Bölüm 4🔗
Ayaklarımı yere sürte sürte sınıfımı bulmaya çalışıyordum. Sözde Barış bana yardımcı olacaktı ama son dakika tanımadığım, Emre adında bir çocuk gelip Barış'ı çağırmıştı. Bana özürler dileyip yanımdan ayrılmış, ben de tüm umursamazlığımla müdürün yanına gidip sınıfımı öğrenmiştim.
11-B.
Barış hangi sınıftaydı, hiçbir fikrim yoktu. Onu bu koskoca okulda gün içinde bulamayabilirdim.
Dudaklarımı büzerek ilerlemeye devam ederken tam yanımda da esmer, kısa saçlı, sevimli bir kız ilerliyordu. Ona yandan bakış atıp birkaç saniye süzdüğümde rahatsız olacağını düşünüp gözlerimi üzerinden çektim.
1 aydır doğru düzgün insan yüzü gördüğüm yoktu, çevremdekilere uzaylı görmüş gibi bakıyordum. Okulda neredeyse çirkin kız yoktu, hepsi manken gibiydi. Balık etlilerin bile yüzleri o kadar güzeldi ki, yüzüne bakanlar kilolarını aldırmazdı.
Erkekleri ise tam bir şampiyonlar ligiydi. Eski devlet okulum aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum.
ergen tayfa.
Kusursuz insan yoktu fakat bunları gördüğümde ister istemez karşılaştırma gibi bir saçmalık yapmıştım. Belki de konuşacak kimsem olmadığından kendi kendime zihnimi oyalayacak şeyler buluyordum.
"Esma!" arkadan gelen sesle geri dönme isteğimi bastırdım. Yürümeye devam ederken yanımdaki yürüyen kızın birden yavaşladığını hissettim. İster istemez adımlarımı daha da yavaşlattım.
"Esma, baksana bana! Konuşmamız lazım!"
Arkadadan gelen çocuk yanımdaki kızın hemen dibine geldiğinde kızın adının Esma olduğu kesinleşti. Fakat Esma denilen kız çocuğun yüzüne bile bakmıyordu.
"Konuşacak bir şeyimiz kalmadı Semih."
"Beni bir dinle!" çocuk sesini yükselttiğinde gözlerimi ikisinden aldım. Belli ki aralarında bir şey vardı ve onları dikizlemem doğru değildi.
Gerçi, koridorun ortasındaydık. Neden yanlış olsun ki? Saklanılacak bir şey olsa ulu orta konuşmazlardı.
"Dinlemek istemiyorum."
"Dinleyeceksin!" sesi az öncekine göre daha yüksek çıktığında onlara bakmıyordum. Ta ki Esma sesini yükseltinceye kadar.
"Bırak kolumu!"
Omzumun üzerinden Semih denilen çocuğun yüzüne baktığımda öfkesi gözlerinden okunuyordu.
"Beni dinleyeceksin." bastırarak kurduğu cümleyle göz devirdim. Bu okulda emir vermek ne kadar kolaydı öyle! Herkes, istediğine istediği şeyi söyleyebiliyordu. Hem de zorbalık yaparak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Ficção Adolescente[tamamlandı.] Satranç oynar gibi ustaca hamleler yaparak birbirini alt etmek için uğraşan Yağız ve Aşkın kendilerini bir anda bitmek bilmeyen intikam oyunlarının içinde bulur. Her oyunun bir kazananı vardır, ikisinden biri zaferin tadını çıkaracak b...