is it raining with you?

16K 1K 178
                                    

1 • Yağmur seninle mi yağıyor?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 • Yağmur seninle mi yağıyor?

^
^

Zaman geceden gündüze dönerken alacakaranlık tüm ihtiyaşımı ile gökyüzünü tek bir yıldızın bile aşamadığı bir karanlığa bulamış haldeydi.

Tahtaların gıcırtı sesine aldırmadan iki basamağı aceleyle inen genç gözlerini kırpıştırdı, etrafını saran ve pençelerini çıkarmamak için kendini tutmak zorunda bırakan kurt feromonları ve onlara karışan midesini bulandıran kokuları ile ormana daldı.

Dolunay yerini güneşe terk etmeden önce gökyüzündeki tek olmanın keyfini sürerken en nefret ettiği zaman dilimi bu gece sona erdiği için artık rahatlayabilirdi.

Dağa giden kestirme patikaya saparak tırnaklarını rahatsız edici feromonlardan kurtarmak için kot pantolonuna batırırıken gittikçe uzaklaşan feromonların ağır baskısı yok oluyordu.

Gece görüş onun için çok zordu, zihni sürekli karışarak ona yolu şaşırtıyor olsa da iç güdülerine güvenerek hareket etmeyi öğrenmişti. O bu kasabadaki herkesten farklıydı ama kimse, onun farklılığını önemsemiyordu, burada kalmasının ve tüm Dolunay'da feromonları daha açık olan kurt adamlara katlanmasının tek sebebi buydu.

Dağın yamacına geldiğinde bakışlarını gökyüzüne kaldırarak baktı, alacakaranlık şimdi güneşin kendini belli etmesi ile maviye çalarken Dolunay sönükleşmişti. O gündüzü severdi, gece tüm tehlikelere açık olmaktan nefret ediyordu.

Serin gece üşümesine sebep olurken tek bir kurt feromonu ya da rahatsız edici kokusunun kalmadığını görerek rahatladı, yere çökerek parmakları toprağa dokundu ve bedeni giderek uzayarak, dönüşerek kendi formunu aldı.

Siyah bir Panter.

Jeon Jeongguk kendi türünü herkesten saklamak konusunda bir ustaydı, insanların haz etmediği Vita olarak kendini söylerken insanlar onun kokusundaki garipliğe aldırmayarak "Ah, yazık, o sadece bir Vita." diyorlardı ve bu, onun kalkanıydı.

Dağa doğru hızla koşarken pençeleri taşlara tutunuyor, ön ayaklarını uzatarak daha yukarı tırmanmaya çabalıyordu. Serin hava giderek vücudunu döverken Güneş tepedeki yerini almak için iyice kendini belli ediyordu.

Uzun süredir dönüşmemiş olan bedeni canını yakarken hızını düşürmemek için elinden geleni yapıyordu Jeongguk, dağın zirvesi yaklaşırken bir kurdun ulumasını duydu, taşlar pençelerinin arasından kaydı ve dengesini toparlayamayarak boşluğa doğru düşmeye başladı.

Havada bedenini sahip olduğu beceriler ile döndürerek bir kedinim sahip olduğu en iyi özelliği kullandı, dört ayağının üzerinde dağ yamacına düştü.

blue cheese' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin