Tahayyül

40 20 0
                                    

"Hayal etmek"



"Sizden çabuk bir açıklama bekliyorum!"

Annemin sesinin gürlüğü öyle fazlaydı ki ister istemez yüzümü buruşturma gereği duymuştum.

Ona açıklayamazdım. Ona,Hoseok'u seviyorum,onunla yattım diyemezdim. Dilim bunu söylemeye varmazdı. Dilimin bile varmadığı konuyu yaşıyordum ben. Ne kadar da acıydı değil mi?

"Anne..." Dedim sesimin en pürüzlü haliyle. Sesim bir yerime kaçmışcasına çıkmıyordu.

Hoseok'a yalvaran gözlerle bakıyordum,anlatmamalıydı. Anlatırsa biterdim,ben biterdim. Anneme bunu yaşatmak istemiyordum. Kızını böyle rezil bilmemeliydi.

"Biz yattık Bayan Martin, yanlışlıkla olmuş bir olayın iğrenç anısıydı. Sarhoştuk ikimizde. Üzerine üstlük kızınız beni seviyor...beni eşimle ayrılmaya zorladı, iftiralar atmakla kalmayıp tehditler etti."

Hoseok'a son bir bakış attım. Bunu yapacak kadar vicdansız mıydı o? Biz ne ara bu duruma gelmiştik? Biz ne ara birbirimizi satacak duruma gelmiştik?

Odadan çıktığında yanan gözlerimi yerle buluşturdum. Şimdi ağlayamazdım,bu olamazdı. Tanrı'm, canımı alacaksan tam da zamanıydı.

"Bu doğru mu Alisa?"

Cevap veremedim, konuşma yetimi kaybetmiş gibiydim. Bunu anneme yaşatmaya hakkım yoktu. Boğazım düğüm düğüm olmuştu.

"Bana cevap ver! Bu doğru mu?"

"Doğru anne."

Sert bir tokat attı yanağıma, öyle canım acımıştı ki bir iki adım gerilemiştim. Hayatımda ilk defa böyle bir tokat yemiştim ondan. Haklıydı,ne yapsa haklıydı şu an. Ben iğrenç bir kadındım. İğrençliğimde böyle boğulacaktım işte.

Ne ara aşık olmak suç olmuştu ki? Kalbime söz geçirememiştim. Emin olun,aşık olacağım kişiyi seçme hakkım olsaydı,o kişi Hoseok olmazdı. En azından o şekilde bile kendime o acıyı tattırmazdım.

"Senden utanıyorum Alisa,sen nasıl böyle bir duruma düşersin?"

"Açıklamama izin vermeyecek misin anne?"

Suratıma tükürecek gibi bakıyordu. Benden iğreniyordu. Nefret ediyordum hepsinden. Benden iğrenen,nefret eden herkesten nefret ediyordum.

Çok hata yapmıştım,bir şekil hep dibi görmüştüm ama toparlamaya çalışmıştım. Yemin olsun ki, denedim. Kolay mı sanıyordunuz? Her şeyi öylece kolayca siktir etmenin kolay olduğunu mu sanıyordunuz? Zordu...özellikle de benim için. Canım acıyordu anlamıyor musunuz?

Gözyaşlarıma boğulduğumda annem yüzüme bile bakmadan odayı terk etti. Yıkıldım...

Dizlerimin üzerine düştüm o an, her şey üzerime geliyordu. Benimde bir canım vardı,bende üzülüyordum. Neden kimse beni anlamıyordu?

Koşar adımlarla evden çıktığımda Yoongi'nin evini buldu adımlarım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Hakettiğim hayatı yaşıyordum ama yetmişti artık. Biraz mutluluk istiyordum,zor muydu?

Kapı saniyeler içinde açıldığında Yoongi'ye sarıldım. Öyle ihtiyacım vardı ki sorgulama ihtiyacı duymuyordum artık. Duygularımı anlayan yoktu,neden daha fazla burada duruyordum ki?

"Alisa...neden ağlıyorsun?"

Omuzuna koyduğum kafamı okşuyordu,o arada kapıyı kapatmıştı. Ona anlatıp rahatlamak isterdim ama bana acımasını istemiyordum. Benim böyle iğrenç birisi olduğumu bilmesini istemiyordum.

Bedenimi kucağına aldığında ayaklarımı onun beline sarmıştım. O ise düşmemem için sıkıca tutuyordu beni.

Salona kadar böyle ilerlediğimizde sadece ağladım. Konuşmadım, konuşmadık. Tek bir söz çıkmadı ağzımdan. Öylece teselli etti beni, yüreğimden okşadı sanki. Kalbime kondu o an sanki. Yinede yalanlarla dolu bir şekilde teselli etti işte.

Soluksuz bir şekilde ağladım onun yanında,gözyaşlarım birer birer onun tshortünü ıslatmıştı.

Yanaklarımı avuçlarının içine aldığında gözlerimin içine baktı. "Şu an eminim ki her yerip yıkıp parçalamak istiyorsun değil mi?"

Baş sallamakla yetinmiştim. "O zaman en iyi yaptığın şeyi yap."

"Neyi?"

"Dövüşmeyi."

...

"Bak,gerçekten bunu yapmak istediğinden emin misin?"

"Eğer sakin olmana değecekse değer."

Yoongi'nin beni getirdiği herhangi bir dövüş salonundaydık şu an. Tüm korumalıkları takmış,ona vurmamı istiyordu. Canını yakabilirdim ama o bunu umursamadan tüm sinirimi öylece çıkarmamı istiyordu.

"Yoongi-ah,emin misin? Yeniden soruyorum çünkü canın gerçekten acıyabilir."

"Sana her şeyi anlattığımda emin ol bana vurduğun için rahatlamış hissedeceksin."

"Ne demek istiyorsun sen? Açık konuş."

"Üzüntün geçtikten sonra sana her şeyi anlatacağım."

"Pekala o halde."

Boks eldivenlerimi giyerek ona doğru yumruk atmaya başladım. Kaçmıyordu,öylece durup ona vurmamı bekliyordu.

Neresine gelirse vurdum,koluna, bacağına...her yerine. Tüm hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken kendimi sinirlennekten alıkoyamıyordum. Ulan bir insanın bir kez mi güzel anısı olmaz? Gözlerimi kapattığım an,bende güzel anılar hatırlamak isterdim,bende o anıları hatırlayıp hasret çekmek isterdim ama öyle bir anıya sahip değildim ki.

Sinirlerim gerilmişti,tüm üzüntümü Yoongi'ye vurarak çıkarmıştım. Hayatım boyunca kendi adıma didinip dururken neden hala bu haldeydim?

Keşke zamanı geriye alabilseydim, Hoseok ile tanıştığım güne gider ve onunla asla tanışmazdım. Hayatım saçma bir aşk duygusu yüzünden kararmıştı. Bende buna izin vermiştim,en nefret ettiğimde buydu ya. Sonunu bile bile izin vermiştim.

Bedenimi yorgunluktan yere attığımda benimle birlikte Yoongi'de yanıma uzandı. Bu fiziksel bir yorgunluk değildi,bu zihinsel yorgunluktu.

Soluklarımın arasından derin bir nefes verdiğimde ciğerime giden her bir nefes parçası beni helak ediyor gibiydi.

Acı çekiyorum anlamıyor musunuz?

Acı çekiyorum görmüyor musunuz?

Yaşadığım her anımda birer pişmanlık vardı ve ben bu pişmanlıkları hayatımdan çıkaramayacak kadar sınırımı zorlamıştım.

"Şu an nasıl hissediyorsun Alisa? Daha iyi misin?"

"İyi geldi,teşekkür ederim."

"O halde...artık sana anlatmalı mıyım?"

"Gerçekleri kaldıracak tek gram halim kalmadı Yoongi ama söyle. Artık ne bok olacaksa olsun,çekemiyorum."

Finala sanki son 3 4 bölüm kalmış gibi hissediyorum bilmiyorum, ne yapacağım onu da bilmiyorum. Bok yoluna gidiyor gibi ama hadi hayırlısı

Umarım severek okuyorsunuzdur.

Bir sonra ki bölümde görüşürük<3

Sizleri seviyorum~♡

Büyü✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin