01:27

⋆⁺₊⋆Fine⋆⁺₊⋆

"Günaydın Doyochi."

Taeyong çoktan okul için hazırlanmış elinde bir bardak kahveyle Doyoung'ı uyandırmaya gelmişti. Önceki gece Doyoung arabaya bindikten hemen sonra uyuya kaldığı için Ten ve Johnny ikilisi onları Taeyong'un evine bırakmışlardı.

Sessizce kahvaltılarını ettikten sonra Doyoung koltuğun üzerine adeta fırlatılmış olan montunu almış ve çıkmak üzereyken Taeyong tarafından durdurulmuştu.

"Birlikte gideriz benden giyin."

Doyoung barıştıklarının farkında olsada yinede emin olamamış fakat Taeyong'un ısrarlarının üzerine, kendisine büyük gelen beyaz bir kazak ve gri kumaş bir pantolon giyerek onu alt katta telefonuna bakarak koltuğa yayılmış bir şekilde bekleyen Taeyong'un yanına gitmişti.

Taeyong onu görür görmez ayağı kalkmış bir kolunu Doyoung'ın omzuna atarak garaja doğru yürümeye başlamıştı.

"Motor?"

"Asla olmaz."

⋆⁺₊⋆

Doyoung ve Taeyong okula gelmiş Doyoung üzerlerindeki yoğun ilgiden kaçmak amacıyla koşarak sınıfa gitmiş, Taeyong ise yaklaşan maçlarla ilgili konuşmak için koçu bulamaya spor salonuna gitmişti.

Doyoung sınıfa girer girmez  çoktan onun masasını çevrelemiş kendilerince sohbete dalan arkadaşlarına bütün gece olanları anlatmış daha sonra ise  Sunwoo ve Haechan tarafından sürüklenerek kantine götürülmüştü.

"Woo gördüğün gibi bu ve avanak aşığını birleştirdim istersen sen ve Jaehyun'u da hemen halledebilirim bana tamam demen yeter."

"Taeyong benim arkadaşım ayrıca bizi Ten barıştırdı Haechan."

"Yani bu planı onun bulduğuna mı inanıyorsun? Benim başarımı başkalarına vermen kalbimi kırdı tavşan. Ama planı ben buldum sürekli etrafımızda dolanan boyu kısa adı uzun çocuğun derdini öğrenince de sizi birleştirmek için ona anlattım."

"Anlamadım." Doyoung kafasını hafifçe eğerek konuşmuştu aynı zamanda Sunwoo'da şaşkınca garip arkadaşlarının cümlesini anlamaya çalışmışlardı. 

"Şimdi minik tavşan ilk tanıştığımızda böyle kısa bir çocuk özellikle senin peşinde dolaşıp duruyordu ben de fark ettim konuştuk işte sonra planı aklına soktum bunun  o da uyguladı ben yapsam kızabilirdin o yüzden ona yaptırdım ama kızmadığına göre bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki plan bana aitti hatta Mark'ta yardım etti."

Doyoung ve Sunwoo onu şaşkınlıkla bakmaya devam ederken Haechan bir kez daha konuşmuştu.

"Eee ne diyosun Jaehyun'dan kaçmaya devam edemezsin en azından ona itiraf et şansını dene."

"Haechan haklı en azından bilmeye hakkı var."

"Evet bak kendine hayrı olmayan tavşan bile bana hak veriyo."

"Tamam onunla bu gün konuşucam."

⋆⁺₊⋆

"Dersin yok mu?"

Öğlen yemeği bitmiş öğrenciler sınıflarına girmişti. İki kişi hariç Taeyong yaklaşan maçlara hazırlanmak amacıyla koçun da izniyle sürekli bahçedeki basket sahasında antrenman yapıyordu. Doyoung'da tarih öğretmenlerinin umursamazlığından faydalanarak uzun zamandır antrenman yaptığı için üstü terden yapış yapış olmuş Taeyong'u görmeye gitmişti.

"Tarihçi sınıf boş olsa bile ders anlatmaya devam eder. Hem yoklamada almıyor yani gittiğimi asla fark etmez."

"Hımm öyle mi?"