tamam, bu bölümün başlarını yazarken çok güldüm çünkü her ne kadar hikayeye daddy!calum düşünerek başlasam da gidişatı buna pek uygun gelmemişti ve şimdi bana çok komik görünüyor opfdgkşldklgld
Sıcak yatağın içinde gerinerek uyandığımda kirpiklerimin üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi hissettiren yorgunluğuma rağmen yüzümde kocaman, Cheshire kedisini aratmayan bir gülümseme vardı. Üzerimdeki büyük ve beni boğabilecek kadar ağır, yumuşak yorganın çıplak tenime temasını rahatlıkla hissedebiliyordum. Beni sıcak tuttuğu için minnettardım; fakat Calum Hood kadar iyi iş görmediği kesindi. Dün gece tek kişilik yatağımda bedenlerimizi nasıl birbirine karışacak gibi yakın tuttuğunu anımsadığımda gülümsemem biraz daha büyüdü. Dokunuşlarının izlerini hala üzerimde taşıyordum.
Yatağımda doğrulmadan önce, beni sersemleten uyku mahmurluğundan kurtulabilmek için kirpiklerimi birkaç kez kırpıştırdım. Aptal değildim, uyandığımda Calum'un yanımda olmayacağını tahmin edebiliyordum. Muhtemelen ben uyuduktan sonra kalkıp gitmişti, ama sorun değildi. Bütün geceyi tek kişilik bir yatakta, büyük olasılıkla tüm vücudunun tutulmasına sebep olacak şekilde, benimle geçirmesini beklemiyordum zaten.
Ama yine de burada olsa mutluluğumun katlanmayacağını söylemek koca bir yalan olurdu.
Yorgan tenimin üzerinden kayıp belimden yukarısını açığa çıkartırken uzanıp baş ucumdaki komidinin üzerinde duran telefonumu elime aldım. Üç mesajım vardı ve ekranda gördüğüm numarayı tanımıyor olsam da, mesajların kimden geldiğini tahmin etmek pek de zor görünmüyordu. Yüzümdeki gülümseme sanki mümkünmüş gibi biraz daha büyüdü ve parmaklarımı ekranda kaydırışım fazlasıyla hızlı oldu.
Bilinmeyen Numara:
Bu kadar güzel ve zararsız görünürken seni yatakta yalnız bırakmanın epey zor olduğunu itiraf etmeliyim.
Bilinmeyen Numara:
Orada kalamadığım için üzgünüm. İyi hissettirecekse, uyandığımda gördüğüm ilk şeyin senin yüzün olmasını gerçekten isterdim.
Bilinmeyen Numara:
Her neyse. Dörtte hazır ol, seni bir yere götüreceğim.
Kaşlarım o kadar çok çatıldı ki bir an için alnımda kırışan derinin bir daha asla eski halini alamayacağını düşündüm. Bakışlarım hızla telefon ekranının üst köşesindeki saati taradı ve henüz bir buçuk olduğunu gördüğümde bana derin bir nefes aldırdı. Beni her nereye götürecekse, hazırlanmak için bolca vaktim vardı.
İnan bana, iyi hissettirdi.
Telefonun ekranını kilitleyip ayağa kalktıktan sonra parmaklarımı birbirine kenetleyip vücudumu esnettim. Tüm bedenim kaskatıydı ve kaslarımı biraz olsun gevşetebilmek için düşünebildiğimin en iyisi sıcak bir duştu.
Telefonumun ekranı bir kez daha aydınlandığında uzanıp yatağın üzerinden aldım ve adımlarımı banyoya yönlendirirken mesajı açtım.
Calum Hood:
Bunu bilmek güzel.
Birkaç uzun saniye boyunca ekrana ne cevap vereceğimi bilmeden baktıktan sonra parmaklarımı ekranın üzerinde hızlıca oynattım ve uzanıp küvetin musluğunu açtım. Suyun sadece sesinin bile bedenimde yarattığı etki inanılmazdı.
Ama yanımda olman kadar iyi hissettirmeyeceğine emin olabilirsin. Duş için bana katılmanı isterdim :(
Beni yanıtlaması sadece saniyeler sürdü. Dudaklarımı birbirine bastırıp ekrandaki cümleyi okudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
girls like you • hood
FanfictionDon't you know people write songs about girls like you?