0.3

8.2K 398 205
                                    

Kalemimi sinir bozucu denilebilecek bir ritimle sırama vurmaya devam ederken, bir kez daha sıranın üzerinde duran telefonumdan saati kontrol ettim. Çıkış saatine on yedi dakika olduğunu gördüğümde sıkıntıyla derin bir nefes aldım ve kalemi biraz daha hızlı çevirdim. Okuldan nefret ettiğimden değildi, ama sayısal derslere ciddi anlamda katlanamıyordum. Eh, öğretmenlerimin de bana katlanamadığı düşünüldüğünde, söz konusu sayısal bir ders olduğunda yaşam enerjimi tüketmeye dakikalar bile yetiyordu.

Telefonumun ekranı bir kez daha, benden bağımsız bir şekilde aydınlandığında sonunda bakışları üzerimde toplayan tıkırtıya bir son verdim ve kalemi defterimin üzerine bırakıp, bakışlarımı ekrana çevirdim. Kyle'ın ismini gördüğümde, kaşlarım istemsizce çatıldı ve parmaklarım ekranda hızlıca kaydı. Elbette, erkek arkadaşımdan bir mesaj almam o kadar garip değildi ama bu tür şeylerden hoşlanmadığını biliyordum. Muhtemelen koç bugüne antrenman falan koymuştu ve çıkışta beni bırakamayacağını haber veriyordu.

Kyle♥️
Sınıfının önündeyim.

Kaşlarım beklenmedik ciddiyeti üzerine biraz daha çatıldı ve bakışlarım yıllarca üzerinde düşünsem de anlayamayacağım bir soruyu açıklamaya çabalayan fizik öğretmenimi buldu. Bana bakmadığını anladığımda bir kez daha parmaklarımı hızlıca telefonumun ekranında oynattım.

Çıkmama on beş dakika var, Kyle.

Ekranı kilitlememe fırsat vermeden yeni bir mesaj geldiğinde, rahatsızca yerimde kıpırdandım. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki?

Kyle♥️
Nora, bu önemli.

Telefonun ekranını kilitleyip dar pantolonun cebine sıkıştırdıktan sonra, masadaki defteri özensizce çantama koydum ve iki senedir dersinden kalmama rağmen, hala bana karşı beklenmedik sevimli bir tavır sergileyen fizik öğretmenime bir şeyler geveleyip sınıftan çıktım.

Sınıfımın karşısındaki duvara yaslanmış bedenini fark ettiğimde, bakışları elindeki telefondan ayrılıp bana çevrildi. Ani gülümsemesi beni çarptı ama göğsüme yayılan tatlı hissi görmezden geldim. Buna çoktan alışmış olmam gerekirdi, yine de ilk andan beri beni ona çeken şey gülümsemesiyken hala böyle hissettirmesine çok da şaşırmıyordum.

"Merhaba bebeğim." diye mırıldandı belimi kavrayıp kısa bir öpücük için beni kendine çekerken. Geri çekildiğinde gülüşümün arasında "Hey," diye fısıldadım. Kolunu biraz daha sıkarken gülümsedi, ama gerginliğini görebiliyordum. Uzanıp avucumu yanağına yerleştirdim. "Sorun ne?"

Sahte gülümsemesi yüzünü terk etti ve gevşekçe dudağını dişledi. Derin bir nefes alırken havalanan göğsü benimkine çarptı ancak ikimiz de beklenmedik teması görmezden geldik. "Bir sorun yok." dedi aceleci bir tavırla. "Sadece- Bu akşam bana gelebilir misin?"

Kaşlarımı kaldırıp ciddiliğini sorgulamak için yüzüne baktım. Hala gergin görünüyordu ve şey, bu biraz komikti. Özellikle, oraya daha önce defalarca kez gittiğim düşünülürse, beni evine davet ederken gerilmesi gerçekten gülünçtü.

"Tabii," diye yanıtladığımda, yüzüne cılız bir gülümseme yayıldı ama hala gergindi. Gözlerimi devirdim. "Neden gerildiğini söyleyecek misin? Evine ilk kez gelmiyorum."

"Nora," Sıkıntılı iç çekişi boş koridora yayıldığında, gözlerinin içine bakmaya devam ettim. "Seni evime birlikte vakit geçirmek ya da kanepemde biraz sevişmek için çağırmıyorum." Yutkundu. "Son seferi hatırlıyor musun? Babam seni tanımak istiyor." Bedenim kollarının arasında gerildiğinde, hızlıca devam etti. "Lütfen, bebeğim. Onun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun."

girls like you • hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin