gizem, tiyatro salonuna geldiklerinde sertçe yutkundum. Göz göze gelmiştik ama gözlerimi hızla başka yöne çevirmiştim. Yüzündeki izler, canımı yakmıştı. Bunun için Buğra'yı dövmek istiyordum!

Gizem'in Yağız'ın kolundaki elini gördükçe, sinirim tavan yapıyordu. Buğra koluma dokunduğunda ona bakmıştım. İçimi rahatlatmak istercesine bir bakış attığında ise gülümsemeye çalıştım.

"Sorun yok." dedim sessizce.

Sorun vardı. Hatta, çok büyük bir sorun vardı. Gizem sorunun ta kendisiydi! Gizem'i öldürürsem sorun olmazdı.

"Buğra," dedim mırıldanarak. "Acaba diyorum sevdiğin kızı öldürsem, kardeşin olduğum için bu olayı görmezden gelir misin? Beni polise ihbar etmezsin, değil mi?"

Buğra gözlerini birkaç saniye kırpıştırdıktan sonra, öğrencilere aldırmadan tok bir kahkaha attı. Herkesin bakışları bize dönerken, rezil olduğumuzu hissettim.

"Sussana!" dediğimde, gülüşü daha da arttı. Göz devirip gidecekken, kolumdan tuttu.

"Tamam." dedi zar zor. "Tamam gülmüyorum, tamam!"

"Adam ol." dediğimde, istemsizce ben de gülmüştüm. Şuan Yağız'ın bana mı yoksa Gizem'e mi baktığını deli gibi merak ediyordum.

"Bizi izliyor." dedi Buğra aklımı okumuşcasına. "Gözlerini ayırmadan, seni izliyor hatta."

"İzlemesin." dedim huysuzlukla. "Ya da izlesin ya, izlesin! Onsuz nasıl mutlu olduğumu görsün!"

"Bunu düşünmesini istiyorsan önce şu yüzündeki meymenetsiz ifadeyi sil." dedi göz devirerek.

Yüzümü buruşturarak omuz silktim.

"Ooo, bakıyorum da çabuk toparlanmışız!" Demir'in yanıma oturmasıyla üç kuruşluk keyfim kaçtı. "Güzel, güzel.."

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin