Evin içinde kopan büyük gürültü sonrasında gözlerimi araladım. Uyuyakaldığım koltuk olması gerektiğinden daha sıcaktı.
Bir yorgan gibi etrafıma dolanmış kollara baktım. Haruto yanı başımda uyuyordu. Kollarını sıkı sıkıya sarmış olması benş sıcak tutmuştu demek ki.
Omzuma yasladığı başı aşağı düşmüştü. Eğilip yüzüne baktığımda aşırı tatlı görünüyordu.Sanırım yeni bir hobi edinmeliydim. Uyuyan Haruto'yu izlemek gibi...
Kafamı odanın içinde bağıran Ryoko'ya çevirdim. Haruto'ya dalınca unutmuştum onu ama beni uyandırdığı için biraz sinirliydim.
"Nasıl haber vermezsiniz ya? O şerefsiz buraya kadar geliyor ve sen beni aramıyorsun!" Gözlerini korkunç bir biçimde bana diktiğinde altta kalan elimle Haruto'yu dürttüm.
Uyanması gerekiyordu yoksa Ryoko her an beni paramparça edebilirdi.
"Hallettik biz onu ya, fazla uzamadı." dediğimde inanmayan gözleri hala sinirle benim üstümdeydi.
Haruto'yu daha şiddetli dürttüğümde başını hareket ettirdi ancak kalkmadı. Kulağına eğildim hafifçe.
"Haruto, kalk! Yemin ederim seni bacağından tutup aşağı sarkıtırım."
Kıpırdanmaya devam ettiğinde omzumu silkip başının biraz daha düşmesini sağladım. Eğer uyanmazsa bıçaklamayı düşünüyordum.
"Hallettik ne ya!? Hadi sen salaksın aramadın, şu niye aramadı?!" diyerek Haruto'yu işaret ettiğinde elimi Haruto'nun kafasına koydum.
Konuyı değitirmek için fırsat geçmişti elime. "'Şu' deme. Alnıyor sonra."
"İt mi bu?" Yoshi'ye bakıp gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Hayır ite 'şu, bu' dersen alınır. İt mi Haruto?" Yoshi ısrarla 'it' sohbetine devam ederken Haruto sonunda kafasını kaldırabilmişti.
"İt mi bilmem ama camış gibi uykusu var. Kıyamet kopsa ruhu duymaz." dediğimde Haruto şaşkınca bana döndü.
"Ne iti?"
"Ya salak mısınız siz?" Ryoko yine aynı gerginlikle kendi konusuna döndüğünde göz devirdim.
"Niye salak mıyız?" Haruto yine bana döndüğünde Yoshi ufak bir kahkaha attı. "Bu çocukla arkadaş olmanın en güzel yanı bu: Uyanınca mal oluyor."
"Niye mal oluyor?" diyerek Haruto'nun saçma sorusunu bu sefer ben sorduğumda gözlerini kısıp bana baktı. Kınadığı belliydi.
"Bakın, konuyu değiştirip duruyorsunuz hepinizi kuşbaşı doğrarım."
"Valla doğrar, susun." dedi Yoshi arkasındaki duvara yaslanarak. Duvarla bir bütün olmaya çalışıyor gibi görünüyordu.
Bunu yapınca görünmez olup Ryoko'nun şerrinden korunamazdı.
"Ne diye haber vermiyorsunuz siz?" dediğinde omzumu silktim.
"Haber versek ne olacaktı? Siz gelene kadar zaten gitmiş olırdu." Haruto mantıklı bir açıklama yaptığında şaşkınca ona baktım.
Ryoko'yu susturmaya yetmeyecek gibi dursa da biraz frenlemek için idealdi.
"Yine de haber vermeniz gerekirdi."
"Tamam işte, haberin var mı? Var. Biz haber verdik say."
Ryoko sinirle gözlerini kıstığında Yoshi koluna dokundu. "Haklı sanki biraz."
Ryoko gözlerini bizden çekip Yoshi'ye döndüğünde elimi kaldırıp Haruto'nun kafasına hafifçe vurdum. "Aferin sana ya, istediğinde kullanıyorsun beynini."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
give me the notes ❧ haruto
Fiksi Penggemar❧ give me the notes bilinmeyen: Kimya notlarını atsana (18.43) miyoko misa: Sen kimsin (19.13) bilinmeyen: bugün konuştuk bilinmeyen:notlarını vereceğini söyledin ya [HarutoWatanabe×Girl] ©helenrensa | 2021