Yeis

49 20 0
                                    

"Umutsuzluktan doğan karamsarlık"



Izinli günüm Yoongi ile geçen mükemmel dakikalardan oluşmuştu. Masal diyarından firlamışçasına çıkan bir gündü. Onca yaptığım şeylerden sonra belki haketmiyordum ama Tanrı beni affetmiş olmalıydı.

Ertesi günde pozitif bir şekilde uyandığımda güle oynaya işe gitmek için hazırlanmıştım.

Kalbimin etrafında ki kötü sarmaşıklar kaybolmuştu,kurtulmuştum. Bağımlı olduğum bu kötü şeyden uzaklaşmıştım.

Üzerimi giyinip evden çıktığımda Jackson ile Min Seo hala uyuyordu. Onları uyandırmamak için parmak uçlarımda yürümüştüm adeta. Sırf pislik olsun diye özellikle onları uyandırarak evden çıkardım ama dün ki geçirdiğim güzel günden sonra yapmak istememiştim.

Mutluydum ulan,mutluyum diye bağırıp çağırmak istiyordum. Kollarımı açıp rüzgarı hissettiğimde Tanrı'ya bir çok kez teşekkür etmiştim. Acılarım son bulmuştu en sonunda,taşın altına giren elim ezilmekten kurtulmuştu yılların sonunda. Sağlam değildi sonuç ancak oradan kurtulmak bile sağlam çıkmaktan daha çok mutluluk veriyordu.

Onun için bir çok tabir yapmak istiyordum kendime,nebileyim hani şu gördüğümüz çiftler gibi vıcık vıcık olmak istiyordum. Sevgi pıtırcıklarında boğulmak istiyordum. Onu tüm dünyam yapacak kadar hazırdım,normalde kimseyi bu kadar hızlı hayatıma almazdım ancak hayatıma giriş yaptığı an,benim için o kadar değerliydi ki. En kötü anımda yanımda olmuştu. Zaten ona kalbimi açmama sebep olan konu da buydu ya.

Düşüncelerimle dolu bir şekilde otobüs durağına vardığımda,erkenden gelen otobüsüme binerek akbilimi bastım. Kimse beni bugün mutsuz edemezdi. Duygu patlaması yaşıyordum,ve sonuna kadar,dibine kadar yaşamadan bırakmayacaktım.

Zamanın geçmesi adına kulaklığımı taktığımda kafamı cama yasladım. Kötü günlerin ardında ki,güzel günleri yaşıyordum şu an. Cehennemden cennete geçiş yapmıştım. Soluk bahçem en güzel çiçeklerle donatılmıştı.

Bilmiyordum işte bunların koca bir aldatmacadan ortaya çıktığını, bilmiyordum bana bunları hissettiren kişinin sahte olduğunu. Bilmiyordum aslında bugünlerin kötü günlerden de daha kötü olduğunu. Bilmiyordum...bilmiyordum kurtuldum derken daha güçlü bir sarmaşıkla kalbimin sarmalandığını.

Bilmiyordum...

...

Spor salonunun kapısını yavaşça açtığımda karşılaştığım ilk yüz, Hoseok oldu. Burada ne olduğunu sorgulayamadım. Yanına gidip sormak istedim ama olanlardan sonra yüzüne bakmaya bile cesaret edemiyordum.

Ona bakmadan soyunma kabinine doğru ilerledim. Yarım saat sonra felan müşteriler gelmeye başlardı ve benim hemen hazırlanmam,ısınmam gerekirdi.

Taytımın üzerine sporcu atleti giydiğimde soyunma kabininden çıktım. Hoseok hala buradaydı, demek ki hayal görmüyordum.

Emin olmak için gözlerimi avuşturduğumda tekrar ona baktım, oradaydı.

En şaşırdığım nokta ise bana doğru geliyor oluşuydu. O neden buradaydı?

Kolumdan tutup beni çekiştirince onu durdurdum. "Napıyorsun sen? Bırak kolumu." Sinirli bir bakış attığında,tek bakışla susturmuştu beni. "Konuşmamız lazım."

Ne hakkında? Yine beni konuşma bahanesiyle aşağılayacak mıydı? Özür mü dilecekti zorla? Ne yapacaktı?

Ortada ki ringe doğru ilerletti ikimizi. "Dövüşerek konuşacağız,sinirimizi böyle çıkaracağız."

Büyü✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin