"Hadi Hyunjin oğlum göreyim seni"
Bu sefer içinde bir huzursuzluk vardı Hyunjin'in.Zile basmak istese bile eli gitmiyordu.Sanki onu tutan bir şey,elinin gitmesini engelleyen nedenler vardı.
5 gün boyunca bu evin ziline basıp kaçmıştı.Fakat bugün eli gitmiyordu.Her ay belirlediği 1 eve taş atan çocuktan bahsediyoruz.Eğlence için her şeyi yapardı fakat bugün farklı bir şeyler vardı.İçinde başka bir huzursuzluk vardı.
"Ne?"
Evin duvarının arkasından bir sesin geldiğini duydu.Garipsese de kedi olduğunu varsayarak zil ile bakışmaya devam etti.
Eli yavaş yavaş zile doğru çıkarken biri elini sıkıca tutup çevirmiş ve sırtının duvarla bir araya gelmesine neden olmuştu.Hislerinde haklıydı.İşte bu sefer yakalanmıştı.
Sırtının duvara çarpmasından dolayı hafif bir inleme bıraktı Hyunjin havaya.Yavaşça kafasını kaldırıp karşısındaki çocuğa baktı.
Önce saçlarından başlayıp keskin bakışlarla süzdü.Sarı saçları,ensesine doğru uzanan bir mulleti vardı.Gözleri koyu ama çok şey ifade ediyordu gibiydi.Yavaşça elmacık kemiklerine indi.Gökyüzünden indirilen birer yıldıza benzeyen yüzlerce çilleri vardı.Hyunjin o an çocuğun yanaklarını sıkmak istedi.Meleğe benziyordu.
Karşısındaki çocuk aralarındaki boy farkından dolayı istemsizce parmak ucunda duruyordu.Hyunjin bunu fark edince kıkırdadı.
"Ne gülüyorsun lan? Ayı mı oynuyor burada?!"
Hyunjin duyduğu sesle olduğu yerde sendeledi ve gülüşünü şaşkınlığa bıraktı.Hayatında ilk defa bu kadar kalın sesli birisini görüyordu.Üstelik böyle bir çocuktan çıkıyordu bu ses.Şaşkınlığın çapkınlığa dönmesi çok uzun sürmemişti.
"Dayı sen de neymişsin be"çilli olan duyduğuyla tekrar uzun saçlı çocuğa döndü."Ne diyosun oğlum sen?Bak boğarım seni.".Hyunjin'e bir adım daha yaklaşıp aralarındaki mesafeyi en aza indirdi çilli."Tamam abi bişey demedik".
Çilli sabır eder gibi nefes aldı ve bağırmaya başladı."Lan şerefsiz! Ben burda 2 dakika daha uyumak için canımı vermeye razıyım,sen gelmişsin her gün benim senden kat kat daha değerli olan uykumu bozuyorsun".
"Yalnız dayıcım elimi bırakırsan fena olmaz"Çilli fark ettiği şeyle Hyunjin'in duvara yasladığı elini serbest bıraktı.
"Bana dayı deme lan.Ecelin olurum senin!"
Hyunjin bunu duyduğu an çilliyi biraz ittirip kocaman bir kahkaha patlattı.
Nefes almayı unuttuğunu düşündüğü anda akciğerlerine hava solumak sonunda aklına gelmişti.Yavaşça doğrulup konuştu.
"Lan şu boyuna,tipine bir bak.Seni gören şeker küpüne düşmüşsün sanar.Senin çillerin var oğlum.Oy sen mi benim ecelim olacaksın? Ay kıyamam ben san-"
Hyunjin bir anda karnına yediği yumrukla öksürmeye başladı.Çilli fazla abarttığını düşünüp uzun boyluya doğru eğildi ve estek alıp kalkması için kolundan tuttu."Ulan akıllısı bizi bulmaz delisi götümüzden ayrılmaz...İyi misin?"
Hyunjin hafifçe doğrulup tekrar çillinin yüzüne baktı."Lan sen gerçek misin?...Bir kere yanağını sıkabilir miyim?"Çilli bir anda Hyunjin'i tekrar ittirip konuştu."Ayol hoşt ulan".
"Ay iyi be yemedik"Hyunjin üstünü temizleyip yere düşen çantasını aldı.
"Normalde öyle her evin ziline basmam ben.Bu hafta sizin evi seçtim...He bir de başka neyi seçerim biliyor musun?"Hyunjin bu lafından sonra yerde gördüğü taşı eline alıp konuştu."Her ay camına taş atacağım evleri"Taşı alıp cama fırlattı.
"BİNGO!"
Hızlı adımlarla duvarı tırmanıp aşağı atladı.Yoluna devam etti.Ama gene unuttuğu bir şey vardı.Uğurlu tokası çimlerde yatıyordu.
Çilli hızlı adımlarla uzun boylunun düşürdüğü yuvarlak siyah cismi eline aldı.Çocuğun attığı taşın camı kırmadığına şükrederek kızgın bir şekilde eve girdi.İntikamını alacaktı.
...
Bölüm oldu mu cidden hiçbir fikrim yok.Taslaklarda 3-4 bölüm daha var isterseniz erkenden çıkrarım ama o 3-4 bölümden sonra hikaye nasıl bir bok yoluna düşecek bilmiyorum.Tamam şimdi gene gidiyorm görüşürüz diyin bu salak yazara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You better run away🏃//Hyunlix
Teen FictionHer gün okula giderken evlerin ziline basıp kaçan Hyunjin,hayatını düzene sokmuş ve sakin yaşayan Felix'i kendi bok çukuruna bulaştırıyor...