twelve

778 86 100
                                        

Sıramın önünde beliren karartıya baktım. Ryoko sırıtarak yüzüme bakıyordu. Cebinden ufak, şurup şişesi benzeri bir şey çıkardı ve kimsenin görmemesine özen gösterip geri koydu cebine.

"Bu ne?" Dedim gergince.

Gülüp kulağıma eğildi. "Küçük beyimiz Souta biraz sarhoş olduğunda kimse seni suçlamayacak."

Şaşkınca yüzüne bakıp yana kaydım ve çekiştirerek oturmasını sağladım.

"Bu ne demek? N'aptın sen?"

"Korkulacak bir şey değil, sadece matarasındaki suyu değiştirdim." Rahatça gülerken kaşlarımı çattım.

"Ya anlaşılırsa, neden yaptın?!"

"Anlaşılmaz, merak etme. Sınıfı boştu, herkes koridora çıkmıştı." Dediğinde yine de tatmin olmamıştım.

"Sen de ne işi var bunun?"

"Abim, en son kız arkadaşından ayrılınca, bir yıl kadar önce, alkol bağımlısı oldu. Babam çok kızdı, kartlarını iptal etti. Abim bıraktığını söyledi ama ablam bu tarz şişelere koyduğunu fark etmiş, evde onları da topladık. Bugün beni okula abim getirdi, o benzinlikte inince arabasını karıştırdım, bunu buldum."

Şaşkınca ona bakmaya devam ediyordum. "Ve sen bunu okula getirdin!"

"Az önce nereye atabilirim diye bakıyordum ama sizi gördüm. Ben de şişeyi onun matarasına boşalttım."

Sinirle güldüm yaptığı çok yanlıştı ama içimi rahatlatmıştı.

"Ayrıca" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktım. "Lise birdeyken, çok utanç verici ama söyleyeceğim, o zaman ben Souta'yla çıkıyordum. Sonra beni aldattı. Henüz 14, 15 yaşlarındayken travma yaşamama neden olmuştu. Bir taşta iki kuş vurdum, fena mı?!"

Şaşkınlıktan gülmeyi bile unutmuştum. Yüzümü buruşturup Ryoko'ya baktım.  "Souta'yla çıkmak mı? İğrençsin Ryoko."

Kahkaha attığında arkasına yaslanıp koluyla omzuma hafifçe vurdu. "Sen beni o zaman görseydin, nasıl aşığım aldatıldım diye intihar etmeyi düşünüyordum. Blog hesabım vardı, oraya atarlı giderli sözler atıyordum."

İkimiz birden güldüğümüzde sınıftakilerin onaylamaz bakışlarını üstümüze toplamıştık. En önde oturan Momoko sinirli gözleriyle kafamı delmek istiyor gibi görünüyordu.

Momoko'yu görmezden gelip çalan ders ziline odaklandım. Ryoko ders hakkında söylenirken camdan dışarı çevirdim gözlerimi dışardaki herkes binaya doğru yürüyordu.

**

"Kantine çıkalım mı?" Ryoko'yu onaylayıp sıranın altından telefonumu aldım. Saati kontrol ederek sınıftan çıkarken Haruto ve arkadaşları da koridordaydı.

Yanlarından hızlı adımlarla geçtiğimizde Ryoko kulağıma eğildi. "E tabi sen Haruto gibilerle randevuya çıktığın için ben Souta'ya kalıyorum." Ufak bir kahkaha attığında omzuna vurdum hafifçe. "Randevuya çıkmadık."

Omzunu silkti. "Bilmem orasını ama fotoğraflarda çok iyiydiniz."

Gülüşüne karşılık dudaklarımı birbirine bastırdım. Gülmek istemiyordum.

Kantine çıktığımızda ortalıkta tuhaf bir telaş vardı. Kimisi gülerek kimisi tedirgince birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. Bu tuhaf uğultu arasında Ryoko alt sınıflardan bir çocuğu yakalayıp sordu;

"N'olmuş?"

"Üst sınflardan Souta abi alkollüymüş. Üstelik koridorda olay çıkarmış. Müdür ailesini çağırmış."

give me the notes ❧ harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin