"Ah...tanrım! Bu baş ağrısı da ne böyle?" Felix sinirle mırıldanarak yatağından kalktı. Nedense gözlerini açamayacak kadar yorgun ve halsiz hissediyordu.
Darmadağın olan saçlarını kaşıdı ve ayağa kalktı, ama yere takılıp düşmesiyle gözlerini zorda olsa açmıştı.
Küçük bir çocuk gibi mızmızlanarak tekrar ayağa kalktı ve misafirlerin kullandığı banyoya yöneldi, kesinlikle bir duş almalıydı. Yoksa asla ayılamaz ve berbat bir halde dolaşmak zorunda kalırdı.
Hızlı bir şekilde duş aldıktan sonra bornozunu giyip lavabodan çıktı ve yeniden odasına girdi.
Üstüne bir şeyler giymek için dolabı açtığında Chris odaya girmişti. "Oh, affedersin!" Tam odadan çıkacağı sırada Felix onu durdurmuştu. "Sorun değil de, ne oldu?"
"Sadece kahvaltı için aşağı çağıracaktım...bugün ayrılıyoruz."
"Tamam o zaman, giyinip geliyorum."
Chan odadan çıktı ve yemek yemek için aşağı indi. Dün gece olanlardan sonra hiç ama hiç uyuyamamıştı, zaten uyku sorunları vardı ama bu farklıydı. İçinde sürekli değişik bir his vardı ve peşini asla bırakmıyordu, şuan bile.
Masada oturan ve çoktan yemeğe başlayan Yeonjun, dedektifi görür görmez selam verdi. "Günaydın efendim!"
"Günaydın." Chan tekdüze bir sesle konuşup Yeonjun'un yanına biraz mesafe koyarak oturdu. Sonuçta o çok konuşkan biriydi ve rahatsız olmak istemiyordu.
O sırada Felix ise giysilerini giyinip saçını iyice kuruttu, tekrar hasta olmak istemezdi. Ve diğerleri gibi o da aşağı indi, en son gelen olsa da.
"Geciktiğim için üzgünüm, pek iyi hissetmiyorum da."
Vernon güldü, "Evet, dünden sonra normal."
Felix, Chan ve Yeonjun'un arasına otururken kaşlarını çattı. "Nasıl?"
Chan sahte bir şekilde öksürerek ona baktı. "Hatırlamıyor musun?" Diye sordu. Genç oğlan kaşlarını kaldırıp kafasını sağ-sola salladı.
Chris yutkunarak sessiz kaldığında Felix daha da meraklanmıştı. "Ne oldu ki? Bana da söyleyin!"
Vernon yemeğini yerken konuştu, "Çok önemli bir şey değil, sadece sarhoş oldun o kadar."
Felix gözlerini genişleterek Chan'a baktı. "Gerçekten mi? Yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum...kahretsin! Zorluk çıkardım mı? Çıkardıysam çok özür dilerim!"
Chris burukça gülümsedi, "Önemli değil, ayrıca sorun çıkarmadın zaten...gelir gelmez uyudun."
"Oh, rahatladım..." Genç olan tuttuğu nefesi rahatlayarak verdi ve yemeğine döndü. Gerçekten dün hakkında en ufak bir fikri yoktu, sadece köprüye gitmişlerdi sanırım? Neydi o köprünün adı..?
Kafası allak bullak olduğu için daha fazla düşünmek istemedi ve yemeğini yemeye başladı.
Chan ise ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Üzüntü? Mutluluk? Stres? Gerçekten bilmiyordu...ama sanırım Felix'in olanları hatırlamaması garip bir şekilde onu üzmüştü. Belki de böylesi daha iyiydi, hiçbir şey olmamış gibi.
"Uçağımız yakında kalkacak, yemeğimizi yiyip havaalanına gitmeliyiz."
"Peki ihtiyacımız olan şeyleri aldın mı?"
"Evet, aldım. Oraya varır varmaz amcana teslim edeceğim zaten."
"Bu güzel!" Felix sevimlice gülümseyip yemeğini yemeye devam etti, bir yandanda Yeonjun ile sohbet ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night || ChanLix ✔️
FanfictionKazada arabasıyla denize düşen Felix, denizden çıkarıldığında kendi zamanında olmadığını fark eder. ChanLix || BangLix #banglix içinde 1. #jeongho içinde 1. #night içinde 1. #dedektif içinde 1. #handsome içinde 1. #straykids içinde 3. #skz içinde 3...