Bölüm 25✡️

559 36 10
                                    

Bölüm 25🔗


Yağız Karayel'den

"Skorda kim duracak?" 

"Emre." dedim sertçe. Emre'ye kısa bir bakış attığında "Hayırdır?" diye ekledim. "İtirazın mı var?"

"Yok." dedi bana doğru dönerek. Onu umursamayıp Emre'ye baktım. "Kenara geç."

Sessizce kenara geçerken ortam çok gergindi. Bunun sebebi ise Buğra'nın, babasının okulundaki en iyi basketbol takımındaki oyuncuları getirmesiydi. Ben de Barış'ı zar zor bu duruma ikna edip, okulun basketbol takımından birkaç kişinin gelmesini istemiştim.

"İyi olan kazansın." dedi elini uzatarak. Uzattığı eli sıktım.

"İyi olan kazansın."

Buğra'ya avans vermiş, ilk onun başlatmasını istemiştim. Bu hareketime gülmekle yetinip söylediğimi yapmış ve başlamışlardı.

İtiraf etmem zor da olsa, herifler çok iyi oynuyordu. Her bir adımları, her paslaşmaları planlıydı.

"Skor kaç Emre?"

"6 - 0 Buğra'lar önde." ufak bir küfür savurdum.

"Adam gibi oynayın lan!" dedim takıma bağırarak. "Bu maçı verirseniz ölümlerden ölüm beğenin!"

"Acaba Aşkın ne yemeyi sever?" dedi Buğra bana inat olsun diye. "Kendi ellerimle mi yemek yapsam acaba?"

"Buğra!" dedim gürleyerek. "Adam gibi oyna oyununu."

Sırıtarak yüzüme baktığında göz devirip Barış'ın pasıyla elime aldım topu. Birkaç kişinin arasından kolaylıkla sıyrılıp Buğra önüme çıktığında Barış'ın ona engel olmasıyla topu potaya yolladım.

Defalarca başarısız olsam da bu kez gerçekten basket olmuştu.

Benden dakikalar sonra Buğra da bir basket attığında "Lan," diye bağırdım onu tutan Semih'e. "Oğlum ne diye adamı izliyorsun? Oynasana!"

"Abi, hayvan gibi daldı bana it herif!" diye karşılık verdiğinde elimle yüzümü ovalayıp "Mola!" dedim sesimi yükselterek. "5 dakika ara veriyoruz."

Herkes beni onaylarken bizim takım bir araya toplanmıştı. Çember hâline gelip bir bir herkesin yüzüne baktım.

"Çok sert oynuyorlar," dedi Barış umutsuzca. "Faul yapmaktan çekinmiyorlar."

"O zaman biz de sert oynayacağız." dedim lafını keserek. "Bakın, sakın korkmayın." hepsinin gözlerinin içine baktım. "Kavgaysa kavga. Döveriz, biter. Bu kadar. Bu maçı vermek yok, anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı!" sesler yükseldiğinde çemberden uzaklaştım.

"Güzel."

(20 dakika sonra)

"Skor kaç Emre?"

Buğra'nın sorusu sinir katsayımı daha da arttırmıştı.

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin