ten

725 87 66
                                    

haruto
Evin önündeyim

Telefonumun ekranını kilitleyip kol çantamı yatağın üstünden aldım ve odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken aşağıda, koltukta oturan Makoto gözlerini bana dikti.

"Anne kızın kaçıyor. Yakala şunu."

Annem ona göz devirip elindeki tabakları masaya bıraktı.

"Ne zaman gelirsin? Akşam geç kalma bak."

"Yok geç kalmam." Dedim anneme öpücük atıp.

Ayakkabılarımı alırken elindeki tavayla mutfak kapısında beliren babama baktım.

"Nereye ama ya?! Bak meşhur yumurtadan yaptım."

Her hafta sonu bunu yapar ve tadının kötü olduğunu asla kabul etmezdi. Sır olsun diye asla içine ne koyduğunu söylemiyordu.

"Abla nolur ben de geleyim kahvaltıya. Bunu yemek istemiyorum."

Makoto koltuğun üstünde ayağa kalktığında annem konuştu:

"Aslında arkadaşın için sorun olmazsa ben de gelebilirim."

Onlara gülüp ayakkabımı giydim ve el sallayıp çıktım evden. Makoto'nun ısrarcı olmasından korksam da muhtemelen yemekten nasıl kaçacağını düşünürken bana dünyayı dar etmek aklına gelmemişti.

"Çok bekletmedim umarım." Dedim arabaya yaslanmış Haruto'ya bakarken.

"Biraz bekledim ama sorun değil. Geç hadi."

Birkaç dakika sonra mekana geldiğimizde arabadan inip onu kapıya doğru ilerledik. Dün akşam, olanlardan dolayı tonla mesaj atmıştı. Bir sürü çözüm yolu düşünmüştük ve en sonunda buluşmaya karar vermiştik. Zaten olan olmuştu, artık kaçmaya gerek yoktu sonuçta.

"Şurası iyi mi?"

İki tarafı da cam olan köşedeki masayı gösteriyordu. "Olur." Dediğimde kolumdan tutup masaya doğru yürüdü. Dalgın olduğumu fark etmişti.

İnsanlara arkamı dönecek şekilde oturduğumda Haruto karşıma, herkesi görecek şekilde oturuyordu.

Kahvaltıya karar verip siparişi verirken bile aklımda dün gelen mesajlar vardı. Okuldan tanımadığım birkaç kişi de mesaj atmıştı. Ama onlar tanıdıklarım aksine sadece ,Haruto sevgilin mi, aranızda ne var, tarzında dedikodu soruları sormuşlardı.

Hitomi ve Souta gibi aptalca muamele yapmamaları beni biraz mutlu etse de hiç tanımadığım insanların dikkatini çekmek hoşuma gitmemişti.

Haruto'ya Hitomi ve Souta'nın attığı mesajlardan bahsetmemiştim. Hakkımda hatta hakımızda söylenen edepsizce şeyleri bilmesi utanç verici olurdu.

"Dün," dedi sessizce etrafına bakınırken. "arkadaşların bir şey dedi mi?"

Hitomi ile arkadaş olmadığımızı belli etmeme rağmen arkadaş demesi sinir bozucuydu. Birkaç saniye sessiz kalırken Souta'yı ima edebileceği aklıma gelmişti.

"Şaşırdılar. Ben de durumu izah ettim." Dedim. Gözlerine bakmadan ve tek nefeste söylemiştim.

"Souta da mı sadece şaşırdı?"

"Evet." Mırıldanmıştım. Bu sohbeti devam ettirmek istemediğimi anlamış olmasını umdum.

"Durumu nasıl izah ettin?"

"Her şeyi soracak mısın?"

"Evet, her şeyi soracağım. Durumu nasıl açıkladın?"

Bıkkınca arkama yaslanıp nefes verdim. "Sadece kahve içmek için buluştuğumuzu söyledim."

give me the notes ❧ harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin