four

1K 109 149
                                    


Telefonumu kulağıma götürüp annemin telefonu açmasını bekledim. Birkaç çalışın ardından annemin sesini duyduğumda rahatladım.

"Anne ben çıktım ama göremedim seni, gelmedin mi?" Yanımdan geçip giden insanların bazıları bana çarptığında sinirle nefes verdim.

"Ay kızım bugün yemekleri ben yapayım dedim de, dalmışım. Baban gelip alsın mı?"

Sıkıntıyla nefes verdim. "Babam işte değil mi?"

"İşte ama çıkıp hemen seni eve bırakır."

"Yok, ben taksiyle geleyim. Adam çalışsın."

Annem memnun olmayarak homurdandı ama yapacak bir şey yoktu.

Annem işe babamdan daha erken giderdi, bu yüzden bizi okula o bırakırdı ve daha erken gelirdi eve. Bizim çıkış saatimizde o evde olur, bizi okuldan alırdı. Tabi bazen böyle unutmalar oluyordu. Ne zaman taksiyle gitmek istesem asla memnun olmazdı, biraz paranoyak olduğundan sürekli başımıza bir şey geleceğini düşünüyordu

Hızlı adımlarla bir sokak yukardaki taksi durağına gitmek için hareketlendim. Çağırsam daha geç geleceğini bildiğimden gitmek daha mantıklıydı.

Okul görünmez olduğunda hala etrafta tek tük bizim okulun formasını giyen öğrenciler vardı. Kafamda bugün tuvalette duyduklarımı evirip çevirirken omzunda hissettiğim ağırlıkla arkama döndüm.

Tövbe estağfur tövbe..

"Okul sınırları dışındayız, bence bir mahsuru yok."

Şaşkınca ona bakarken omzumdaki eli ittirmek bile gelmemişti aklıma.

Elini suratımın önünde salladı. "Ama şimdiden daldın gittin bak, çok işimiz var öyleyse."

Havada salladığı eline hafifçe vurup indirmesini sağlarken omzumdaki elini ittirdim.

"N'apıyorsun sen ya, etrafta bir sürü insan var!?"

Derin bir nefes verdi. "Etrafta insan olması neyi değiştiriyor?" Bıkkınlıkla bakıyordu.

"Ben Ayame ya da türevleri değilim, senin yanına görünmek herkesi memnun etmiyor!" Söylediklerim her ne kadar sert olsa da ses tonum yumuşaktı.

"Sorun benimle yan yana olmak istememen mi yoksa diğer insanların bunu görmesi mi? İkisi farklı şeyler." Yüzünde ukala ve belirsiz bir gülümseme yer alırken derin bir nefes verdim.

Evet Misa, hangisi?

Aslında cevap benim için belliydi ama tuhaf bir şekilde onunla görüşmeyi kabul etmek tuhaf uyartılar meydana getiriyordu zihnimde.

"İnsanların saçma fikirlerini duymak istemiyorum. O yüzden zamanı değil dedim."

Yüzümün kızardığına yemin edebilirdim. Haruto ufak bir gülümsemeyle baktığında kendimi yere atıp ölü taklidi yapmanın tam sırasıydı. Bu çocuğun neden populer olduğunu anlamak zor olmamalıydı. Öldürücü bir aurası vardı.

give me the notes ❧ harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin