⋆⁺₊⋆PM 01:27 (Replay)⋆⁺₊⋆

227 15 0
                                    




Doyoung daha başlayalı bir hafta olmadığı dizisinin son bölümünü izlerken aklında sadece Taeyong'un ne zaman geleceği ve şu anda ne yaptığı vardı.

İkisi daha anaokuluna giderken tanışmışlardı tabi o zamanlar Doyoung daha sosyal ve Taeyongsa daha çekingendi Taeyong ailesiyle birlikte Amerikadan yeni dönmüş ve daha doğru düzgün dilini bile bilmediği ülkede okula başlıyordu. Ailesinin işlerinin yoğun olması nedeniyle okulda ilk gününe annesinin elini tutarak değil şoförlerinin içtiği sigaranın dumanında boğularak başlamıştı.

Taeyong sevimli mavi duvarlara sahip tek katlı okula ve bahçede aileleri onları izlerken oyun oynayıp koşturan çocuklara baktı yavaşça kapıya vardığında kendisini uzun düz sarı saçlı bir kadın karşıladı şoförleri kadınla kısaca konuştuktan sonra şoför arkasını dönüp gitti. Kadınsa eğilip Taeyong'un saçlarını karıştırdı İngilizce bir şekilde isminin Taeyeon olduğunu herhangi bir sorunu olursa kendisine çekinmeden gelebileceğini söyledi.

Taeyong adının Taeyeon olduğunu öğrendiği öğretmeniyle birlikte içeri girdi ve boş buldu yeşil fosforlu üzerinde renkli çıkartmalar olan sandalyelerden birine oturdu kısa bir süreden sonra bütün öğrenciler sınıfa girmiş bahçedeki velilerse yavaşça dağılmaya başlamışlardı. Taeyong yanına gelen bir kaç öğrenciyle bildiği kadar basit korecesiyle cevap vermeye çalışmış ama sohbetleri çok uzatmamaya dikkat etmiş olabildiğince tek başına oturmaya devam etmişti. Bir süre sonra öylece oturmaktan sıkılmış çantasında getirdiği küçük defterini ve kalemlerini çıkararak tek başın çizim yapmaya başlamıştı arada sırada öğretmeni gelip onu diğerleriyle tanıştırmaya çalışsada Taeyong hiç biriyle konuşmak istememiş yemek vakti gelene kadar sadece çizim yapmıştı.

Yemek vaktinde bütün sınıflar öğretmenleriyle birlikte yemekhaneye gelmiş zaten gürültülü olan ortam iyice kalabalıklaşmıştı. Çocuklar bağırışarak yemeklerini yeselerde Taeyong tek kelime etmemiş diğer çocukları izlemeye başlamıştı. Bazıları onun gibi sessizlerdi, bazıları bağırışarak etrafta dolanıyor, öğretmenleri tarafından tekrar yerlerine oturtturuluyorlardı. Eski okulundan pek farklı değildi bir süre kalabalık yemek maslarına baktıktan sonra arkasından gelen sevimli bir gülme sesiyle dikkatini oraya verdi bir süre dinlediğinden birkaç kişinin Doyoung adında bir çocuğa tatlılarını vermeye çalıştıklarını anladı. Biraz daha dinleyerek adının Doyoung olduğunu düşündüğü çocuğun dediklerin anlamaya çalıştı. Bir süre sonra çocuğun kendisine verilen tatlıları kibarca reddetmeye çalıştığını fark etti. Çocuğun sesinin güzelliğine ve kibarlığına hafifçe gülümsedi yüzünü merak ettiği için arkasını dönüp ona bakmaya çalıştı çocuğun etrafı kalabalık olduğu için zorlansada sonunda onu görmeyi başarmıştı kendisinden küçük olduğu belli olan çocuk sevimli kedi gözleri, alnına dökülen siyah düz saçları ve taktığı küçük şapkasıyla oldukça tatlı bir tavşana benziyordu. Etrafındaki kalabalığa bakılırsada oldukça popülerdi Taeyong daha fazla o kalabalığa dik dik bakmak istemediği için önüne dönüp yemeğine devam etmişti.

Yemek saati bittikten sonra öğretmenler öğrencileri uyutmaya başlamışlardı gayet geniş olan odada Taeyong kendini kalabalıktan olabildiğince soyutlamış kafasına kadar çektiği örtüyle kenarda bir minderin üstüne kıvrılarak uyuyormuş gibi yapıyordu. Bir süre sonra öğretmenler bütün çocukların uyuduğunu düşünerek odadan çıkmışlardı.

Saat 13:27 olduğunda Taeyong yavaşça kafasına kadar çektiği örtünün altından çıkmış etrafındaki uyuyan bir kaç çocukta göz gezdirdikten sonra tavşana benzeyen küçük çocuğu aramaya başladı. Tam o sırada omzuna dokunan bir elle ürperdi kafasını çevirdiğinde tavşana benzeyen çocuğu yanında görmeyi beklemiyordu çocuğun elinde küçük bir defter iki tane de boyama kalemi vardı çocuk defteri yavaşça Taeyong'a uzattı. Taeyong defterin üzerindeki Doyoung'ın beceriksizce çizdiği tavşan kulakları olan ve el sallayan çocuk figürüne bir süre öylece bakmıştı. Doyoungsa hızlıca parmağıyla önce Taeyong'u dürtmüş sonra defterdeki çizimi ve kendisini göstermişti. Daha sonra sessizce hecelemeye çalışarak adını söylemişti. Taeyong'da ona sakince adını söyledikten sonra Doyoung gülümsemiş ve sessiz olmaya dikkat ederek Taeyong'u ittirip kollarından destek alarak göbeğinin üstünde, Taeyong'un yanına uzanmıştı elindeki boya kalemlerinden birini Taeyong'a uzatmış ve deftere bir şeyler karalamaya başlamıştı. İlk kez o gün saat 13:27 de konuşmuşlardı Taeyong'un korecesinin yetersiz olmasından dolayı basit kelimeler ve çizimlerle sohbet etmişlerdi. Daha sonra bunu anaokulunun her uyku zamanında devam ettirmişlerdi ilkokulda yemek vakitlerinde, ortaokulda akşam 01:27'de birbirlerini telefonla arayarak. Taeyong ortaokulun sonlarındayken ailesi işleri gereği tekrar Amerika'ya taşınmış, evde sadece Taeyong ve sabahları evi toparlamak için gelen ve genelde yüzünü bile görmediği bir temizlikçiyle yaşamaya başlamıştı. Akşam olduğunda ve temizlikçi kendi evine gittiğinde koca evde yalnız kalan Taeyong saat 01:27 olduğunda Doyoung'ın evine gider ve ikisi böylece geleneklerine devam ederlerdi.

01:27Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin