Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şişe çevirmece sırasında hoşlandıkları kişiyi öpmek zorunda kalıyorlar:
SOLAR:
Şişenin boynu seni işaret eder etmez, Yongsun'un ağzı anında mükemmel bir O-şekli oluşturdu ve yanakları parlak kırmızıya dönmeye başladı. Soju muydu yoksa burası mı ısınıyordu?
"Bu, Y/N'yi öpmem gerektiği anlamına geliyor, değil mi?"
Gözlerini kaçırırken gergince kıkırdadı.
"Açıkçası, bu oyunu zaten 10 dakikadır oynuyoruz."
Moonbyul alaycı bir şekilde cevap verdi ve Yongsun çemberin diğer tarafına sürünmeden önce ona keskin bir bakış attı. Önüne oturdu ve sana garip bir şekilde baktı, öpücüğü nasıl başlatacağını bilemedi.
"Güzel ceket! Daha sonra ihtiyacın olacak; Soğuyacağını okudum."
Yongsun, garipliği gidermek için ortalığı karıştırmaya başladı ama her saniye nasıl daha da utandığını hissetti. Bu nedenle, sonunda dudaklarını beceriksizce seninkilere değdirmek için öne eğildi. Çarpışma bir an için canımı yaktı ama yumuşak dudakların acıyı bir anda alıp götürdü.
"Oha."
Geri çekildikten sonra ağzı açık kaldı, dudaklarınıza baktı ve her şeyi riske atıp ikinci kez öne eğilmesi gerekip gerekmediğini düşündü.
💌
MOONBYUL:
"y/n"
Şişe dönmeyi bıraktığında ve Moonbyul zaferle sırıttığında çemberdeki herkes bir ağızdan adınızı söyledi. Ah, seni öpmesine izin verilmesini nasıl da isterdi... Kendinden emin bir şekilde sana yaklaşmadan önce dudaklarında bir sırıtışla diğerlerine baktı. Ancak gözleriniz buluştuğunda aniden bunun ilk öpücüğünüz olacağını anladı ve ani bir sinir krizi yerde kıpırdanmasına neden oldu.
"Hmm...şimdi seni öpeceğim? Eğer sorun yoksa?"
Utangaç bir şekilde sordu, diğer üyelerin çatlamasına neden oldu.
"Aman tanrım, şimdiden öper miydin?"
Yongsun inledi ve Moonbyul bu durumdan kesinlikle etkilenmemiş gibi davranarak çabucak güldü. Yavaşça eğildi, sonunda dudaklarınız buluşana kadar kalbinin nasıl da çılgınca çırpındığını hissetti. Öpücük sadece birkaç saniye sürdü ama Moonbyul'un arsız sırıtışını geri getirmede başarısız olmadı.
Bunu tekrar deneyene kadar dinlenmeyecek.
💌
WHEEİN:
Evrenin gönderdiği işaretler her zaman net değildi, ama bu kesinlikle öyleydi. Şişe odadaki tüm insanların arasından size doğrultulduğunda, Wheein bu gece atış yapması gerektiğini biliyordu. Ve bu öpücük mükemmel bir başlangıçtı.
Bu nedenle, kendinden emin bir şekilde sana döndü ve dudaklarını seninkilere karşı hafifçe fırçalamak için mesafeyi kapatmadan önce sana -umarım- tatlı bir gülümseme gönderdi. Belki bu ilk öpücük için mükemmel bir ortam değildi ama Wheein hala kalbinin hızlandığını hissedebiliyordu.
Bu onun umduğu her şeydi.
Vücudundaki her hücre sevinçten zıplıyor gibiydi ve Wheein, geri çekildiğinde tüm yüzünü kaplayan geniş sırıtışını bastıramadı. Neyse ki tekrar yerine döndü, ama arkadaşlarının gururlu yüzlerine baktığında, sessizce ciyaklamak ve taşan duygularını serbest bırakmak için küçük bir zafer dansı yapmak zorunda kaldı.
Umarım, bu gece daha birçok sürpriz içerir
💌
HWASA:
"Ahhh şuna bakar mısın? Y/N'yi öpmek zorundasın."
"Görünüşe göre tanrılar senin tarafında..."
"Git al kızım."
Arkadaşları onu kızdırmak için aptalca yorumlar yapmayı bırakmadığında Hyejin gözlerini devirdi ve Wheein'in koluna yumruk attı. Böyle arkadaşları varken düşmanlara gerçekten ihtiyacı yoktu. Size doğru hareket etmeden önce, gergin görünmemeye çalışarak onlara son bir uyarı bakışı attı. Sosyal etkileşimler kesinlikle ona kolay gelmedi, özellikle de gerçekten onlarla konuşmadan önce aşkını öpmesi gerekiyorsa.
"Selam..."
Garip bir şekilde el sallarken kıkırdadı ve gözlerini içten içe kendisine çevirmesine neden oldu. Gerçekten mi? Bu onun sana vurma girişimi miydi? Umarım öpüşü konuşmasından daha iyiydi.
Biraz tereddütle dudaklarını birleştirmek için eğildi ve tekrar geri çekilmeden önce gereğinden fazla oyalandı. Bu öpücük sana, ona hissettirdiği gibi bir şey hissetmişse, şansını henüz denememiş olabilir.
