Koridora girdiğimde derin bir nefes aldım. Derse on, on beş dakika vardı. Hızlı adımlarla sınıfıma yürürken duvara yaslanmış kızın biri yanındakine beni işaret etti gözüyle ve konuşmaya başladılar.
Bunun olmaması için çabalasam da sonunda yine olmuştu. Hazırlıklı olduğumdan kendimi güçlü hissediyordum.
Karşımdan gelen kızın yüzüne takıldı gözlerim. Bana bakıyordu ve sanki bana doğru geliyordu.
Yan yana geldiğimizde durup gülümsedi. "Sen Misa olmalısın, öyle değil mi?" Dedi iri ve güzel gözleri olan kız. Yüzü oldukça güzeldi. Yanında ona göre daha uzun olan biri daha vardı ve beni hoşnutsuzca süzüyordu.
"Evet." Dedim ve devam etmesini bekledim. Aslında kızın yüzü tanıdık geliyordu. İllaki okulda bir yerlerde görmüşümdür ama sadece bir karşılaşma tanıdıklığı değil gibiydi.
"Bende Nakamura Akari." Uzattığı eli sıktım ve elimi hızlıca çektim. Kızı nereden tanıdığımı şimdi anlamıştım. Haruto'nun cevap verdiği ve benin hakkımda aptalca şeyler yazan kızdı.
"Şey, Haruto onunla arkadaş olduğunu söyledi de, rica etsem beni onunla tanıştırır mısın?"
Bana göre kısa olduğundan başımı hafifiçe eğip gözlerine baktım ve samimi olmasını umduğum bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.
"Bunu ona sormaya ne dersin?" Hızlıca yanından uzaklaşırken yüzümdeki gülümsemeyi silip sınıfa ilerlemeye devam ettim.
Benimle ilgili yazdığı şeyler hoşuma gitmemişti, bir de ona yardım mı edecektim?! Bu kadar yüce gönüllü değilim.
Sınıfa girdiğimde Hitomi henüz gelmemiş olmalı ki sıramda çanta yoktu. Çantamı yerime koyduktan sonra Haruto'nun sıranın altına koyduklarını almak için gittiğimde soru sorduğum kızın yanına doğru ilerledim.
Akşam etütünde yanıma gelmiş ve sınıfa birlikte girmiştik ama ismi cidden aklımdan silinmişti. Oldukça samimi birime benziyordu ama Hitomi'den sonra kimseye kolayca güvenmemem gerektiğini anlamıştım. Tabii Hitomi'ye de öylece güvendiğim söylenemezdi ama kendini iyi saklamıştı, bu da ona güvenmem için gereken ortamı oluşturmuştu.
"Şey, selam." Dedim çekiniyor gibi yaparak. Sevimli görünmek için her şeyi yapabilirdim şu an.
"Ah, günaydın. N'aber?" Dedi güler yüzle ve okuduğu kitabı kapattı.
"İyi senden n'aber?"
"İyiyim. Otursana." Dedi çantasını kenara çekerken.
"Ya aslında senden bir şey rica edecektim." Samimi bir gülümsemeyle beni dinlemeye devam ediyordu.
"Yanıma oturmak ister misin?"
Kaşları şaşkınca havalandı. "Son olanlardan dolayı mı?"
"Evet, Hitomi'yle oturmak istemiyorum. Eğer sen de istersen yanıma gelebilirsin." Umursamaz bir tavırla omzunu silkti. "Olur, bana uyar."
O, masanın üstündekileri topalarken ben de çantasını alıp kendi sırama taşıdım. Eşyalarını masaya yerleştirirken camdan dışarı doğru baktım. Haruto'nun gelip gelmediğini merak etmiştim.
Mashiho denen çocuk her zamanki yerinde, basketbol sahasındaydı. Cidden iyi oynuyordu ve yıllardır takım kaptanı olduğunu duymuştum. Okulda oldukça popülerdi, hatta öyle ki Makoto bir keresinde turnuvada onu gördüğünü ve ona hayran kaldığını anlatmıştı.
Mashiho'nun yanına giden ve onunla samimi bir şekilde selamlaşan uzun bedene baktım. Sırtında çantası yoktu, demek ki yeni gelmiyordu okula.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
give me the notes ❧ haruto
Fanfiction❧ give me the notes bilinmeyen: Kimya notlarını atsana (18.43) miyoko misa: Sen kimsin (19.13) bilinmeyen: bugün konuştuk bilinmeyen:notlarını vereceğini söyledin ya [HarutoWatanabe×Girl] ©helenrensa | 2021