26.

1.1K 146 209
                                    

5 Mayıs - 1965 (00:48)

Chan kalemini mürekkebe batırdı ve bir şeyler yazmaya çalıştı, ama kafası allak bullak olduğu için yine becerememişti. Sinirle kağıdı buruşturdu ve bir kenara attı. Ardından kafasını masaya gömerek uzun bir süre öyle durdu, gerçekten ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Evet, duygusuz ve sert Chris şimdi ağlamamak için kendisini tutuyordu.

Şu anda çalışma odasında mektup yazmakla meşguldü fakat bir türlü doğru kelimeleri bulamıyordu.

Bu durumda olmasının sebebi yarın olacaklardı, daha doğrusu bugün... Felix'in gitme zamanı artık gelmişti, aynı şekilde amcasınında. Zaman makinesi kullanıma hazırdı ve muhtemelen işe yarayacaktı, çünkü Jaeyoon bu iş için gecesini gündüzünü harcamış ve birçok kez deney yapmıştı. Bu işe resmen hayatını adamış gibiydi ve emeklerinin boşa çıkması çok kötü olurdu.

Chan, Felix ve ihtiyar adına ne kadar mutlu olsada bir yandanda üzülüyordu. Kelimenin tam anlamıyla buradan gideceklerdi ve bir daha asla geri gelmeyeceklerdi. Zaten bu zaman konuları iyice kafasını karıştırmıştı, neyin doğru veya yanlış olduğunu bilmiyordu...ama şunu çok iyi biliyordu, Felix onun her şeyiydi ve ondan ayrılmayı kesinlikle istemiyordu. Bu, şu hayatta isteyeceği son şey bile değildi.

Geçen birkaç ay içerisinde onun hakkıda çok şey fark etmişti. Büyüleyici bir güzelliğe, eşsiz bir kişiliğe, rahatlatıcı bir sese ve mükemmel bir sevgiye sahipti. Bu cidden Chris'in çok hoşuna gidiyordu, yani Felix hakkında her şey onu derinlemesine etkiliyor ve küçük kalbinin çarpmasına neden oluyordu.

Sahi, o buraya geleli sadece birkaç ay olmasına rağmen nasıl bu kadar etkilemişti Chan'ı?

Kafasını masadan kaldırarak ruhsuz bir şekilde önündeki kağıtlara baktı. Ona bir mektup yazmayı bile beceremiyordu, sürekli saçma ve anlamsız şeyler yazdığını hissettiği için bir sürü kağıt heba olmuştu.

Hemen kitaplığının köşesinde duran gitara kaymıştı gözleri ve aklına Felix ile tanıştığı ilk gün gelmişti. Burukça gülümsedi ve ayağa kalkarak eski gitarı eline aldı. Belki de ona bir mektup yerine daha farklı bir veda hediyesi verebilirdi...ondan ilham alarak yazdığı şarkılardan birini söylebilirdi?

Chan kafasını sağ-sola salladı ve gitarı olduğu yere bıraktı, bunu asla yapamazdı. O sadece kendisi için şarkı söyleyip gitar çalardı, ama düşününce...bunu yapması gerçekten en iyi seçenek olurdu. Sonuçta müzik duygularını ifade etmek için harika bir yoldu, gizemli ama bir o kadarda açıksözlü. Hem Felix'e şarkı söyleyeceğine dairde söz vermişti.

Dedektif derin bir nefes alıp verdi ve bütün güvenini toplayarak gitarı tekrar eline aldı. Bunu yapacaktı, sadece kendisine biraz güvenmesi ve rahatlaması gerekiyordu. 

Boşta olan elini kalbine götürerek yutkundu.

Hızlıca odasından çıktı ve aşağı kata inerek genç oğlanın kapısının önünde öylece bekledi. Elini hafifçe kaldırdı ve tıklamalı mıyım diye düşündü. Belki de çoktan uyumuştu, sonuçta son günler onun için oldukça yorucu geçiyordu ve sağ salim gitmek için enerji toplaması gerekti.

"Bunu yapabilirim." Chris kafa sallayarak mırıldandı ve yavaşça kapıyı açarak içeriye girdi. Düşündüğünün aksine Felix uyumamıştı, sadece yatağında dizlerini kendisine çekerek oturmuş ve kafasını eğmiş bir vaziyette duruyordu, ama kapı sesini duymasıyla başını kaldırmıştı.

"Uyuduğunu sanıyordum..." Chan arkasından kapıyı kapatırken konuştu. Onun gelmesini beklemeyen Felix ise kaşlarını havalandırdı. "C-chan? Neden geldin, bir sorun mu var?"

Night || ChanLix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin