give me the notes ❧ haruto

one

Kalabalık görünen koridora bakıp koridorun başındaki ikinci sınıfa girdiğimde sınıfta sessizlik hakimdi.

Momoko orta sıranın en önünde ki sıraya oturmuş, notlarını karıştırıyordu. Önünde yığınla kağıt vardı ve her iddiasına varım ki dün ondan not isteyen çocuğa bunun yarısını bile vermemişti.

Dudağımın bir tarafı alayla yukarı kıvrılırken nefes verip sırama oturdum.

Pencere tarafında ve arkada üç sıra kalacak şekilde oturuyordum. Ne çok önde ne de arkada olduğundan istediğim zaman dersi dinler, istediğimde yatardım. Rahatıma düşkünlüğümden burası bana cennet gibiydi.

Hitomi sınıfa girip bana gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verdim. O çantasını yanıma koyarken nefes nefeseydi.

"Koşarak mı geldin ne bu hal?" Oturup elini göğsüne koydu sanki bu nefesini düzene sokacakmış gibi.

"Merdivenleri çok hızlı çıktım. Kantine inelim mi, kahve içelim?"

Kafamı sallayıp çantamdan cüzdanımı çıkardım çantamdan. Her sabah istisnasız kantinde kahve içiyorduk, bir sebebi yoktu ama ilk dersten uymamızı engelliyordu.

Kantine indiğimizde çok kalabalık değildi ancak az insan var denemezdi. Hitomi kahveleri alacağını söylediğinde köşedeki masaya ilerledim. Genelde asla boş olmayan bu yer bu sefer şaşırtıcı bir şekilde boştu.

Derse daha on, on beş dakika olduğundan henüz bu masanın yerlileri gelmemişti anlaşılan.

Duvar tarafında ve arkasında pencere olan sandalyeye oturdum. Açıkçası buna sandalye denemezdi, daha çok koltuk gibiydi buradaki sandalyeler.

Hitomi elindeki kahveleri masaya bırakıp karşıma oturdu.

Yan taraftaki çok ses yapan gruba dönüp baktım. Başkaları yokmuş gibi kahkaha atıyorlardı.

"Bu ne ya? Sanki sadece onlar var. Eminim herkes rahatsız oluyordur."
Hitomi omzunu silkti söylediklerime. "Boşversene ya, duymamış gibi yap.

Hitomi ve ben konuşurken dünki mesajları anlatsam mı diye düşünüyordum.
Kantin kalabalıklaştığında bize bakan birkaç kişi vardı, umursamadan kafamı çevirdim ve Hitomi'ye odaklandım.

"Haruto kim?" 

Anlık sorumla gözleri kocaman açılmıştı. Dün yalan söylemiştim Haruto'ya. Onun yüzünü bilmesem de Hitomi sayesinde adını çok kez duymuştum. Sık sık ondan bahseder, nerede nasıl gördüğünü anlatırdı.

"O kadar bahsediyorum hala soruyor musun?"

"Yüzünü bilmiyorum. Buradaysa göster diye dedim."

Anlamsız gözlerle bana bakmaya devam etti ve az önce gürültülü dediğim gruba doğru döndü.

"Şuradaki grupta bak. Mavi ceketli olan."

Dönüp baktığımda yüzü yanında oturan kızdan dolayı görünmüyordu. Fazla bakmak istemediğimden kısaca inceleyip önüme döndüm.

Kolunu yanındaki kızın sandalyesinin arkasına doğru atmıştı. Kızı daha önce okulda çok görmüştüm ama ismini bilmiyordum.