Gözlerini kısıp etraftaki garip havayı soluyordu Felix.Nasıl lanet bir yere düşmüştü böyle?Gerçi Hyunjin'in aklına uyup geldiği bu okuldan ne bekliyordu ki?Havada uçuşan uçaklar,koridorda basket oynayan çocuklar,alt sınıfları kenara çekip para isteyen 3-4 çete ve dahası...İçinden Hyunjin'e küfür edip havaya bir lanet savurdu.
"Hey dostum yerdeki uçağı bu tarafa fırlatır mısın?"
Yan taraftan gelen sesle daldığı düşüncelerinden uyanabilmişti.Havada uçan 50'den fazla uçaktan biri ayağının kenarına düşmüştü.Eğilip kağıttan uçağı eline aldı ve sahibine teslim etti.Daha fazla bu gürültüye ve kalabalığa katlanamayacağını biliyordu ve ortamı terk edip sınıfına gitmeye karar verdi.
...
"Zrrr...zrrr.""Sus...lan sus...hay ağz-.
Hyunjin artık alarmı kaç kere ertelediğini bilmiyordu.Artık ertelemeyi bırakıp saate bakmayı akıl ettiğinde gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"HAS..."
Okulun başlamasına 5 dakika kaldığını farketmiş ve gireceği ilk dersin en acımasız öğretmen olduğunu hatırlamıştı.
Yataktan fırlayıp dolabını açtı.
"LAN BENİM FORMAM NEREDE?"
..."Hey!"
Felix koridorda sınıfını ararken birinin onu omzundan dürtmesiyle o tarafa dönmüştü.
"Merhaba?"
"Sen yeni öğrenci olmalısın.Seni sınıfına götüreyim...Ha kendimi tanıtayım ben Jisung...Han Jisung.Günün nöbetçisiyim ve o yüzden seni sınıfa götürmeye geldim...Şey biraz garip oldu."
"Ben de Felix ve hayır sorun değil...sadece nasıl desem biraz garip geçiyor günüm.Burası...hmm...biraz hayvanat bahçesi gibi?"
Jisung ortaya bir kahkaha bırakmış ve Felix'in koluna girip onu sürüklemeye başlamıştı.
"Sanırım aynı sınıftayız Felix."
Sonunda sınıfının önüne geldiklerinde Jisung konuşmuştu.
"Sen de mi bu sınıftasın?"
"Hayır.Aynı sınıfta olduğumuza göre farklı sınıftayızdır.Öyle değil mi?"
Felix Jisung'a garip bakışlarını atmış ve ciddi olup olmadığını sorgular bakışlar atmaya başalamıştı.
"Dostum...ciddi olmadığımı biliyorsun değil mi?"
"Ee...evet evet biliyorum şakacı şey seni..Hadi sınıfa geçelim."
...1.ders bitmiş ve üstüne yaklaşık 2 dakika geçmişti ve Hyunjin okula daha yeni varabilmişti.
"Hyunjin!"
"Minho?"
"NEREDESİN SEN?OKULDAN KAYDINI ALDIRDIN DİYE ÇOK KORKTUM."
"Minho ben galiba bi bok yedim."
"Gene ne yaptın gerizekalı?Yoksa...Gene basket potasına smaç atıp potayı mı devirdin?"
"Hayır daha kötü."
"KANTİNDEKİ BÜTÜN SOSİSLİLERİ YEDİN Mİ?"
"Minho ben sosisli yemem?"
"KIZ ARKADAŞIN MI VAR?"
"MİNHO BİZ GAYİZ?"
"GERİZEKALI BAĞIRMA DA SÖYLE"
"Of ben aşık oldum galiba"
"He tamam alışıldık baştan söylesene amk"
"Bu sefer gerç-"
"Yav tamam ondan anladık gerçektir o hadi derse geç kaldın zaten hoca ağzına sıçacak şimdiden hazırlansan iyi olur."
Minho Hyunjin'in çocukluk arkadaşıydı.Her şeyini bilirdi ve birbirleriyle paylaşırlardı.Hyunjin'in playboy olduğunu ve asla gerçek bir ilişki yaşayamayacağını biliyordu.Bu yüzden en azından zaten derse geç kaldığından azar yememesi için geçiştirip sürüklemeye başlamıştı.
"Minho teneffüsteyiz zaten bir dinle.Bak çok pişman olac-"
Hyunjin bir anda birinin onu omzundan tutup çevirmesiyle hızla diğer tarafa döndü ve karşısında gördüğü kendisinden kısa bedene şaşkın şaşkın bakmaya başladı.
"Eğer buraya gelmenin mantıklı bir sebebi yoksa kendini ölmüş bil Hwang."
Hyunjin Felix'e tatlı bir bakış atıp arka bahçeye doğru koşmaya başladı.
"LAN ŞEREFSİZ HANİ BU OKULDA OKUMUYORDUN?BENİ BU PİSLİĞİN İÇİNE BİLEREK ATTIN DEĞİL Mİ?KAÇMA PİÇ!"
Felix son bir adım daha attığında Hyunjin'i çantasından yakalamıştı.Fakat hızını alamayıp yerde 2-3 takla atmalarına neden olmuştu.Neyse ki fazla yara almamışlardı.
Arka bahçe genelde sadece sigara içmeye çıkan öğretmenlerin uğradığı bir yerdi.Öğrencilerin girişine izin verilmezdi.Eğer yakalayacak olurlarsa uyuşturucu,hap,sigara veya yasak olan şeyleri sattıklarını düşünüp direk müdürün odasına postalarlardı.
"Ee Hwang şimdi nereye kaçmayı planlıyorsun?"
"Teslim oluyorum Bayım ama üstümden kalkarsanız daha masum bir görüntü olabilir."
Hyunjin Felix'e göz kırpıp üzerinden son hız kalkmasını sağlamıştı.
"Bana burada okumadığını söylemiştin."
"Yalan söyledim."
Hyunjin 1 adım adıp Felix'in çilli yanaklarından bir adet makas aldı.Felix Hyunjin'in elini hızla ittirdiğinde Hyunjin artık bu saçmalıktan sıkılmaya başladığını fark etmişti.
"Bak yalan söyledim tamam mı?Dünyanın sonu değil.Ya da ben insan yemiyorum.Sadece burada okuyan normal bir insan-"
"Normal?"
"Off Felix işleri zorlaştırma.Sadece küçük masum bir yalandı.Burada okuyorum ve şu an buradan gitmezsek ceza alacağımıza eminim."
"Ne?"
"Hwang Hyunjin !"
Hyunjin adının seslenmesiyle başının belaya girdiğini anlamıştı.Duvarın arkasından uzun boylu yarı uzun saçlı bir adam geliyordu.
"Bu adam niye bize doğru geliyor Hyunjin?"
"Ölüm fermanımızı getirdi onu vericekmiş Felix."
Diplerine kadar gelen adam gerçekten bir kartal misali keskince gözlerinin içine bakıyordu.
"Sen yeni gelen öğrenci olmalısın.Merhaba ben Kimya Öğretmeniniz.Buranın yasak olduğunu bilmiyorsundur var sayıyorum ama..."
Hafifçe Hyunjin'e başını dönerek sözlerine devam etti.
"Peki ya sen Hwang?"
Hyunjin Felix'e bakmayı bırakıp Kimyacıya baktı ve cevap verdi;
"Felix yaptı."
...
Gördüğünüz gibi Hwang çocuğu şerefsiz çıktı.Peki sorun bu yazarınıza;acaba buradan sonra fici nasıl çevirecek?Her zaman da dediğim gibi.FİC BOK YOLUNDA.Neyse gidiyorm diğer bölümü yazam bari amk😚😚😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You better run away🏃//Hyunlix
Teen FictionHer gün okula giderken evlerin ziline basıp kaçan Hyunjin,hayatını düzene sokmuş ve sakin yaşayan Felix'i kendi bok çukuruna bulaştırıyor...