"Moira: Bir kişinin yüce bir güç tarafından örülmüş kaderi, gelecekte olacakların ve hayatının süresinin sihirli bir iple karar verilmesidir. Yunan mitolojisinde yaygın bir mit olup yaşam veren, yaşamı alan ve süresine karar veren üç tane moira bulunmaktadır."
"Misafirler için her şey hazır mı?"
diye sordu George bordo tuniğinin yakasını düzeltirken.
Onca savaş ve kandan sonra sıcak bir banyo yapmıştı, her şey birden çok daha iyi görünmeye başladığında nihayet huzurla derin bir nefesi içine çekebileceğini düşünmüştü.
Edward'ın kralın sembolü olarak beyaz ve William'ın da fırtına rengi olan maviye bürüneceğini biliyordu bu yüzden onlarla aynı renge bürünüp karşılaştırılmak istememişti. Söz konusu birbirinden iyi görünen iki abisi olduğunda bunu kaybedeceğini düşünmekte haklı olduğu söylenebilirdi. Onlarla kıyaslandığında küçük bir sincaba benziyordu.
Edward çocuğuyla zaman geçirip Fransız elçisiyle görüşüyordu, William ise yaralı olduğu için dinlenmesi gerekiyordu. Ziyafet ve misafir listesiyle ilgilenme işlerinin tamamı ona kalmıştı ve eğlencenin aranılan kişisi olmaktan her zamanki gibi mutluydu. Beyaz York gülleriyle dolu masalarda gözlerini gezdirdi ve danışmanın cevabını beklemeden her şeyin hazır olduğunu düşündü. Parmaklarını saçlarının arasından geçirerek düzeltti ve yüzüne York gülümsemesini yerleştirerek bu geceyi sorunsuz bir şekilde tamamlayacağından emin oldu.
Zaferlerini kutlayacaklar ve yeni bir barış döneminin geldiğini ilan edeceklerdi. Halkın kayıplarından ve huzursuzluklarından dolayı bir şekilde teselli bulması gerekiyordu bu yüzden ziyafetin yapılması şarttı. George'un her zaman söylediği gibi imaj her şeyden önemliydi.
"Tüm emirlerinizi yerine getirdik prensim. Saray mutfağı yemeklerin misafirlere verilmek için hazır olduğunu yaklaşık on dakika önce bildirdi."
George parmaklarını şıklatarak şarapların doldurulmasını emretti, misafirler birazdan buraya gelmeye başlayacaklardı. Parmaklarını endişeli bir şekilde tıkırdattıktan sonra topuklarının üzerinde hızlı bir dönüş yaparak kral ve kraliçenin henüz doldurulmamış tahtlarında gözlerini gezdirdi. Elizabeth ve Edward birbirleriyle özlem gidermekte fazlasıyla meşgulken kendisinin de böylesine çok sevebileceği biri olup olmayacağını düşündü birden. Düşünüldüğünde iki abisinden de çok daha sıcakkanlı bir insandı fakat aşk denen mutluluk verici hastalık henüz kapısını çalmamıştı. Genç olduğu doğruydu ama bazen yatağına uzandığında bu yalnızlığın sonsuza kadar olacağını düşünmeden edemiyordu.
"Prens George, kral ziyafet için kraliçeye eşlik etmenizi istedi. Kendisi acil bir devlet işiyle ilgilenmek zorunda kaldı. Buckhingam ve Stanley geldiler. Kendileri ziyafete daha sonrasında katılacaklar."
George ayak işlerini yapmak istemediğini söyleyip misafirlerle saçma konulardan sohbet edeceğini söylemek istedi, William'a kraliçeye eşlik etmesini söylemek bile dilinin ucuna geldi fakat dudaklarından herhangi bir kelime dökülene kadar düşünmeyi seçti. Misafirlerle konuştuğunda onlara söyleyebilecek hiçbir şeyi olmayacaktı, George gece başlamadan bu kadar yalanı kaldırabileceğini sanmıyordu. Annesiyle birlik olup abilerine ihanet etmeyi seçmişti ve bu yüzlerce insanın hayatına mal olmuştu. Bunu düşündüğünde yüzüne yerleşen gülümsemesi kısa süreliğine silindi ve başını sallayarak koridorda düşüncelere boğularak yürümeye başladı.
Gördüğü birkaç misafiri üstün körü selamladı ve koridorun hemen sonunda bulunan kraliçeye doğru ilerleyene kadar da kıpkırmızı olmuş ensesini ve yeniden gülümsemeye çalışan yüzünü kaldırmadı. Elizabeth nedimeleri eşliğinde orada dururken parmaklarını karnının üzerine koymuş, mavi gözlerini etrafta büyük bir merakla gezdiriyordu. İlk defa bu kadar büyük bir kitleye takdim edilecekti eğer burada güçlü leydilerin takdirini kazanabilirse o zaman saray halkı arasında saygınlığını ve konumunu sağlamlaştırırdı. George hatasını telafi etmenin zor olacağını biliyordu fakat bir yerden başlaması gerektiğine karar verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mind Kingdom/Hannigram
Fanfic"Başımdaki taca sahip olmak yerine seninle yarattığım krallıkta su damlası olmayı tercih ederim."