12.

1.7K 195 300
                                    

Bekçi onlara şüpheli bir şekilde baktı, "Tamam, geçebilirsiniz." Artık içeri girmişlerdi ve plan şimdilik başarıyla ilerliyordu. Aslında bunlar Minho'nun elde ettiği birkaç bilgi sayesinde olmuştu, yoksa asla giriş yapamazlardı.

Dedektif içeri girdiklerinde sessizce tısladı, "Siktir, bu kadar kalabalık olduklarını tahmin etmemiştim..." Minho'da ona katılarak sessizce konuştu, "Evet, ayrıca kapıdaki iri adam çok korkutucuydu...onu atlattığımız için şanslıyız." 

Taehyun korkarak bakışlarını hocasına çevirdi, "Ne yapacağız efendim..?" Chan kendinden emin bir şekilde cevap verdi, "Merak etmeyin, halledeceğim." 

Felix ise ortama göz gezdiriyordu, içeride yaklaşık 40 kişi falan vardı ve çoğu erkekti. Kimisi masada oturup ot içerken, bazıları pistte alkol alarak dans edip kafayı buluyordu. Burnuna gelen ağır alkol ve ter kokusuyla yüzünü ekşitti, kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu...

Dedektif Chris, derin bir iç çektikten sonra tekrar konuştu. "Şimdilik dikkat çekmemek için gruplara ayrılalım. Felix, sen benimle geliyorsun." Chan, Felix'i koruyucu bir şekilde kolundan tutup masaya sürükledi. "Burada oturacağız ve bizden şüphelenmemeleri için biraz içki içiyormuş gibi yapmalıyız, sonrasında ben başka odalar var mı diye bakacağım. Sende sakin bir şekilde burada beni bekleyeceksin, tamam mı?"

"Ne? Hayır! Seninle gelmek isti-" Chan, hızlıca Felix'in ağzını kapadı. "Yüksek sesle konuşma ve dediğimi yap." dedi ciddi bir şekilde, ardından elini yavaşça çekti ve çevresine baktı. Minho piste yakın olan bir masadaydı, göz göze geldiklerinde birbirlerine işaret verdiler.

Chan, ne olur ne olmaz diye belini kontrol etti, silahı yanındaydı ve içi tamemen mermiyle doluydu. 

O sırada yanlarına kadın bir garson geldi ve ne içmek istediklerini sordu. Felix, yoğun alkol ve parfüm kokusundan bayılacak gibi hissediyordu, ama gelmek isteyen o olduğu için dayanmak zorundaydı.

Chan tedirgin bir şekilde sordu, "Uhm...votka alabilir miyiz?" burada votka olup olmadığını bilmiyordu, ama varsa da kaçakçılık yaptıkları kesinlikle kanıtlanacaktı. Çünkü votka oldukça pahalı ve değerli bir içkiydi, Kore'de de kolay kolay bulunmazdı. Ayrıca Chan'ın en çok tükettiği içki türüydü...ama en azından o, kendi parasıyla normal yollardan alıyordu.

"Ah, tabii ki." Kadın sırıtarak oradan ayrılırken, Chan şaşkına dönmüştü. Bu herifler cidden suçluydu.

Felix ona baktı ve "İyi misin?" diye sordu. Chris yüz ifadesini değiştirip, hiçbir şey olmamış gibi duygularını sakladı. "Evet, iyiyim."

Burası bir bara benziyordu, ama daha farklıydı. Çok loş ve kapalı bir ortam olması Felix'i resmen krize sokuyordu, insanlar nasıl burada rahat bir şekilde hareket edebiliyordu ki?

Sahne ışığının yanmasıyla herkes dikkatini oraya verdi, nedense bir anda çığlıklar yükselmişti. Sahnede dört tane kadın ve bir erkek duruyordu. Adam piyano koltuğunun başına geçip çalmaya başlayınca, kızlar tedirgin bir şekilde mikrofona yaklaştı.

Hepsi bir ağızdan şarkı söylemeye başlamıştı, "Hit the road Jack! And don't you comeback. No more, no more, no more, no more! Hit the road Jack and don't you comeback no more..."

Chan dikkatlice onları izledi, yüzlerinden gergin oldukları anlaşılıyordu ve sesleri biraz titriyordu. Aklına gelen şeyle yutkundu, muhtemelen bu kadınları esir tutuyorlardı ve zorla şarkı söylettiriyorlardı...belki çok daha kötüsü bile olabilirdi. Dedektif sessiz bir şekilde mırıldandı, "Pislik herifler..."

İçkilerin gelmesiyle Felix, hemen bir bardak kaptı ve içine votka doldurdu. Tam içecekken Chan onu durdurdu, "Hey, ne yapıyorsun?" Genç oğlan masum bakışlarını ona yöneltti, "Şüphe çekmemek için içki içeceğimizi söylememiş miydin?"

Night || ChanLix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin